Inequality translate Turkish

We are the foot soldiers of inequality

Bizler eşitsizliğin piyadeleriyiz.

The anger of entire cities, whether they like it or not, against the principle of inequality advanced by one people against another. The principle of inequality advanced by certain races against other races. The principle of inequality advanced by certain classes against other classes.

İstesinler istemesinler, bir takım insanların kural olarak... öbür insanlar üzerinde kurdukları eşitsizliğe karşı,... bir takım ırkların kural olarak,... öbür ırklar üzerinde kurdukları eşitsizliğe karşı,... bir takım sınıfların kural olarak,... öbür sınıflar üzerinde kurdukları... eşitsizliğe karşı.

"... about his inequality that afflicts the humanity. "

"... eşitsizliğini haykırarak tüm dünyaya yayar. "

This inequality between classes, nations isn't the most serious threats against peace?

Sınıflar arasındaki, uluslar arasındaki eşitsizlikler barışın karşısındaki en büyük tehdit değil midir?

Don't be taken in when they pat you paternally on the shoulder and say that there's no inequality worth speaking of and no more reason for fighting.

Kanmayın babacan bir tavırla sırtınızı sıvazlayıp, sözünü etmeye değecek bir eşitsizlik olmadığını ve savaşmak için bir sebep kalmadığını söylediklerinde.

All the inequality in the world that you can imagine is there by nature.

Dünyada ne kadar eşitlik olsa da bu senin tabiatında var.

Brazil is a huge country, with great inequality and a long tradition of violence.

Orası muazzam dengesiz bir ülkedir Ve şiddet gelenek haline gelmiştir.

You accept inequality. You defend privilege.

Eşitsizliği kabul edersiniz Ayrıcalıkları savunursunuz

One pretended to destroy inequality of fortunes, another the inequality of intelligence, a third undertook... to level the most ancient of inequalities, that of man and woman ;

üçüncü bir kisi ise tüm esitsizliklerin en eskisi olan kadin ile erkek arasindaki esitsizligin kaldirilmasini teklif ediyordu.

Equality or inequality.

Eşitlik ya da eşitsizlik.

We deplore any form of inequality, for at the bottom of any inequality there's a sprout of humiliation...

Biz her türlü eşitsizliğe üzülüyoruz, her eşitsizliğin altında bir aşağılama yatar...

He was one of the first to dream of universal love and an end to poverty and other forms of inequality ;

Evrensel sevgiyi düşleyen fakirliği ve diğer her türlü eşitsizliği bitirmeyi isteyen hükümetlerin halk için varolduğunu düşünen ilk kişiydi.

Economists say economic inequality is at its worst level since the Great Depression.

Ekonomistler eşitsizliğin Büyük Bunalımdan beri en kötü seviyeye ulaştığını söylüyor.

If there is inequality on earth, it is because God wants it.

Eğer yeryüzünde eşitsizlik varsa, bu tanrı istediği içindir.

This is a blatant inequality.

Bu bariz bir eşitsizlik.

I'd have that inequality thing to hurdle.

Bense bir çalışan. Bütün eşitsizlik engelleriyle karşı karşıyayım.

The Communards want equality, the people in Versailles want inequality.

Korku mu? Evet. Çünkü bu kadınların hiçbiri düzgün düşünemiyor.

Marion, an example of inequality vs. equality. Rich people are allowed to do things that the poor can't.

Versay birlikleri ancak göstereceğiniz cesaret ve kararlılıkla geri püskürtülebilir.

Another example of sexual inequality.

İşte bu cinsiyet ayrımcılığı.

That they use the power of government, to deal with the problems of growing inequality and the decaying social fabric of the country.

Bu, Hükümetin gücünü kullanarak gitgide büyüyen eşitsizlik sorununu çözüp ülkedeki sosyal yapıları ayrıştırma vizyonuydu.

You wanted to abolish inequality in Korea but you're leaving, abandoning your dreams.

Kore'deki adaletsizliği ortadan kaldırmak istiyordun ama şimdi hayallerinden öylece vazgeçiyorsun.

Those who believe in inequality ock women into marriage

Eşitliğe inanmayanlar onlarlı evliliğe kilitliyorlar.

I fight against inequality.

Eşitsizliğe karşı savaşıyorum.

Mathematicians still use the Hilbert Space, the Hilbert Classification, the Hilbert Inequality and several Hilbert theorems.

Matematikçiler Hilbert uzayı, Hilbert sınıflandırması Hilbert eşitsizliği ve diğer bir kaç teoremi hala kullanmakta.

Wherever there's prejudice, ignorance, inequality, I'll be there.

Nerede önyargı, cehalet ve eşitsizlik varsa, orada olacağım!

Jared Diamond's quest to uncover the roots of inequality began in the rainforests of Papua New Guinea.

Jared Diamond'ın eşitsizliğin kökenlerini... ortaya çıkartmak için yürüttüğü araştırma... Papua Yeni Gine'nin yağmur ormanlarında başladı.

It was really about the roots of inequality. A question as old as human history itself.

Soru gerçekten eşitsizliğin kökenleriyle, insanlık tarihinin kendisi kadar, eski bir meseleyle ilgiliydi.

To understand where inequality came from,

Eşitsizliğin nereden geldiğini anlamak için...

Diamond needed to identify a time before inequality... when people across the world were living more or less the same way.

Diamond'ın eşitsizlikten önce, tüm dünyadaki insanların aşağı yukarı... aynı şekilde yaşadığı bir zamanı belirlemesi gerekiyordu.

Farming was clearly crucial to the story of human inequality.

Tarım insan eşitsizliğinin hikayesini anlamak için çok önemliydi.

Of course, there are huge cultural differences, but they're mainly the result of inequality, they're not its root cause.

Tabii ki çok büyük kültürel farklar var... ama bunlar esas olarak eşitsizliğin sonuçları, temelde yatan sebepleri değil.

Another issue is inequality of pay between men and women.

Bir başka konu da erkekler ve kadınlar arasındaki ücret adaletsizliği.

Well, there's always Charlie's Inequality Bounding... thing.

Neyse ki her zaman Charlie'nin Eşitsizlik Bağlayıcı... şeyi var.

There is always Charlie's Inequality Bounding thing.

Her zaman Charlie'nin Eşitsizlik Bağlayıcı... şeyi var.

And, so, Don and I are simply talking... talking about inequality bounding.

Don ve ben bağlayıcı eşitsizlik hakkında konuşuyorduk.

Do you have any suggestions as to how to solve - this inequality?

Bu duruma bir önerisi olan var mı? Bu eşitsizliği çözmek için?

"An earthly kingdom cannot exist without the inequality of persons."

Cennetin krallığı insanların eşitsizliği olmadan var olamaz.

What it actually leads to is corruption, growing rigidity, and a dramatic rise in inequality.

Çöküşe asıl neden olacak şeyse şiddetli bi şekilde büyüyen katılık ve yükselen eşitsizlik olacak.

They come from a similar country. Inequality, everywhere people dead. Their texts are there.

Sepultura da Üçüncü Dünya'dan geliyor ve Endonezya'da yoksulluk, adaletsizlik her yerde açlık çeken insanlar, rüşvet onların da şarkı sözlerinde, bunlardan bahsediyor.

And, as the inequality grows, naturally, more and more people are becoming desperate.

Eşitsizlik büyüdükçe, doğal olarak, artan sayıda insan çaresiz kalmaktadır.

You angrily inequality to influence our conclusions.

Her iki bulgumuz için de açıklama yapma fırsatın var.

Despite the inequality.

Eşitsizliklere rağmen, nefrete rağmen.

Inequality.

Eşit değil.

I think we could use the Cauchy-Schwarz inequality in the first problem.

Sanırım ilk problemde Cauchy-Schwarz eşitsizliğini kullanabilirsin.

It's an inequality that the world has its eyes on.

Tüm dünyanın izlediği bir eşitsizlik durumu.

Inequality of wealth in the United States is now higher than in any other developed country.

Bu bizim ekonomik toparlanma politikamızın temelini oluşturuyordu. Bugün Amerika'daki gelir eşitsizliği bütün gelişmiş ülkelerdekinden daha fazladır.

But to believe that the free market is the best cure for social inequality is like saying cars will cure the climate crisis.

Ama sosyal adaletsizliğin ilacının serbest piyasa olduğuna inanmak otomobillerin iklim krizini çözeceğine inanmaya benzer.

32 % of divorces are the result of inequality in domestic chores. Oh.

Boşanmaların % 32'si ev işlerinin eşit paylaşılmaması sonucu gerçekleşir.

A sharp word, the wrong food, any perceived inequality in treatment...

Sivri bir kelime, yanlış yiyecek, muamelede hissedecekleri herhangi bir farklılık...

That stigma contributes to oppression and violence and gender inequality as a whole. No community needs to put up with that.

Hiçbir toplum buna katlanmaya zorlanamaz.

" An earthly kingdom cannot exist without inequality of persons.

" Cennetin krallığı insanların eşitsizliği olmadan var olamaz.