English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inefficiency

Inefficiency translate Turkish

54 parallel translation
"Inefficiency."
"Yetersizlik."
Lose confidence in inefficiency?
Çaresizlik içinde güven kaybı?
After seeing your columns and your transports I'm here to tell you that this brigade is through with inefficiency as of today.
Birlik düzeninizi gördükten sonra bu tugayın bugünden itibaren şekle gireceğini söylüyorum.
I must confess, Miss Shelley, I've never seen such monumental inefficiency.
İtiraf edeyim, Bn. Shelley, bu gördüğüm en büyük beceriksizlik.
But let me tell you this, young man, that in the Boer War or in Somaliland, this sort of inefficiency wouldn't have been tolerated for a second.
Sana sadece şu kadarını söyleyeyim genç adam, ne Boer Savaşında ne de Somaliland'de bu tür acizliklere bir saniye bile müsamaha gösterilmezdi. Bir saniye bile!
I fully realize that prolonged duty in a small outpost can lead to carelessness and inefficiency, and laxity in dress and deportment.
Küçük bir sınır karakolunda, süresi uzatılmış bir görevin dikkatsizlik ve verimsizliğe kılıkta ve davranışta gevşekliğe neden olabileceğinin farkındayım.
I will not tolerate such inefficiency again, gentlemen.
Bu işe yaramazlığınıza bir daha göz yummayacağım baylar.
Utter hopeless inefficiency.
Tam umutsuz verimsizlik.
- Yes, a maximum of inefficiency.
- Evet, ama pek etkili olmamış.
Inefficiency, repetition. Huh!
İşe yaramaz, çapulcular.
I'm getting sick and tired of your inefficiency.
Bıktım usandım şu senin yetersizliğinden.
Plain inefficiency,
Yetersizlik.
- I'm tired of your inefficiency, Dietrich!
Beceriksizliğinden bıkıp usandım, Dietrich!
Has it occurred to you that there's a certain inefficiency in constantly questioning me on things you've already made up your mind about?
Üzerlerinde bir karara vardığın konularda bana soru sormak sana da fuzuli gelmiyor mu?
Inefficiency exists in the antimatter input valve.
Karşıt madde giriş valfında ayarsızlık var.
The outrageous incompetence and inefficiency of the high command have tried my patience and that of my hard-pressed army long enough.
Üst komutanın rezilane yetersizliği ve beceriksizliği benim ve zor durumdaki ordumun sabrını yeterince sınadı.
I've had enough of this inefficiency.
Bu verimsizlikten yeteri kadar var.
I don't tolerate malfunctions.. .. or inefficiency here in my realm
Arızaları kabullenmem yada hakimiyetimdeki yetersizliği.
- Sloppiness breeds inefficiency.
- Baştan savmacılık verimsizlik getirir.
The tests on older ships may have fixed some inefficiency.
Eski gemilerdeki testler, bazı verimsizlikleri düzeltmiş olabilir.
Night Talk will not be broadcast nationally tonight... due to the usual corporate, big business, inefficiency, sloppiness and bureaucracy.
Gece Sohbeti bu gece ulusal yayına geçmiyor. Büyük şirketlerin her zaman olduğu gibi yetersizlikleri dağınıklıkları ve bürokrasileri işte. "Programlamada" problem yaşanmış.
This is a prime example of the kind of inefficiency and apathy that is destroying this school.
Bu örnek, bu okula zarar veren verimsizliğe ve kayıtsızlığa çok önemli bir örnek.
This has nothing to do with cowardice or inefficiency.
Bunun korkaklıkla ya da yetersizlikle ilgisi yok.
The Commune has admitted inefficiency by restructuring its executive power.
Yeter ki çalışabileyim. Ya siz? Herkes gibi ben de açım, ama hepsi bu değil!
No, all I am doing is taking charge of an investigation that you have bungled to the point of gross inefficiency, and I've had enough.
Hayır, ben sadece büyük bir basiretsizlik örneği haline getirdiğin... bir soruşturmada kontrolü ele alıyorum. Artık bu kadarı yeter.
A causal illness of progressive evolution... with a prognosis ofone month to live... a treatment of proved inefficiency... and a loss of hope for recovery.
... biçilen bir aylık ömürle birlikte ilerleyen evrimiyle, nedensel bir hastalık yetersizliği kanıtlanmış bir tedavi ve iyileşmekten ümit kesilmesi.
Working here is about goofing off... you know, creating a model of inefficiency.
Burada çalışmak aylaklık etmek gibi - bilirsin, verimsizliğin bir modelini yaratmak gibi.
The airline companies are losing money because of their own incompetence and their own inefficiency.
Havayolları şirketleri, kendi becerisizlikleri ve verimsizlikleri yüzünden para kaybediyor.
Thank god for english inefficiency, huh?
İngilizlerin işgüzarlığı için Tanrıya şükür, ha?
The victims, you, your families, the people of Omagh and some officers of the RUC have been cheated from'inefficiency, incompetence and negligence.
Kurbanlar, siz, aileler, Omagh halkı aynı zamanda polis memurları, hatalı liderlik, kötü kararlar ve öncelik verilmemesi dolayısıyla hayal kırıklığına uğramıştır.
The inefficiency, as you call it, is how we make our profit.
Verimsizlik, senin deyiminle, bizim kar etme nedenimiz.
That inefficiency creates a situation where the potential for reward outweighs the risk.
Böyle bir verimsizlik kar potansiyelinin riske ağır bastığı bir durum oluşturur.
Mr. Palmer, do not defend the inefficiency of others.
Bay Palmer, başkalarının yetersizliğini savunmayın.
This fabulous island was flawed by inefficiency, archaic thinking... and a subsequent lack of employment for the local population.
Bu harika ada imkansızlıklar içindeydi, ve yerel insanlara iş imkanı sağlamaktan çok uzaktaydı.
I'm not looking for a sermon on bureaucratic inefficiency.
Bürokrasinin ne kadar kötü işlediğini duymak istemiyorum.
I was no longer interested in excuses, Apathy, bureaucratic inefficiency.
Artık bahanelerle ilgilenmiyordum, duyarsızlıkla, bürokratik yetersizlikle.
A cop moved by holy rebellion, because holy rebellions do exist, but within an impossible context of corruption and inefficiency only someone in power could change.
Bir polis de asil isyan duygusunu harekete geçiriyor, çünkü hala asil isyancılar mevcut, Fakat bu kadar bozulmanın ve yetersizliğin içinde ancak çok güçlü biri değişim yapabilir.
Education is war, against inefficiency, ignorance, idleness and chewing gum.
Eğitim ; yetersizlik, avarelik, cehalet ve sakız çiğnemeye karşı bir savaştır.
In fact, if we step back far enough you will realize that the GDP not only doesn't reflect real public or social health on any tangible level it is, in fact, mostly a measure of industrial inefficiency and social degradation.
Hatta, yeterince geri adım atarsak gayrı safi yurtiçi hasılasının herhangi bir maddi düzeyde yalnızca kamusal ve sosyal sağlığı göstermediğini aslında daha çok, endüstriyel verimsizliğin ve sosyal bozukluğun bir ölçüsü olduğunu fark etmiş olursunuz.
And this is why every time you see the GDP rise in any country you are witnessing an increase in necessity whether real or contrived and by definition, a necessity is rooted in inefficiency.
İşte bu nedenle herhangi bir ülkede gayri safi yurtiçi hasılanın yükseldiğini her gördüğünüzde ihtiyaçlardaki gerçek veya yapay bir artışa şahit oluyorsunuz... Tanımlarsak, bir ihtiyaç verimsizlikten doğar.
Hence, increased necessity means increased inefficiency.
Sonuçta, artan ihtiyaç, artan verimsizlik anlamına gelir.
I do not know what you are used to here, but I will not tolerate slackness or inefficiency.
Eskiden nasıldınız bilmiyorum ama gevşeklik ya da verimsizliğe izin vermem.
Due to the inefficiency of the motors.
Motorların yetersizliğinden dolayı.
Akatsuka's business suffered because there was so much inefficiency.
Akatsuka'daki işlerin kötüye gitme sebebi yeterince verimlilik sağlanmaması.
During the next 24 hours the Communist Secret Police made up for a whole month of inefficiency.
Sonraki 24 saatte Komunist Gizli Polisi bütün ayın verimsizliğini telafi etmişti.
Sometimes, inefficiency works for you.
Bazen, yetersizlik işine yarar.
This is the inefficiency I'm trying to eliminate.
İşte ortadan kaldırmaya çalıştığım verimsizlik de bu.
Just more evidence of bureaucratic inefficiency.
Bürokratik yetersizliğin bir kanıtı daha.
The madness, the inefficiency, his circus tent, it will all come roaring back.
Bütün o delilik, o verimsizlik o sirk çadırı, hepsi geri dönecek.
Inefficiency in antibiotic distribution could multiply the toll by as much as seven times.
BULAŞICI HASTALIKLAR KONFERANSI WASHINGTON D.C. 2005 Antibiyotik dağıtımının etkili olması ücretlerin yedi katına çıkmasına neden olabilir.
It's inefficiency.
Yetersizlik.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]