Infants translate Turkish
275 parallel translation
Like a couple of infants.
İki çocuk gibi.
Already, he's godfather to half the infants in Sevilla.
Already, he's godfather \ ~ to half the infants in Sevilla..
Why, they're infants.
Onlar daha çocuk.
I don't hang around with infants.
Çoluk çocukla işim olmaz.
I don't know much about infants... but little Robert boy here looks clean enough for me.
Bebekler konusunda pek bir şey bilmem ama bizim Robert bebek bana yeterince temiz görünüyor.
I'm obliged to keep a little in the house... to put in the infants'daffy when they ain't well.
Evde bulundurmak zorundayım çocuklar kendilerini iyi hissetmediklerinde karınlarına sürüyorum.
Infants'headgear.
Çocuk şapkacısı.
Infants behave the way I do, you know.
Çocuklar da benim gibi davranırlar.
Many a time and oft have you climbed up to walls and battlements, to towers and windows, yea, to chimney tops, your infants in your arms, and there have sat the live-long day with patient expectation
Siz değil miydiniz surlara, mazgallara üşüşen kulelere, damlara, bacalara tırmanan çocuklarınız kucağınızda,.. ... akşamlara dek sabırla bekleyenler görmek için koca Pompeius'un Roma sokaklarından geçtiğini?
Blood and destruction shall be so in use, and dreadful objects so familiar, that mothers shall but smile when they behold their infants quartered with the hands of war.
Kan dökmeler, yakıp yıkmalar alıp yürüyecek. Öylesine alışılacak ki korkunç şeylere analar bakıp gülümseyecek savaşın didik didik ettiği çocuklarına.
Here in a township of Northern Australia... 30 infants were born in one day.
Kuzey Avustralya'da bir kasabada... Bir günde 30 çocuk doğdu.
I am a very selfish fellow... and the last man alive to be saddled so suddenly and so awkwardly... with two orphaned infants.
Aniden iki öksüze bakmakla yükümlü kaldım... ve pek becerikli değilim.
What's she doing in a yacht race, a mother of two infants?
İki bebek sahibi bir annenin yat yarışında işi ne?
These things come and go in infants.
Bebeklikte böyle şeyler hep oluyor.
Since we often see this kind of fever convulsions in infants take her home now and I'll refer you to a pediatrician tomorrow.
Çocuklarda bu tür rahatsızlıkları sıklıkla görüyoruz. Onu eve götürün şimdi Yarın sizi bir çocuk doktoruna yönlendiririm
And some don't even solicit the patronage of infants in their late 90s.
Hatta bazıları 90'lı yaşlarının sonlarındaki sürekli müşterilerini bile kabul etmezler.
Must I remind you that they are killing infants?
- Onların çocukları öldürüyor olduğunu sana hatırlatmalımıyım?
The messengers were infants.
Bu ulaklar çocuktu.
Adults to the cathedral, infants indoors.
Yetişkinler katedrale, çocuklar odalara.
Tell those who hide as cowards behind the back of the infants
Çoluk çocuğun arkasında saklanan o korkaklara söyleyin :
Let us buy we them and the infants to be been useful, and let us sell them if they refuse to obey.
Onları satın alır, dilediğimiz gibi kullanırız,... ve bize itaat etmelerini sağlarız.
Tomorrow morning I'll go to the village and feed peasant infants from the bottle while their mothers mow.
Yarın sabah köye gideceğim ve anneleri ot biçerken köylülerin bebeklerini biberonla besleyeceğim.
But to amuse oneself by feeding infants from the bottle and giving the peasants one's tails, that's not immoral.
Ama bebekleri biberonla beslerken eğlenmek köylülere kuyruklu ceket vermek, hiç gayri ahlaki değil.
Breeding farms have been constructed where these reptiles are raised from infants.
Sürüngenlerin yetiştikleri yerlerde özel çiftlikler inşa edildi.
Each of the tiny infants fastens onto one and begins to take milk.
Minik yavrulardan her biri bunlardan birine tutunur ve süt emmeye başlar.
Mothers suckle infants there's a long childhood when adults teach the young and there's a lot of play.
Anneler küçükleri emziriyor uzun bir çocukluk ve eğitim dönemi ile oyun süreci yaşıyoruz.
Don't want to disillusion these infants, huh?
Bu bebekleri düş kırıklığına uğratmak istemiyorsun, ha?
There's women and infants on that boat.
Teknede kadın ve bebek var.
No one would deny that milk is a valuable nutrient for children, especially for infants and babies.
Kimse bu sütü inkar edemez. Çocuklar için özellikler de bebekler ve yeni doğanlar için değerli bir besin.
I'm outside the gates of Bunker Hill Academy talking to a National Guardsman, a young man not much older than the infants who have taken over this old institution.
Bunker Hill Akademisinin kapılarının dışında Ulusal Muhafızlarla konuşuyorum... bu eski ve prestijli kurumu ele geçiren ufaklıklardan çok da büyük değiller.
The infants were saved and suckled by a wolf.
Yetimler bir kurt tarafından kurtarılıp, emzirildiler.
How many infants have died of malnutrition, before the fulfilment of their first year of life?
Yetersiz beslenmeden kaç çocuk öldü, üstelik yaşamlarının ilk yılında?
The number of addicted infants born in Manhattan has risen over the past few years.
Hastane yetkilileri son bir kaç yıldır bağımlı doğan... bebek sayısının arttığını söylüyor.
They're infants.
Küçük çocuklar.
Okay, they're stupid infants.
Tamam, onlar aptal çocuklar.
The only damage was to a children's hospital, leaving hundreds of infants dead.
Yapılan saldırıda tek hasar çocuk hastanesineydi ve ardında yüzlerce ölü bebek bıraktı.
Their infants and offspring gather around them.
Yavrular ve çocuklar da onların çevresinde toplanıyor.
What is it about squirming infants that you find so appealing?
Şu kımıl kımıl bebeklerin nesini bu kadar çekici buluyorsunuz?
The two infants, born on the same day and laid down in adjoining beds...
İki küçük çocuk, aynı gün doğdular ve bitişik yataklarda yattılar...
From this and nearby villages, leopards have taken three infants within the year.
Bu ve çevre köylerden leoparlar bir yıl içerisinde 3 bebek kaçırmışlar.
You were one of 100 infants sent off to gain that knowledge for us.
Sen, bu bilgiyi edinmek amacıyla gönderdiğimiz yüz bebekten biriydin.
Does that mean you never place black infants with white couples?
Hiç mi siyah çocukları beyaz ailelere vermediniz?
In a township in northern Australia, 30 infants were born in a single day.
Kuzey Avustralya'da bir kasabada, bir gün içinde 30 bebek doğmuş.
We don't recommend extended care for infants.
Bebekleri uzun süre bırakmayı salık vermiyoruz.
Infants.
Bebekler.
They performed vivisections without anesthesia, tested frostbite tolerance levels on infants, exposed innocent prisoners of war to diseases, the plague.
Anestezisiz ameliyat yaparlar,... bebeklerde donma toleransını test ederler,... masum savaş esirlerine veba ve hastalık aşılarlarmış.
The canker galls the infants of the spring too oft before their buttons be disclosed and in the morn and liquid dew of youth contagious blastments are most imminent.
Daha çiçek açmadan kurt düşer bahar tomurcuklarının içine. Pırıl pırıl sabah çiylerinde gençliğin en çok korkulur bulaşıcı dertlerden.
We won't improve prenatal care for high-risk infants if we scare off the mothers.
Eğer anneleri korkutursak riskli bebeklerin aile bakımlarını geliştiremeyiz.
I don't suppose there have been any actual reports of stolen infants... Or of mass graves being uncovered anywhere in town... Or that you found an altar or any other evidence of a black mass?
Aslında çalınan bebekler veya kasabanın bir yerindeki toplu mezarlar konusunda ihbarlar almadığınızı veya bu Kara Ayinlere ait delilleriniz olmadığını sanıyorum.
She's protecting her infants from being eaten... even by other crocodiles.
Yavrularını, yırtıcılara ve hatta diğer timsahlara yem olmaktan koruması gerek.
Bayoneted infants.
Yetimleri süngülerdi.