English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inference

Inference translate Turkish

81 parallel translation
Partly inference, partly chance.
Biraz mantık yürütme, biraz da şans.
The inference appears to be perfectly clear.
- Bana kalırsa gayet iyi anlamışsınız.
I don't like your inference.
Sizin çıkarımlarınızı yorumlarınızı sevmedim.
You may remain silent, and, if you do so, no inference will be drawn one way or the other.
Sessiz kalabilirsiniz, ve eğer öyle yaparsanız, yöneltilen suçlamalar düşmez.
I object to his inference.
Bu talebe itiraz ediyorum.
You gather my inference.
İstihraçları bir araya getirin.
There is an inference that you were a bit of a playboy during your career.
Gerçi burada bir şey daha var. Kariyerin sırasında biraz çapkınmışsın.
The girl speaks English fairly well, inference that she has been in England some little time, and he has not been in Greece.
kız ise ingilizceyi oldukça iyi konuşuyordu. Bundan da kadının bir süredir ingilterede bulunduğunu, ama adamın Yunanistana gitmemiş olduğu sonucuna varırız.
If Mrs Lowe heard that cry, you may think the only inference you can draw is that it was Azaria's last cry.
Eğer Bayan Lowe ağlamayı duyduysa bunun Azaria'nın son ağlaması olduğunu düşünebilirsiniz.
Your inference is that I'm inadequate, which I resent.
Benim yetersizliğim sonucunu çıkarmana gücendim.
I'm not sure I like the inference.
Bu iğnelemeden pek de hoşlanmadım.
You said that enough around this country, and I want the American press to know that I resent the fact that there is any inference that I am a Communist, that I am associated with or controlled by Communists,
Bunu yeterince söyledin, ve ben Amerikan basının bilmesini istiyorum ki benim komünist olduğum dedikodularına, ve tüm bu söylentilere kızıyorum.
- l resent the inference.
- Bu sonuçtan gücendim.
That inference is both insulting and unprofessional.
Bu karışma hem aşağılayıcı hem profesyonel değil.
Is that what you saw, or it is just your inference?
Bu gördüğünüz birşey mi yoksa bir sonuç mu çıkardınız?
That's my area of expertise, inference.
Bu, benim uzmanlık alanım.
No, and I resent the inference.
Hayır. Çıkarıma sinirlendim.
What inference is that?
Ne çıkarımına?
By inference, yes.
Bazı çıkarımlarla.
Well, if you drew that inference that the material had been taken by the FBI, don't you think the police would?
Malzemelerin FBl tarafından alındığı çıkarımına vardıysanız polis de öyle düşünmez mi?
How do we know that? Inference.
Gözetlendiğimiz için arkadan girsin.
The validity of inference.
Sonuca varmanın geçerliliği.
- That was the inference.
- İmaları bu.
Mr. Chairman, I object to any inference that my client has been less than truthful to this body. CHURCH :
Sayın Başkan, müvekkilimin gerçekleri yansıtmadığını belirten imalara itiraz ediyorum.
Not certain I take your inference.
Demek istediğini anlamadım.
So it would have that biblical inference.
Böylece İncil'e bir atıf olacaktı.
Sounds like you've got a lot of inference and innuendo for your investigators to follow up on.
Belli ki müfettişlerinin takibi için bolca sonuç ve kinaye çıkartmışsın.
It's actually quite a fascinating approach to Bayesian inference as applied to the analysis of time series data.
Bu aslında zamana bağlı bilgi serisinin analizinde uygulanan Bayesgil çıkarsamasına büyüleyici bir yaklaşım.
Well, I resent your inference.
Bu sonucu çıkarmanıza içerledim.
You're taking the inference from his implication.
İmasından bu sonucu çıkarmıştınız.
Was her inference right?
Çıkardığı sonuçta haklı mıydı?
It is generally supposed that the animal soul must be of a different and, by inference, inferior nature to the human soul.
Normalde, hayvan ruhlarının anlam ve insan ruhlarına göre farklı oldukları düşünülür.
Oh, you know, there's not enough data here for any kind of inference.
Bir netice çıkarma için yeterli veri yok burada.
That's inference.
Mantıklı.
- That was the inference. They should be down on their fat, white knees, thanking me for saving this party from committing political seppuku.
Dizleri üstüne çöküp, bu partiyi siyasi intihardan kurtardığım için bana teşekkür etmeleri gerekir.
As for your inference that I am romantically involved with Miss La Touche. My knowledge of your hysterical ways prevents offence.
Bayan La Touche'la romantik bir ilişkim olduğuna dair çıkarımlarına gelince yalnızca senin isterik eğilimlerini biliyor oluşum, beni alınganlık göstermekten alıkoyuyor.
Twice now, you've done what we call a false inference dodge, Mr. McHenry.
Tamam. İki seferdir yanlış çıkarımlar yapıp bizi kandırmaya çalışıyorsunuz, Bay McHenry.
- That's the only logical inference.
Ama bu tek mantıklı çıkarım.
It is just a stupid inference engine.
Sadece salak bir netice çıkarma motoru.
An inference is an educated guess.
Çıkarım akıllıca bir tahmindir.
This is my apology to rusty nails, if there's any inference That the character of krusty is anything like rusty.
Krusty'nin yaptıkları adına Rusty'den benzerlik için özür diliyorum.
And the inference is that...
- Neticede... - GPS cipe fabrikada mı takılmış?
Inference, the dead man knew something about it, something that would stop the owner getting paid £ 30 million.
Sonuç, ölü adam bunun hakkında bir şeyler biliyordu,... sahibinin 30 milyon poundu kazanmasını engelleyecek bir şey.
'Inference.
- Sonuç :
There's just a small chance that the vibrational shockwave could case destructive inference and then explode.
Titreşimli şok dalgasının yıkıcı bir hasar vermesi ve sonra patlaması neredeyse imkânsız denebilir.
I inference here, or he dies!
Ben buradan çıkarım, ya da o ölür!
That's enough to make a statistical inference. This is not an epidemic.
Bu bir salgın olmadığını kanıtlamaya yetecek bir istatistik.
But I reject your inference.
Ama çıkardığın sonucu kabul etmiyorum.
She took an inference, he did not intend.
Adam söylememiş, kadın o şekilde anlamak istemiş.
Everything is left to inference from general words. Inference from... - General wording.
Her şey genel ifadelerden çıkarım yapmaya bırakıldı.
I'm making an inference.
Çıkarımda bulunuyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]