English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Infamy

Infamy translate Turkish

139 parallel translation
If these letters reach anyone, may they instill in the honest heart a horror of the infamy of those responsible for this war.
"Eğer bu mektup, birine ulaşırsa onun dürüst kalbine, bu savaşın sorumlusu olan kişilerin rezilliklerinin korkusu aşılansın."
I ask you, Swedes, will you tolerate this infamy?
Size soruyorum İsveçliler, buna seyirci kalacak mısınız?
O you grateful son of infamy!
Sessiz ol nankör oğlan!
Son of infamy, every bone in your body shall be broken if you continue to defy me.
Rezil! Bana kafa tutmaya devam edersen vücudundaki bütün kemikleri kırılmış bil.
When the history of this sunbaked Siberia is written... these shameful words will live in infamy :
Bu güneşten kavrulmuş Sibirya'ya benzeyen yerin tarihi yazıldığında bu yüzkarası sözler rezaletle anılacak.
who has flouted every moral law, broken every commandment who has crowned his infamy with murder.
kutsal emirleri ihlal eden, kötü şöhretini cinayetle yücelten bu adamın nasıl cezalandırılacağına siz karar vereceksiniz.
The word made the author wonder what kind of tortured soul would want to leave behind this kind of infamy and crime on the old cathedral.
Bu yunanca kelime, yazarı derinden etkiledi. Bu suç ve umutsuzluk izini, eski kilisenin duvarlarında hangi acı çeken ruhun bıraktığını merak etti.
To the infamy of his name!
Adının çıkması pahasına!
To infamy upon infamy.
Rezalet üstüne rezalet.
Today, such acts of infamy must stop in Russia.
Bugün, Rusya'da, tüm rezillikleri durdurmak gerekli.
You gave it to him yourself, with your infamy.
Tüm rezilliğinle, ona kendin verdin.
Infamy, what a shame!
Rezalet, Ne utanç verici bir durum!
How long ago did this Mayo Square witness yet another infamy... from the enemies of the people?
" Mayo Meydanı, en son ne zaman halk düşmanlarının aşağılık tavırlarına tanıklık etti?
A never-ending symphony Of villainy and infamy
Hiç bitmeyen senfoni Kötülüğü ve hainliği
And you have the courage to tell those mummies at the Senate that it would be an infamy, a scandal, to deliver him to Rome.
ve bunları Senato'daki mumyalara söyleyecek cesarete sahipsin. Onu Roma'ya göndermek, bir rezalet, bir skandal olur.
THE INFAMY
REZİLLİK
December 7, 1941... a date which will live in infamy...
7 Aralık 1941... alçakça bir saldırıya uğradığımız gündür...
The shame of it, the infamy!
Şerefsizlik bu, alçaklık!
It was envy or infamy.
Kıskançlıktan ve zalimlikten yaptılar bunu.
A crime that will live in infamy!
Ünü sonsuza dek sürecek olan bir suç!
The infamy of your Picard is now known.
Sizin Picard'ın alçaklığı artık biliniyor.
Infamy?
Alçaklık mı?
I'd call the wanton destruction of an unarmed vessel infamy.
Ben, silahsız bir geminin acımasızca yok edilmesine alçaklık derim.
- "Deliver me from infamy."
- "Bizi şeytanlardan koru"
What an infamy!
Bu ne rezillik!
"57, the seal of infamy."
"57, alçaklık mührü."
Yeah, he was supposed to go up the street up Beckly Avenue - he was in Oak Cliff - to go to the Steak and Egg Kitchen... where he was supposed to meet with J.D. Tippet... and have their "breakfast of infamy."
Evet, Beckly Bulvar'ından gitmesi gerekiyordu. J.D. Tippit ile buluşması gereken yer olan... Steak and Egg Kitchen'a gitmek... ve rezil kahvaltılarını yapmak için Oak Uçurumundaydı.
What infamy, my Jacquasse.
Ne rezalet, Jacquasse'ım.
He bears no letter of infamy wrought into his garment.
Giysisine işlenmiş bir onursuzluk harfi taşımıyor o.
He was a child of infamy... but innocent of such wicked destiny.
Bir rezaletten doğmuştu ama o korkunç kaderden haberi yoktu.
"I write this confession so that my infamy will live on... long after my body has succumbed to my infectious diphtheria."
Bunu yazıyorum çünkü alçaklığım ben bulaşıcı dizanteriye yenik düştüğünde dahi devam edebilsin.
- 1941 a date which will live in infamy.
... 1941 rezilliği unutulmayacak bir tarih.
Treachery, infamy
Tamahkarlık, ihanet, kepazelik...
Your villanous infamy tortures your soul.
Senin çok kötü şöhretin ruhuna işkence yapıyor...
Join our circle of infamy.
Utanç çemberine sen de katıl.
Infamy lasts a little longer.
Rezalet biraz daha uzun sürer.
My fellow Americans at 5 a. m. Today, a day which will live in infamy the Canadians have bombed the Baldwins.
Benim değerli vatandaşlarım Bu sabah 5'te, Kanada'lılar rezil bir şekilde...
Oh, my God, what an infamy!
Of Allahım... Bu ne alçaklık!
[F.D.R.'s Voice] A date which will live in infamy.
Ve bir gün gelecek utanç içinde olacaklar.
Go back to that "infamy" guy.
Rezalet herifine geri dönsene.
And so it was that the Arakacians ruled in infamy until... my people were able to lock the chamber and cast the key deep into space.
Ve böylece Arakacian'lar alçakça hüküm sürdüler. Ta ki halkım odayı kilitleyip, anahtarı uzayın derinliklerine atana kadar.
Welcome back from your long, dark descent into the abyss of infamy. "
Rezalete inen uzun ve karanlık yolculuğunuzdan döndünüz!
Yesterday, December 7, 1941, a date which will live in infamy, the United States of America was suddenly and deliberately attacked by naval and air forces of the empire of Japan.
Dün, 7 Aralık 1941 tarihte hep alçaklık olarak anılacak bir gün Amerika Birleşik Devletleri Japon İmparatorluğuna ait deniz ve hava güçlerinin ani ve kasıtlı saldırısına uğramıştır.
On her 1 9th birthday, a day that will live in infamy.
19. Doğum Günü. Utançla hatırlanacak.
AND STAB WITH THE FURY OF A SLAVE'S HAND, THE TYRANT'S INFAMY.
VE BİR KÖLENİN ELLERİNİN HİDDETİYLE BIÇAKLAYIN
Neither infamy nor treason.
Hem rezilce, hem de haince.
They took their infamy for success and quickly jumped from cons to scams
Başarı için, alçaklıklarıyla çabucak üçkağıtçılıktan dolandırıcılığa terfi ettiler.
But the weight of our hope made it all seem like glorious infamy.
Ama umudumuzun etkisi bunları büyük bir rezalet olarak gösteriyordu.
This infamy... I don't care who you're going to report me to.
Bu rezilliğini... Beni kime rapor edeceğin umurumda değil.
We're gonna live with those for infamy.
Kepazelik içinde yaşayacağız.
He's after infamy.
Kötü ün peşinde.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]