English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Indecision

Indecision translate Turkish

100 parallel translation
Miss Dillwood, I don't think anything as trivial as your fiancé's cough is the real reason for your indecision.
Bayan Dillwood, kararsızlığınızın gerçek nedeninin nişanlınızın öksürüğü gibi önemsiz bir konudan kaynaklandığını sanmıyorum.
The cure for indecision is decision, Miss Dillwood.
Bayan Dillwood, kararınız kararsızlığınızın şifası olacaktır.
He was removed from his command because of indecision in the presence of the enemy.
Düşman karşısında karar verme güçlüğü çekmesinden dolayı birliğinden ayrıldı.
If being a good soldier is... submitting dumbly and passively to- - to injustice, indecision and complacency, then I'm- -
Eğer iyi bir asker olmak... haksızlıklara karşı sesini çıkartmayan her şeyi - - olduğu gibi kabul edip gönül rahatlığıyla yaşamaksa, ne mutlu ki- -
Well, a delay generally indicates indecision, an unresolved conflict, a manifestation of the will to live or a desire for attention, but...
Şey, gecikme genellikle kararsızlık, çözülmemiş çatışmanın işaretidir, yaşama isteğinin bir dışa vurumu ya da dikkat çekme arzusu, fakat...
In the capital there was much indecision... between those who wanted Japan opened to other countries... and those who were against it.
Başkentte Japonya'nın kapılarını açmasını isteyenler ile buna karşı çıkanlar arasında çok fazla tereddüt vardı.
Indecision is a bore
Kararsızlık sıkıcı
- The indecision is most bewildering. - Yes, ma'am.
- Bu kararsızlık çok şaşırtıcı.
You made me drink the wine of the indecision.
Bani kararsızlıkla sarhoş ettin.
Indecision is a virus that can run through an army and destroy its will to win, or even to survive.
Kararsızlık, bir ordunun içine sızdığında, onun kazanma niyetini yokeden, hatta ordunun ayakta kalamamasına neden olan mikroptur.
One day, when it'll be impossible you'll be devoured by the hungry, then we'll see that the lack of courage, the indecision...
Gün gelecek, bu mümkün olmayacak. Aç kalanlar seni yiyecek. İşte o zaman göreceğiz bu cesaretsizliği, kararsızlığı.
When suddenly faced by the unknown or imminent danger, a human will invariably experience a split second of indecision.
Bilinmeyen veya yakın bir tehlikeyle karşılaştığı zaman insan bir saniyelik bir kararsızlık geçirecektir.
He failed a psycho-simulator test. All it takes is a split second of indecision.
Kararsız kaldığı için psiko-simülatör testinde kaldı.
Well, now, we've all been through a period of anxiety and indecision... since my brother's death.
- Kardeşimin ölümünden sonra birlikte endişeli ve karasızlık içinde bir dönem yaşadık.
War's very object is victory, not prolonged indecision.
Savaşın ana amacı kazanmaktır,... uzun süreli kararsızlık değil.
Why this indecision and compromise?
Bu kararsızlık ve uzlaşmacılık niye?
What pleases the Leader is victory, not indecision.
Lider zaferden hoşlanır, Kararsızlıktan değil.
I mean, I'm filled with such indecision, such a downright honest confusion, you're never gonna get through that wall of white noise in my head.
Yani ben kararsızlık içindeyim. Bu çok açık bir karışıklık. Asla kafamdaki beyaz ses duvarından geçemezsiniz.
The Zalkonians truly don't understand our indecision about returning John.
Zalkonianlılar John'u geri vermekteki tereddütümüzü anlamıyorlar.
In view of your indecision, you should rely on their judgment. And mine.
Kararsız olduğuna göre, onların görüşlerine itibar etmek durumundasın benimkilere de tabii.
You were part of a vast consciousness, billions of minds working together, a harmony of purpose and thought- - no indecision, no doubts.
Milyarlarcasının birlikte çalıştığı kocaman bir bilincin parçasıydın- - bir amaç ve düşünce armonisi- - kararsızlık ve şüphe yok.
Only the station announcer keeps coming on and telling me that my train has been delayed... as the driver has suffered a major panic attack in Indecision City!
Ama istasyondaki o anons, durmadan trenimin rötar yaptığını söyleyip duruyor! "Makinistiniz Kararsızlık Şehri'nde şiddetli bir panik atak geçirdiği için otobüsü tercih etmenizi öneririz!"
Surely you've had that moment of indecision when some little live creature shows up in your headlight, but you drive over anyway and forget about it.
Küçük bir canlı farların önünde belirdiğinde... kararsız kalıp, yine de yola devam etmiş sonra da bunu unutmuşsundur.
- I understand your indecision. But we've got to decide.
Dinle, yeni fikirlerin olmasını kesinlikle anlıyorum ama karar vermek zorundasın.
- Okay. I don't want you to think that I'm cursed with indecision.
Kararsız birisi olduğumu düşünmeni istemiyorum.
You seem to be experiencing a little indecision.
Kararsızlık çekiyor gibisin.
Okay. Obsessive indecision. Wow.
Saplantılı kararsızlık o halde.
The indecision of a child, ladies and germs.
Bayanlar baylar bir çocuğun kararsızlığı.
Any indecision you're feeling about your future, I can help.
Geleceğin hakkında herhangi bir kararsızlığın varsa yardım edebilirim.
My indecision nearly cost Crichton and Aeryn their lives.
Kararsızlığım az daha Crichton ve Aeryn'ın hayatına malolacaktı.
We... I apologize for my indecision.
Biz... ben kararsızlığım için özür dilerim.
There's total indecision.
Fazlasıyla hareketsiz.
Any indecision is amoral :
Herhangi bir kararsızlık kabul edilemez.
I'm here for my indecision, not his.
Kendi kararsızlığım için buradayım, onunki için değil.
Deer standing in the road of senior year caught in the headlights of college indecision.
Son senenin yolunda duran ceylanın fakülte kararsızlığının farlarına yakalanma bakışı.
I hope that your indecision did not put her at more risk than necessary.
Verdiğiniz kararın onu riske atmadığını umut ediyorum.
Your... indecision is wasting time
Kararsızlığınız sadece zaman kaybı
Indecision is a weakness.
Kararsızlık bir çeşit zayıflıktır.
More is lost by indecision than by wrong decision, that's all I'm saying.
Kararsız kalarak kaybettiklerin, yanlış kararla kaybettiklerinden çok olur.
- Indecision, sir.
- Emin değilim, efendim.
No, I think his indecision is at the core of the story.
Hayır, onun kararsızlığı bu öykünün özünü oluşturuyor.
Although I haven't lived my life since then without indecision, that goal I decided upon that day still hasn't changed.
O zamandan beri tereddütsüz geçen bir anım olmamış olsa da o gün aldığım kararlar bugün de değişmiş değil.
Because as much as I thought I wanted us to be together I guess what I want more is to be one of those people who lives every moment of his life without indecision, without regrets someone who dares to disturb the universe without a thought to the consequences.
Birlikte olmamızı ne kadar istiyor olsam da hayatını kararsızlıklar ve pişmanlıklardan uzakta yaşayan insanlardan biri olmayı bundan daha çok istiyorum. Sonuçlarını düşünmeden dünyayı alt üst edebilen biri olmalıyım.
Where he is majoring in indecision.
Uzmanlaştığı alan "Kararsızlık".
My father said you had a weak handshake, which is a sign of indecision.
Babam el sıkışının zayıf olduğunu söyledi, kararsızmışsın.
Those that came before us made certain that there could be no indecision.
Bizlerden önce gelenler tereddüt olmamasını sağladılar.
And indoctrinating them into a life-long hell of debt and indecision.
Ve onları hayat boyu sürecek borç ve kararsızlığa sürüklüyoruz.
Well the army's not big on indecision.
Bazen tek yapman gereken karar vermektir
Et me paint you this little scenario, okay? Sue gets done with your indecision. All right, she can't deal with it anymore, you guys break up.
Eğer ayrılırsanız, Sue bununla başa çıkabilir.
But the remnants of the old federal government were paralyzed by indecision, and the international community refused to act.
Ama eski hükümetin kalıntıları kararsızlık yüzünden donakalmıştı. Ve Birleşmiş Milletler harekete geçmeyi reddediyordu.
More is lost by indecision than wrong decision.
Kararsız kalarak kaybettiklerin, yanlış kararla kaybettiklerinden çok olur.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]