Increasingly translate Turkish
712 parallel translation
Many months later at Wuthering Heights... during one of Dr. Kenneth's increasingly rare visits- -
Uğultulu Tepeler'de aylar sonra, Dr.Kenneth'in git gide azalan ziyaretlerinin birinde...
Michel is becoming increasingly suspicious.
Michel gitgide daha çok şüpheleniyor.
And it became increasingly apparent that almost as great a problem... for the police as the capture of the murderer... was to be the overzealousness of the public.
Halkın, katilin yakalanması için aşırı hevesi polis için neredeyse büyük bir sorun olduğu giderek daha belirgin hale geldi.
I find these wisecracks increasingly less funny.
Bu iğneli lafları giderek daha az komik buluyorum.
For many days before the end of our Earth... people will look into the night sky and notice a star... increasingly bright and increasingly near.
Dünyamızın sonu gelmeden günler önce... insanlar geceleri gökyüzüne bakacak ve bir yıldızın... giderek daha parlaklaştığını ve yakınlaştığını görecekler.
He has wondered increasingly about the planets he sees in the sky,
Gökyüzünde gördüğü gezegenler hakkındaki ilgisi giderek artıyordu.
The era had attained a level of knowledge and technologies... that made possible, and increasingly necessary, a direct construction of all the aspects... of a mentally and materially liberated way of life.
Bu çağ, zihinsel ve maddi olarak... özgürleşmiş bir yaşam biçimini mümkün... ve gitgide gerekli kıIan bir bilgi ve teknoloji düzeyine ulaşmıştır.
What about Rilke's saying : Modern life increasingly separates men and women?
Rilke'nin çağdaş hayatın erkekle kadını, giderek daha fazla uzaklaştırdığı görüşüne ne diyorsunuz?
This inverted ministry is run by a Satan who has become increasingly powerful through the ages eternally rejuvenated, evolving, and increasingly human. Even spiritualized.
Bu tersine yönetim, çağlar boyunca gitgide güçlenen, ilelebet yenilenen ve gelişen, artarak beşerileşen, hatta maneviyat kazanan bir şeytan tarafından idare edilir.
All day and all Currently, you will appeared increasingly with one.
Her geçen gün, her şekilde bir boğaya daha da çok benzeyeceksin.
An uncharted memory flees stubbornly towards an increasingly distant era.
Keşfedilmemiş bir anı inatla uzak bir çağa doğru gitgide gözden kayboluyor.
One is now increasingly replaced by a clear and sure movement.
İnsanın yerini artık gitgide açık ve kesin bir şey alıyor.
While a light,... a blinding awakening, overwhelms and covers everything in silence,... where we are no more than a dot, increasingly forgotten and distant.
Işık, kör eden bir uyanış her şeyi sessizlikte ezip kaplarken unutulmuş ve uzak bir yerde bir noktadan fazlası değiliz.
We must be increasingly alert to prevent them taking over.
Onların istilasını önlemek için her an tetikte olmamız gerekir.
Well now... soon after the stranger has entered this lurid scene, it becomes increasingly evident there is a growing antagonism between him and Mr McGrew.
Pekala... yabancı bu korkunç sahneye adım attıktan sonra onunla Bay McGrew arasında büyüyen bir düşmanlık olduğu anlaşılıyor.
A caress leads us from our infancy increasingly I see the human form as a lovers'dialogue
Bir okşayıştır çocukluğumuza yol gösteren. İnsanları, gittikçe bir aşıklar diyaloğu halinde görüyorum.
Well, it's nothing I can pinpoint without an examination, but he's become increasingly restive.
Muayene etmeden bir şey diyemem ama çok aksi.
My eyesight appears to be failing. The normal temperature of the ship seems to me to be increasingly cold.
Görme yeteneğim kayboluyor gibi ve geminin normal sıcaklığı gittikçe soğuyor gibi geliyor.
Doctor, the ship's temperature is increasingly uncomfortable for me.
Geminin sıcaklığı beni gittikçe daha çok rahatsız ediyor.
Mr. Boma, your tone is increasingly hostile.
- Ses tonunuz git gide kızgınlaşıyor.
It's increasingly important for a philosopher.
Felsefeciler için matematiğin önemi çok yüksektir.
For the few who remained, life was increasingly difficult.
Kalan az kişi için hayat giderek güçleşiyordu.
was for our country to gain time while Germany got increasingly involved in their war against the Russians, a war which, in his opinion, would last for years, and in so doing, we would allow France to maintain its position in the world, as well as its empire.
Kayınpederimin aile içinde sıklıkla paylaştığı felsefesi tek gerçekçi çözümün Almanya'nın Ruslara karşı savaşa gitgide daha da dâhil oluyorken zaman kazanması gerektiğiydi.
Dr. Lester's condition is increasingly serious.
Dr. Lester'ın durumu ciddileşiyor.
The crew is becoming increasingly tense.
Mürettebat çok gerilmeye başladı.
LATELY, DINSDALE HAD BECOME INCREASINGLY WORRIED ABOUT SPINY NORMAN.
Son zamanlarda Dinsdale'in Dikenli Norman konusundaki endişesi artmıştı.
This is increasingly difficult.
Adi herifler gemiyi havaya uçuracaklar.
After that, Goto seemed to become increasingly hysterical.
Ondan sonra, Goto giderek histerikleşmeye başladı.
You cheat sometimes, a little, rarely, increasingly rarely.
Bazen hile yapıyorsun, çok az, nadiren hatta gitgide daha az.
In fact, in many areas of modern psychiatry Computers are now being increasingly used For the first basic diagnosis, and this has gone a long way
Modern psikiyatrinin birçok alanında bilgisayar kullanımıyla ilk tanının konulması yaygınlaşmakta bu ise vasıfsız sahtekârların önüne geçmeye çok yardımcı olmaktadır.
My late husband and we are increasingly disturbed By recent developments in literary style Vich have taken place here in germany... er, england.
Merhum kocamla birlikte edebi üslup gelişmeleri konusunda kaygılıyız Almanya'da...
That's what you told us this morning, and I'm finding it increasingly hard to believe.
Bize bu sabah da böyle dedin, ve ben bunu inanılması giderek daha zor buluyorum.
Like blackmail, it lays the basis for new... and increasingly greater demands... until, as in blackmail... violence becomes the only alternative.
Tıpkı şantaj gibi taviz de giderek artan talepler doğurur ta ki şiddet tek seçenek olana kadar.
These pieces are becoming increasingly rare.
Bu şeylerden bulmak gittikçe zorlaşıyor.
But after that it became increasingly difficult.
Ama sonra giderek daha zor olmaya başladı.
Chief, you mean... You are obedient but not Gao Deng he is getting increasingly unmanageable
Şef, ne demek bu... sözde klanımıza katıldınız... bana hizmet edecektiniz... ama hemen hainliğe başladınız
I'm getting increasingly scared.
Korkum giderek artıyordu.
'Many increasingly felt that they'd all made a big mistake'in coming down from the trees in the first place.
Bir çoğu, zamanında ağaçlardan inerek büyük bir hata yaptıklarını hissetmeye başladılar.
And then, suddenly, increasingly strange behavior.
Sonra birden, gelişen garip davranış.
In public, he tries to keep up an appearance of composure... but it is increasingly difficult.
Zelig, insanlarlayken, soğukkanlılığını korumaya... çalışmaktadır ama bu gittikçe güçleşir.
The picture in Cambodia is increasingly unclear.
Kamboçya'nın hali, sürekli artarak daha da kötüye gidiyor.
It is not known whether any of the ex-ministers may have taken refuge in the embassy where, in the words of a UNICEF representative in Bangkok the situation is said to be "increasingly precarious."
Eski bakanların, elçilikte rehin alınıp alınmadığı ise bilinmiyor. Bangkok'taki UNlCEF temsilcisi ise, durumun çok belirsiz olduğunu söyledi.
However, one rumour being heard increasingly in the Capitol today says the vessel is a US submarine that has disappeared whilst on routine patrol in the area.
Ancak, bugün başkentte giderek artan bir söylentiye göre... bölgede rutin devriyesini yaparken... ortadan kaybolan gemi bir Amerikan denizaltısıydı.
Increasingly, I feel that something is wrong.
Giderek daha çok bir şeylerin yanlış gittiğini hissediyorum.
We are being increasingly influenced by the star system.
Gittikçe yıldız sisteminden daha çok etkileniyoruz.
He leads an increasingly glamorous life.
Aşırı pırıltılı bir hayat sürüyor.
I'm getting increasingly concerned for my future.
Geleceğim hakkında çok endişeleniyorum.
With the arrest of Jonathan Parker who was increasingly implicated... in the copy-cat murders following the electrocution of Horace Pinker... the horrors seemed to be over.
Horace Pinker'ın infazından sonra işlenen cinayetlerle ilgili olarak... - Jonathan Parker'ın tutuklanması ile dehşet sona ermiş görünüyordu.
But during the election of'74... our work became increasingly political.
Ama 74 seçimlerinde yaptığımız iş giderek siyasileşmeye başladı.
Alan Neyman, president of TSC, was unavailable for comment... and he seems increasingly isolated.
Yorumlarını almak TSC'nin başkanı Alan Neyman'a ulaşılamadı. Görünüşe göre şirketten tamamen ayrılıyor gibi.
You see, the New Jersey accent... becomes increasingly nasal the further south one goes.
Burundan gelen bir şive güneye gittikçe belirginleşir.