English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Incriminated

Incriminated translate Turkish

38 parallel translation
Was there someone you thought would be incriminated... if Nurse Linley had been allowed to speak yesterday?
Hemşire Linley'in dün konuşmasına izin verilseydi size göre suçun yüklenebileceği birisi var mıydı?
Besides whether you killed him or not, you've incriminated yourself.
Üstelik, onu öldürmemiş bile olsan zan altındasın.
If I had been given the chance to interrogate him... I could have incriminated Mundt.
Eğer onu sorgulama şansım olsaydı, Mundt'u deşifre edebilirdim.
You're incriminated.
Suçlanıyorsun.
Aside from being accessories... we could all be incriminated.
Hepimiz buna alet olmaktan suçlanabiliriz.
Are you telling this court that John Gotti... is not the same man you incriminated on an assault warrant?
Yani mahkeme önünde söylediğiniz şey... John Gotti'nin size saldıran kişi olmadığı mı?
- Lf he knows, then he's incriminated.
- Çünkü bilirse, suçlu konumuna düşer.
There's no guarantee Barnett would have incriminated himself on tape, even if Sam hadn't told him.
Barnett'in kendini suçlayacak bir şeyler söyleyeceğinin garantisi yoktu Sam onu uyarmasa bile.
What makes you think I was gonna come in before they incriminated themselves?
Onların kendilerini suçlamadan önce benim içeriye geleceğimi sana düşündüren neydi?
Now that Lee Jong's incriminated himself, the Chinese government's not gonna try to protect him.
Lee Jong artık kendini suçladığına göre Çin hükümeti onu korumaya çalışmayacaktır.
She incriminated herself to cover this loser.
Suçu üzerine aldı ve o pisliği korudu.
- Be specific. - Lynch woke up and incriminated him.
Ona Lynch'in uyandığını ve onu suçlayıcı tarzda ifade verdiğini söyle.
You could have just incriminated Folke.
Suçu Folke'a atabilirdin.
Anything that might've incriminated Cheznik is gone.
Hayır, Cheznik'in yönettiği davalarda böyle şeyler olmaz.
Were you planning to interrogate him without an attorney present until he incriminated himself in some way that you find beneficial for your investigation?
Soruşturmanıza faydası olacak bir şekilde kendini suçlu durumuna düşürene dek onu avukatı olmadan sorgulamayı mı planlıyordunuz?
Don't feel incriminated, We need to know what happened.
Kendinizi suçlu hissetmeyin. Ne olduğunu bilmek istiyoruz.
Mr. lumumba, why do you think Amanda knox falsely incriminated you?
Sizce Amanda knox, sizi niçin yalan beyanla suçladı.
AND INCRIMINATED DELFO ZORZI, CARLO MARIA MAGGI, CARLO DIGILIO
TÜM SANIKLAR BERAAT ETTİ. 1992 YILINDA MİLANO SAVCILIĞI DAVAYI YENİDEN AÇTI.
I highly doubt anybody gonna comes out and incriminated themselves to me on tape.
Birinin çıkıpta kendini, bana ifşa edeceğinden şüpheliyim.
What I gave you incriminated the firm, Bendini, Lambert, and Locke only.
Sana firmayı suçlayarak teslim ettim, sadece Bendini, Lambert, ve Locke.
What I gave you incriminated the firm.
Sana suçlu çıkmış bir şirket verdim.
Does she realize she just incriminated herself?
- Az önce suçu üstlendiğinin farkında mı?
He incriminated himself.
Kendisini suçlu göstermek istedi.
So you incriminated yourself.
Sen de kendini suçlu gösterdin.
That's why she deleted all the videos but the one that incriminated Amanda's father.
Videoları bu yüzden sildi ve bir tanesini Amanda'nın babasını suçlamak için bıraktı.
Yet you provided numbers that led to statistics which incriminated my client.
Müvekkilimi itham eden verileri yeni girdiniz.
You deliberately incriminated him.
- Kasten ona suç attınız.
Well, if Berman knew he had incriminated himself on tape...
Eğer Berman, kayıtlarda suçlu olduğunun açığa çıktığını biliyorduysa- -
The tapes that Scarlett brought in indicated several violent murders that incriminated Dante in the disappearance of at least two of the magician assistants and her ex-boyfriend Clay Bowland.
Scarlett'in şubeye getirdiği kayıtlar, Dante'yi en az iki sihirbaz asistanının ve bu asistanın eski erkek arkadaşı Clay Bowland'ın kayboluşuyla itham eden birkaç azılı cinayete işaret ediyor.
Because the participants only logon and off, they cannot be incriminated.
Sadece giriş yaptıkları için suçlanamıyorlar sanırım.
The less you know, the less you can be incriminated.
Ne kadar az bilirsen o kadar az suçlu durumuna düşersin.
Neither Tommy nor I can be incriminated in any way, or the deal is off.
Tommy'nin veya benim suçlu bulunacağımız herhangi bir şeyde anlaşma suya düşer.
Neither Tommy nor I can be incriminated in any way or the deal is off.
Tommy'nin veya benim suçlu bulunacağımız herhangi bir şeyde anlaşma suya düşer.
We would've left too much back there that might've incriminated...
Orada bizi suçlu gösterecek çok fazla şey bırakmıştık.
Or you didn't want them to hear how it incriminated you.
Ya da bunun seni nasıl suçlu göstereceğini öğrenmek.
It incriminated all of us.
Bu hepimizi suçlu gösterirdi.
He chose images that showed me moving gaines'body, eliminated the ones that incriminated himself.
Onu suçlu duruma düşüren fotoğrafları yok edip benim, Gaines'in cesedini taşırken çekilen fotoğraflarımı aldı.
And the consistent method has been to exploit vulnerable young women to blackmail officers into fearing they'd be incriminated in serious offences.
Ve tutarlı yöntem genç kadınları... polislere şantaj yapmaktan men etmektir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]