English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Indoctrination

Indoctrination translate Turkish

72 parallel translation
Colonel, may I suggest that with the right kind of indoctrination- -
- Doğru bir disiplinle...
I've given them as much indoctrination as possible.
Onlara olabildiğince önbilgi verdim.
Then you've failed at your indoctrination.
Öyleyse aşılamada başarısız olmuşsun.
At indoctrination school there was a two-week course on shore-leave parties.
Okulda izin zamanı yapılan partiler hakkında iki haftalık ders verirlerdi.
Well, if you polish the apple... I might give you a squadron after you finish indoctrination.
İyi çalışırsan sana eğitimden sonra bir birlik verebilirim.
How long do you think indoctrination will take for me, Dutch?
Eğitimim ne kadar sürer?
As soon as I finish indoctrination, a few days.
- Eğitimden sonra, birkaç gün içinde.
- Gimme a chance, will ya? I just got out of indoctrination. 5 : 00.
Eğitimden yeni çıktım.
Like one of those indoctrination lectures about democracy and the big picture.
Demokrasi ve gelecek ile ilgili telkin edici dersler gibi.
Waiting for your indoctrination.
Gelin böyle, lütfen.
His response to our training and indoctrination have been remarkable.
Eğitim ve doktrinlerimize tepkisi dikkate değerdi.
- Communist indoctrination, Communist subversion and the international Communist conspiracy to sap and impurify all of our precious bodily fluids.
- Kominist gruplaşmaya, Kominist yıkıcılığına ve uluslararası Kominist gizli ittifakına kanımızı emmelerine ve kirletmelerine izin veremem.
The essence of the so-called capitalist world or the communist world is not an evil volition to subject their people by the power of indoctrination or the power of finance but simply the natural ambition of any organization to plan all its actions
Sözümona kapitalist sözcüğünün veya komünist dünyanın özü, ... insanlarını,... beyin yıkamanın veya finansın gücünün.. ... boyunduruğu altına girmesini sağlayan kötü bir iradeden ziyade ;
"At the age of four, we give a child a small banner, and from then on, without realizing it, he becomes exposed to continuous indoctrination, which lasts till his death."
"Biz çocukların eline 4 yaşında bayrak verir, ve onları onlar farkına varmadan şekillendiririz. Bu ölüme kadar devam eder." diyordu.
He will report to Texas for indoctrination in three days.
Üç gün içerisinde Teksas'a rapor verecek.
"... which concludes this basic indoctrination phase
"... eğitiminizin temel evresini...
Certain of your subject's indoctrination?
Hedefini iyice yoldan çıkarttığına emin misin?
Yes, the problem of your indoctrination to Troyian customs and manners.
Troyian âdetlerine uyum sağlamanız problemi.
After their indoctrination, they realize that the ants only want us to take care of them and to feed them.
Beyinlerimiz yıkandıktan sonra farkettik ki karıncalar sadece onlara bakmamızı ve beslememizi istiyordu.
He's in indoctrination right now.
Şu anda yapması gerekenler ona öğretiliyor.
Briefing and indoctrination begin in 15 minutes.
Brifing ve oryantasyon eğitimi 15 dakika sonra başlayacak.
We should have explained at your indoctrination.
Bunu sana eğitim sırasında açıklamalıydık.
It's not the case, as the naïve might think, that indoctrination is inconsistent with democracy.
Demokratik bir toplumda, bu size mantığa aykırı gelebilir ama, toplum ne kadar özgürse,... korku yaratma araçlarına başvurma o kadar gerekli hale gelir.
Do you think you've escaped the ideological indoctrination of the media and society that you grew up in?
Yahudi bir insandır, Nazi bir insandır. Ben de insanım. - Nazi misiniz?
That's another crucial example of the indoctrination system in my view. For one thing, because it... you know, it offers people something to pay attention to that's of no importance.
Böyle aktif katılımlar için yardımınız olabiliyorsa ne mutlu...
So, on the one hand, there's the commitment to indoctrination and control.
New York Times ABD'deki en önemli gazetedir.
And that's basically the way the system of indoctrination works. Sure, the other stuff is there, but you're going to have to work to find it.
Amerika da bu olayları her aşamasında desteklemiş ; silahların yüzde 90'ını temin etmiştir.
For Eurocentric indoctrination is learning in an environment that is mostly white.
Avrupa merkezli öğretilerde çoğunluğu beyaz olan bir ortamda öğrenim demektir.
As a product of three generations of Klan mentality your indoctrination into a world of hate born of irrational fear resulted in diminished mental capacity to determine right from wrong.
Üç kuşak Ku Klux Klan mentalitesinin bir sonucu olduğunu iddia ederim. Gerçek dışı bir korkunun nefretle ve çarpıtılarak zorla önbilincin yıkanması... yanlıştan doğruyu ayıramayacak zihinsel kapasitenin zayıflamasıyla sonuçlandı.
Cult indoctrination.
- Tarikat aşılamaları.
But my introduction and indoctrination was swift because a major element of the election campaign that President Kennedy had just won was the charge by the Democrats, including President Kennedy, that Eisenhower had left a missile gap, that the Soviets had been permitted by inaction on the part of the US to build up a superior nuclear missile force.
Fakat benim girişim ve telkinlerim çabuktu çünkü başkan Kennedy'nin henüz kazandığı seçim kampanyasının ana unsuru Demokratların, buna başkan Kennedy de dahil Eisenhower'ın füze sayısında aranın açılmasına neden olması, Sovyetler'in daha üstün bir nükleer füze gücü oluşturmasına Birleşik Devletler'in müdahale etmeyişiyle izin verdiği eleştirileriydi.
And do you think, maybe, this... early childhood indoctrination has something to do with... your interest in table manners in the present?
Bu eski çocukluk anılarınızın sizce masa adabına bugünkü ilginizde bir etkisi var mı?
You cant reduce my passion to parental indoctrination.
Tutkumu bir aile terbiyesine indirgeyemezsin.
Nowadays, the world is full of indoctrination and hypocrisy...
Bugünlerde orası daha da kötü.
Or the Midvale Academy, or whatever other innocent sounding name has been assigned to the indoctrination center where their child has been sent to be stripped of his individuality and turned into an obedient soul, dead conformist member of the American consumer culture.
Veya Midvale Akademisinin, veya çocuklarını özgünlüklerini kaybedip itaatkar bir ruha sahip hale getirildiği, ve böylece Amerikan tüketici kültürünün ölümüne bağlı bir üyesi haline getirdikleri beyin yıkama merkezlerinin herhangi birinin kulağa zararsızmış gibi gelen ismi.
Sort of the height of the Reagan ear, Cold War indoctrination.
Reagan dönemi ve Soğuk Savaş'la ilgili olan.
I really liked the essay that you wrote about the difference between education and indoctrination.
Eğitim ve beyin yıkama arasındaki farkı anlattığın yazını çok beğendim.
Their adoption contracts are all about religious indoctrination and tough-love discipline.
Tüm evlatlık verme belgeleri, dini esaslardan ve "Katı Sevgi" disiplininden bahsediyor.
I want you to know that. We know how you've suffered but the fact that you've now endured several years of what we have to assume has been relentless indoctrination, brainwashing to a cause so to speak.
Şimdi sadece bunun nasıl bir acı olduğunu bilmek istiyoruz 7 yıl boyunca bu kadar işkence çekmek nasıl bir duygu ama sonunda amacına ulaşmak?
So when you try to think about the future remember this, the process with which you think about things is based upon indoctrination, what you're given by your society.
Gelecek hakkında düşünmeye çalışırken, şunu hatırlayın : Olan bitenle ilgili düşünme biçiminiz, toplum tarafından size verilen ve kabul ettirilen düşüncelere dayanır.
Is forced indoctrination really the answer?
Beyin yıkamak acaba aradığımız cevap mı?
The victims are confined until indoctrination is completed.
Eğitim tamamlanana kadar, kurbanlar orada kalıyor.
'I can see that a few hours in the science lab is no match'for a lifetime of religious indoctrination.'
'Bilim laboratuvarında geçirilen birkaç saatin, yaşam boyunca süren dini telkin'ile boy ölçüşemeyeceğini görebiliyorum.'
Is forced indoctrination really the answer?
Beyin yıkama gerçekten bir çözüm mü?
Initiating indoctrination code.
Telkin kodları başlatılıyor. Sıralama beta 3.
Initiating indoctrination code.
Telkin kodları başlatılıyor.
Indoctrination of subject, Clark Ellis.
Telkin hedefi, Clark Ellis.
Indoctrination of subject, Clark Ellis.
Başarıyla tamamlandı.
Indoctrination, or what do they call it?
Beyin yıkamamı neydi, öyle bir şey diyorlardı?
At the core of every German's indoctrination was Hitler's autobiography,
Her Alman'ın eğitiminin temelinde Hitler'in otobiyografisi vardı.
Indoctrination.
Anlaşıldı, Kontrol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]