English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inducing

Inducing translate Turkish

174 parallel translation
" My dear Zola I'm certain you will be happy to learn I have succeeded in inducing my colleagues to consider you for membership in the French Academy.
" Sevgili Zola Şimdi duyunca sevineceğine eminim. Fransız Akademisi üyeliğin için meslektaşlarımı seni değerlendirmeleri için harekete geçirdim.
" Health inducing magnets.
" Mıknatısla Sağlık.
Good sleep-inducing drug, that Antonioni.
İyi bir uyku ilacı, ah şu Antonioni.
Inducing fatigue and drowsiness.
- Uykusuzluk ve halsizliğin sebebi de bu.
The gist of it, according to the little guy... when attempting to make it look like an accidental occurrence... they went out and purchased a poisonous snake... with the intentions of inducing it to bite you.
Meselenin özü şu ki, şu kısa adama göre... başınıza bir kaza gelmiş gibi göstermek için... gidip zehirli bir yılan almışlar. Sizi ısırmasını sağlayacaklarmış.
Victims of the disease are beyond medical help once it has established itself to the degree of inducing violent behavior.
Salgın kurbanları tıbbi yardımın ötesinde yüksek dercede saldırgan davranışlar sergiliyorlar.
You're not allowed to ablate human beings and you can't stick electrodes in their skulls so I have to use some kind of trance-inducing technique and the isolation tank seemed the least risky.
İnsanları kesip biçemiyoruz. Kafalarına elektrotlar saplayamıyoruz. Bu yüzden, transı başlatacak bir teknik bulmam gerekti.
As I work with her, try to work with her, the child's impossible... the more I'm convinced she actually might be capable of inducing mass hypnosis.
Onu üzerine çalıştıkça, deneyler yaptıkça, Çocuğu... onun gerçekten hipnoz yapılabileceğine, ikna etmekten çok bir şey yapmam mümkün değil.
We have to shield her from all outside stimuli by inducing coma.
Onu koma durumuna sokup, dışarıdan gelen tüm uyaranlardan uzak tutmalıyım.
It's just a sleep-inducing alpha rhythm generator.
Bu bir uyku getirici alfa ritim düzenleyicisi.
♪ Eliza ♪ ♪ Eliza's eyes are blessed stars, ♪ ♪ Inducing peace, subduing wars. ♪ ♪ O blessed be each day and hour ♪ ♪ Where sweet Eliza builds her bower. ♪ ♪ O blessed be each day and hour ♪ ♪ Where sweet Eliza builds her bower. ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza is the fairest queen ♪ ♪ That ever trod upon the green. ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza's eyes are blessed stars, ♪ ♪ Inducing peace, subduing wars. ♪ ♪ O blessed be each day and hour ♪ ♪ Where sweet Eliza builds her bower. ♪ ♪ O blessed be each day and hour ♪ ♪ Where sweet Eliza builds her bower. ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza is the fairest queen ♪ ♪ That ever trod upon the green. ♪ ♪ Eliza ♪ ♪ Eliza's breast is that fair hill, ♪ ♪ Where virtue dwells, and sacred skill. ♪ ♪ O blessed be each day and hour ♪ ♪ Where sweet Eliza builds her bower. ♪
* * * İyi Seyirler * * * ÖLÜM
Inducing terror has always intrigued me.
Korkuyu ortaya çıkarmak, her zaman ilgimi çekmiştir.
When a parent or caretaker brings harm to a child..... by inducing symptoms, usually as a way of getting attention or status.
Aile veya koruyucu, çocukta bir hastalık varmış gibi yapar ve "hasta" çocuğu doktora götürür.
Your entire havoc-inducing, thieving, whoring generation disgusts me!
Senin zararlı, hırsız ve fahişe dünyan beni iğrendiriyor!
Inducing primary stasis.
Birinci kapsül ekleniyor.
Inducing someone to buy a hair color isn't like inducing them to drive in front of a truck.
Birisini saç boyası almaya ikna etmekle üzerine gelen bir kamyonun önüne çıkmaya ikna etmek çok farklıdır.
Now, E.L.F. fields have been shown... to produce biological effects in human tissue- - inducing electrical currents, altering chemical reactions.
Şu an ELF alanının gösterdiğine göre bunun biyolojik etkileri, insan dokusundaki elektrik akımını etkilemesi ve kimyasal reaksiyonları değiştirmesi.
Here the Grunka Lunkas are inducing Wumpus berries to release their flavor, using sensual massage.
Burda da Grunka Lunkalar Wumpus böğürtlenlerine tatlarını bırakmaları için masaj yapıyolar.
So this was the invention of the method of inducing, of creating, oscillating or AC electric currents.
Yani bu buluş, indüklemenin, oluşturmanın, salınımlandırmanın yahut da AC elektrik akımlarının keşfiydi.
They're inducing the baby and... she's asked me to be birth partner.
- Evet. Çarşamba günü doğum yapacak ve benden doğum partneri olmamı istedi.
Maybe she's inducing his symptoms.
Belirtilere belki o sebep oluyordur.
What's with you and vomit-inducing transportation?
Kusmayı tetikleyen araçlarla ne derdin var senin?
what's the opposite of sleep-inducing?
Uyku durumunun tak karşıtı nedir?
I take it you've been finding our Rose Lazare project snooze-inducing.
Sanırım Rose Lazare projemizin uykuna mal olduğunu düşünüyorsun.
- Do you know what inducing panic in a public place will fetch?
- Kalabalık bir yerde paniğe yol açmanın nasıl bir şey olduğunu biliyor musun?
Maybe you should be inducing vomiting.
Belki de onu kusmaya ikna etmelisin.
Uh, mainly heart attack inducing toxins.
Kalp krizine neden olan toksinlere karşı.
BY INDUCING A SUGAR HIGH
Aşırı şeker enjekte ederek
I put a hypnosis inducing drug in your water
Suyuna hipnotize edici ilaç attım.
The American media were hijacked by some people within their administration... so as to be used as... uh... a leverage for inducing some fears within the American public.
Amerikan medyası bazı insanlar tarafından yönlendirilmek suretiyle kandırıldı. Ve... ııı... Amerikan halkında yaygın olan bazı korkuları körüklemek amacına..... alet oldu.
We've tried inducing her, it doesn't seem to be working.
Suni sancı vermeye çalıştık ama işe yaramıyor.
Crane poisoned her with a psychotropic hallucinogen, a panic-inducing toxin.
Crane onu bir halüsinojenle zehirledi. Panik yaratan bir toksin.
According to my database, the poppy has a powerful sleep-inducing effect.
Veritabanıma göre, haşhaşın çok güçlü uyku yapıcı etkisi varmış.
Sleep-inducing effect?
Uyku yapıcı etki mi? Aptalca.
Actually that was my plan for inducing you to join me.
Aslında benim planım da, seni davet etmekti.
"That was a plan for inducing me?"
"Beni davet etmeyi planlamış".
By inducing a heart attack?
Kalp krizi geçirerek mi?
When there's problems with evidence, my most important responsibility is inducing a criminal to talk.
Eğer kanıtlarda sorunlar varsa en önemli sorumluluğum, suçluyu konuşmaya yönlendirmektir.
And he forced some sort of vomit-inducing medicine down Paul Anka's throat.
Paul Anka'nın boğazından kusturucu bir ilaç verdi.
- inducing ventricular arrhythmias?
- Aritmi mi yaratıyor?
But if you're worried about inducing epileptic fits with your clients, we can go with a more sleek graphic version.
Ama müşterilerini hasta etmek istemiyorsan daha sade, grafik haliyle de devam edebiliriz.
And presumably what's happening is that the light is irritating those areas and inducing an hallucination in you.
tahminimiz ışığın gözümüzü yönlendirmesi ve hayali imajlar sağlaması.
You know I pride myself on my orgasm-inducing abilities?
Biliyorsun orgazmı sağlayan yeteneklerimle gurur duyuyorum.
Inducing migraines, worsening leg pains.
Migren krizlerinin başlaması, bacak ağrının kötüleşmesi...
It's a hormone synthesized from serotonin, a sleep-inducing agent.
Serotoninden üretilen bir hormondur, bir uyku-getirici etmen. ( ÇN : melatonin epifiz bezinde üretilir )
They've been treating chronic pain by inducing comas and letting the mind basically reboot itself.
Kronik ağrıları komaya sokarak tedavi ediyorlar. Böylece basitçe beynin kendini yeniden başlatmasını sağlıyorlar.
- A giggle-inducing pun.
Gülme isteği uyandıran kelime oyunu?
They're infected with your paranoia-inducing monkey beam.
Maymunlarda paranoyaya neden olan ışınlardan etkilendiler.
The sad, tragic, depression-inducing sex you had with Meredith is the same
Meredith'le yaptığın üzücü, trajik, depresyon sonucu olan seks aynı mı...
Your snooze-Inducing profile on sienna miller.
Sienna Miller makalen çöp kutusunu boylayacak.
You're inducing.
Erken doğum için ilaç mı alıyorsun.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]