English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Indentured

Indentured translate Turkish

90 parallel translation
When I was a lad, we had indentured bondservants.
Ben çocukken, senetli uşaklarımız vardı.
In spite of all the problems... in spite of the prospect of indentured servitude for the rest of my life... in debt beyond my wildest dreams... I love the house.
Bütün sorunlarına rağmen... hayal bile edemeyeceğim kadar borcu ödemek için hayat boyu... köle gibi çalışma olasılığına rağmen... bu evi seviyorum.
You are not an indentured servant.
Sözleşmeli uşak değilsin sen.
In return, I agreed to be their indentured slave for the next four years.
Ben de karşılığında onların 4 yıl boyunca kölesi olmayı kabul ettim.
After seven years indentured service in Virginia, they headed out here...'cause the frontier's the only land available to poor people.
Virginia'da yedi yıl süren sözleşmeli askerliğin sonrasında buraya gelmişler, çünkü fakir insanlar ancak sınır bölgelerinde toprak sahibi olabiliyorlar.
What is it you require of an indentured servant?
Sözleşmeli işçi için ne gerekiyor?
I'll need indentured labor, at least two men.
Sözleşmeli işçiye ihtiyacım olacak, en az iki adam.
English and Indian, gentry and indentured, free man and slaves, and make of us an example for all the world, to marvel at and proclaim :
İngiliz ve Yerli üst tabaka ve alt tabaka, özgür olanlar ve köleler tüm dünyaya bizi bir örnek yaparak hayrete düşürecek ve ilan edecek :
Indentured servitude is not what my son had in mind.
Oğlum, sözleşmeli çıraklık yapmayı hiç düşünmüyordu aslında.
Slavery, indentured servitude.
Kölelik, sözleşmeli hizmet.
Indentured servants?
Sakıncalı hizmetkarlar?
I can't spend five years as an indentured servant.
Beş yılımı sözleşmeli bir uşak olarak geçiremem.
How am I supposed to deal with the fact that the grumpy old man who forced me into indentured servitude turns out to be a cross between Sam Fuller and Cameron Crowe?
Beni sözleşmeli ağır cezaya zorlayan huysuz yaşlı adamın Sam Fuller ve Cameron Crowe arası bir karışıma dönüşmesi gerçeğinin nasıl üstesinden gelmem gerekiyor?
Thank Dad. He's the one who indentured me to servitude.
Bana bu uşaklık cezasını veren o.
You do have one indentured servant at your disposal.
Emrine amade cezalı hizmetkârın var.
They treated women like something more than just indentured servants.
Onlar kadınlara, hizmetçilerden daha fazla değer verirdi.
Maybe you can serve to brighten these last few lame hours of indentured servitude.
Belki şu son zorunlu hizmet saatlerime biraz neşe katabilirsin.
Uh, I can't, because I'm an indentured elf all through Christmas Eve.
Olmaz, çünkü bütün gece cüce olacağım konusunda bir anlaşma yaptım.
Changing your name, and being indentured for all those years, and occupying Algeria... I'm not graduating from high school.
Adını değiştirmek, onca yıl zorunlu hizmet yapmak, Cezayir'i işgal etmek. Liseden mezun olamayacağım.
Malcolm's my indentured man with three years left in his debt.
Malcolm benim sözleşmeli adamım, üç yıllık kalan borcuyla.
We've over 2,000 workers, mostly indentured
Burada 2000'den fazla işçimiz var. Çoğu sözleşmeli.
Malcolm's my indentured man with three years left in his debt.
Malcolm bana 3 yıl daha borçlu olan sözleşmeli işçim.
Besides, how could I have time to rewrite my novel... and still do my faithful servant duty... to her as her little indentured servant person?
Zaten hem romanı baştan yazıp... hem de onun küçük hizmetkarı olarak vazifelerimi nasıl yaparım ki?
Uh, you mean indentured servitude.
Bu bir iş. Sözleşmeli kölelik desek...
Indentured servitude.
Sözleşmeli Kölelik.
I always felt like that was indentured servitude.
Hep bunu sözleşmeli kölelik olarak görmüşümdür.
According to legend, no Sodan has been indentured to the Goa'uld for over 5000 years.
Efsaneye göre beş bin yıldır tek bir Sodan bile Goa'uld'a hizmet etmemiş.
You would turn my people into nothing more than indentured slaves, to serve your farms.
Halkımı çiftliğinize hizmet etmeleri için sözleşmeli kölelere döndürüyorsunuz.
'Cause no one sold you as an indentured servant to Butters.
Verin tabii çünkü köle olarak Butters'a satılmadınız.
Here you go, baby. An indentured servant no more.
Artık sözleşmeli bir uşak değilsin.
It's like... my mom and dad sold my soul to the devil... and I'm his indentured servant.
Şey gibi... Annem ve babam ruhumu şeytana satmışlar. Ve ben onun anlaşmalı kölesiyim.
- An Irish indentured servant.
- İrlandalı bir sözleşmeli hizmetçiyim.
He just stood there like his indentured servant.
Orada, bir uşak gibi yalnızca dikildi durdu.
Just for that, you'll be one of the first hundred people I invite to my cafe when it opens. After my indentured servitude here is complete, that is.
Buradaki sözleşmeli köleliğim bittikten sonra kendi cafemi açtığımda çağıracağım ilk yüzün içindesin.
Just as the Federal Reserve keeps the american public in a postion of indentured servetude, though perpetual debt, inflation and interest, the Worldbank and IMF serve this role on a global scale.
Tıpkı Federal Rezerv'in Amerikan halkını sürekli borç, enflasyon ve faiz ile amerikan halkını boyunduruk altına aldığı gibi... Dünya Bankası ve IMF bu rolü küresel boyutta üstlenir.
How's jenny's indentured servant working out there?
Jenny'nin onaylı hizmetkarı nasıl gidiyor?
Always acting like I'm his indentured servant.
Paralı kölesiyim sanki.
So, what, that makes me your indentured servant for the rest of my life? No.
Ne yani, bu yüzden hayatımın kalanını uşağın olarak mı geçireyim?
ur first job? - So that makes me your Indentured servant for the rest of my life?
- Ne yani, bu yüzden hayatımın kalanını uşağın olarak mı geçireyim?
The interest alone turns us into indentured slaves, for fuck's sake...
Sırf ilgili olmamız bile bizi sözleşmeli kölelere dönüştürüyor, Tanrı aşkına...
To turn over the Iron Man suit would be to turn over myself, which is tantamount to indentured servitude or prostitution, depending on what state you're in.
Zırhı teslim etmek kendimi teslim etmek olur bu da sınırlı hizmete girer, duruma bağlı olarak fuhuş bile denebilir.
If there is a God Why did he kill my father... And have me indentured to a spoiled lord
- Eğer Tanrı varsa neden babamı öldürdü ve neden beni dünyanın yarı yoluna kutsal bir yolculuğa sürükleyen bir Lord'a sahibim?
And instead you met an indentured slave.
- Ve onun yerine sözleşmeli bir köle ile tanışıyorsun.
- Indentured servitude?
- Sözleşmeli personel mi?
In this town, fundraising is like indentured servitude.
Bu kasabada, yardım toplama işi, zorunlu bir şeydir kaçamazsın.
Rather enjoyed your indentured servitude.
Bunu ikinize de yapmam çok yazık. Hizmet etmenizden memnundum.
I was indentured.
Beslemeydim.
And your parents must not have taken too kindly to you being courted by an indentured servant?
- Bir beslemeyle birlikte olmanıza. pek hoş tepki vermemiş olmalılar.
Oh, sir? According to the House of Industry Records, Charlie Hastings was not the only indentured child living at the Blakes'when they disappeared.
Sanayi Odası kayıtlarına göre Charlie Hastings Blake'lerin yanında kalan tek besleme değilmiş.
I came here to see if you wanted to have lunch, not sign up for indentured servitude.
Buraya seni eğer istersen öğle yemeğine çıkarmaya geldim, kölelik sözleşmesi imzalamaya değil.
Won't be an indentured servant anymore.
Ücretli bir yardımcı olmayacaksın artık.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]