English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Infidelity

Infidelity translate Turkish

410 parallel translation
Now... why don't you make a deposit at Infidelity Bank?
Diyorum ki Zina Bankasına depozito yatırsan.
- Mary : Now... why don't you make a deposit at Infidelity Bank?
- Diyorum ki Zina Bankasına depozito yatırsan.
For example, if a king is deceived, it's a tragedy of infidelity.
Örneğin, eğer bir kral aldatılırsa bu bir sadakatsizlik trajedisidir.
Infidelity is the invention of moralists and gossips.
İhanet, ahlak düşkünlerinin ve dedikoducuların icadıdır.
" The Infidelity Pattern in the Married Male or the'seven-year itch.'
" Evli Erkekte Sadakatsizlik Düzeni ya da'yedi yıllık kaşıntı'.
She always cried over your infidelity.
Senin sadakatsizliğin yüzünden hep ağladı.
Now, isn't it true that you engaged Mr. Purdy to trace and make reports on the activities of your wife because you suspected her of infidelity?
Bay Purdy'yi sadakatsizliğinden şüphelendiğiniz için karınızın hareketlerini izlemek ve bildirmek için tuttuğunuz doğru mu?
Bad table manners have broken up more households than infidelity.
Kötü sofra adabı sadakatsizlikten daha çok yuva yıkmıştır.
That is the most charming and endearing excuse for infidelity that I've ever heard.
Bu, hayatımda duyduğum en hoş ve sevindirici sadakatsizlik mazereti.
I was hungry, hungry for infidelity, for adultery, for lies, and for death.
Susamıştım. Aldatmaya,... yalan söylemeye susamıştım. Ve ölüme.
Accusing her of vile debauchery with his brother cursing her as faithless promising her the agonies of hell and payment for her infidelity and then before my brother's very eyes our mother was tortured to death.
Bayağı şehveti yüzünden, onu kardeşiyle zina yapmakla suçladı, sadakatsizliğine küfretti onu cehennem azabının beklediğini ve sadakatsizliğinin bedelini ödeteceğini söyledi. ... ve sonra kardeşimin gözleri önünde annemize ölünceye dek işkence yaptı.
We'll celebrate ten years of your hubby's infidelity.
Kocanın sadakatsizliğinin 10. yılını kutlamana yardım etmek istedim.
If there's one thing I can't understand, it's infidelity.
Anlayamadığım bir şey varsa, o da eşine ihanet etmektir.
But if it were only the heart that matters there'd be no infidelity.
Ama önemli olan sadece kalp olsaydı ihanet olmazdı.
In exchange for a little infidelity.
Ufak bir ihanetle halledilebilir...
A little infidelity?
İhanet mi?
We have programmed infidelity in the queen as of two minutes ago.
Kraliçe'nin sadakatsizliğini 2 dakika önce programladık.
A pretty price for the infidelity.
İhanet için yüksek bir fiyat.
they must play the role of the proletariat... directing a socialist society ; they must be actors faithful to the text of ideological infidelity.
ideolojik bir ihanet senaryosuna aktörler olmak zorundadirlar.
"Fidelity is good, but so is infidelity."
Sadakât güzeldir ama sadakâtsizlik de güzeldir.
"Fidelity is good, but so is infidelity!"
Sadakât güzeldir ama sadakâtsizlik de güzeldir.
Suspicions of marital infidelity are more often than not groundless. The disputes ensuing'are highly destructive.
Evlilikte aldatma şüpheleri çoğunlukla yersizdir, ama sonuçları yıkıcı olabilir.
But the shameful nature of his conduct toward Your Ladyship his brutal and ungentlemanlike behaviour his open infidelity his shameless robberies and swindling of my property, and yours.
Bir de Leydi Hazretlerine karşı utanç verici şekilde davranması var. Kaba ve centilmenlikten uzak tavırları... bariz sadakatsizliği... mülkümüzü utanmazca çalması ve bizi dolandırması gibi.
Just a little infidelity.
Biraz sadakatsizlik o kadar!
Know how they used to handle infidelity?
Eskiden ne olduğunu biliyor musun? Aldatmaktan sonra?
No, I think you should organise an infidelity.
Bence küçük bir kaçamak yapmalısınız.
We went from a small infidelity to the meaning of existence.
Küçük bir kaçamaktan hayatın anlamına geçiş yaptık.
Miriam won't think two years of scheming and dishonesty is a... is a small infidelity.
Miriam'ın, iki yıllık sadakatsizliği küçük bir kaçamak olarak göreceğini sanmıyorum.
My first infidelity to Henry... was with my own husband.
Henry i ilk aldatışım... kendi kocamla olmuştu.
Marriages don't break up due to infidelity.
Evlilik, sadakatsizlik yüzünden bitmez.
The Lady Cavendish was believing what the letter what the mother-in-law hid it was a proof of the infidelity of John.
Madam Cavendish'in inancına göre kayınvalidesinin ondan sakladığı mektup kocası John'un sadakatsizliğinin kanıtıydı.
It was on this letter that it links it confronted the Lady Inglethorp, so he was thinking that it was containing the proof of the infidelity of the husband with the Lady Raikes.
Madam Inglethorp ile karşı karşıya gelmesinin sebebi, bu mektuptu. Mektubun, kocasının Madam Raikes ile ilişki yaşadığının kanıtı olduğundan emindi.
Such a paper that Mary was intending to be on trial writing of the infidelity of the husband,
Madam Cavendish kağıdın, kocası John'un sadakatsizliğini gösteren bir kağıt olduğunu düşünmüştü.
I suppose it's fair to say infidelity made me what I am today.
Bugünkü halimi sadakatsizliğe borçlu olduğumu söylemek yanlış olmaz.
Therefore, when Mr Berman shot and killed Mr Bodine, we could be talking about a man who exploited his wife's infidelity to the tune of a $ 6 million profit, and used you, however unwittingly, as an accomplice.
Bu yüzden, Bay Berman'ın Bay Bodine'i vurarak öldürmesi, karısının ihanetini kullanarak 6 milyon dolara konan ve bu arada sizi, bilinçli olmasa da suç ortağı olarak kullanan bir adam fikrini akla getiriyor.
I believe in cruelty and infidelity!
Zulme ve küfre.
My first infidelity to Henry... was with my own husband.
Henry'yi ilk kez kocamla aldatmıştım.
During your infidelity with the demonic women, did you for one instant taste of their blood?
Şeytansı kadınlarla ilişkideyken, bir an olsun onların kanını tattınız mı?
I'd always found infidelity... the most titillating aspect of any relationship.
Ben sadakatsizliği her zaman bir ilişkinin en zevk verici yönü olarak görmüşümdür.
Algebra, bad lunch and infidelity.
cebir, kötü yemek ve aldatma.
Hera's eternal obsession was to destroy Hercules, for he was the constant living reminder of Zeus'infidelity.
Hera'nın en büyük isteği, Herkül'ü yok etmekti.
Hera's eternal obsession was to destroy Hercules, for he was the constant living reminder of Zeus'infidelity.
Hera'nın en büyük isteği Hercules'i yok etmekti, Çünkü o Zeus'un sadakatsizliğinin yaşayan kanıtıydı.
Hera's eternal obsession was to destroy Hercules, for he was the constant living reminder of Zeus'infidelity.
Hera'nın en büyük isteği, Herkül'ü yok etmekti. Çünkü o, Zeus'un sadakatsizliğinin yaşayan kanıtıydı.
The whole town is talking about your infidelity.
Bütün kasaba senin sadakatsizliğini konuşuyor.
Me, who the thought of infidelity would surely kill.
Benden, sadakatsizliğin kesin yok edilmesi düşüncesindeki kişiden.
Why don't you go sleep with your best friend's wife and call in on Monday when it'll be Infidelity Day on the Frasier Crane Show! "
"Neden gidip en iyi arkadaşının karısıyla yatmıyorsun." "Pazartesi, Frasier Crane'le Zinalı Günler'de görüşmek üzere."
Oh, yeah! "Frasier Crane takes a leering look at infidelity!"
Tabii ya! "Frasier Crane, aldatanların yanında!"
At the pain of infidelity, at what it does to families at what it does to children, at what it does to the fabric of society and this is just off the top of my head.
Aldatma olayından aileler nasıl etkilenir çocuklar nasıl etkilenir, toplumsal doku nasıl etkilenir. Bu tarz şeyleri kastetmiştim.
And I'm going to do them, starting this Friday with "Frasier Crane takes a look at the consequences of infidelity!"
Hatta bu Cuma'dan itibaren Frasier Crane'le Aldatmanın Sonuçları'na başlayacağım.
- So you see nothing wrong with your infidelity yet refuse to perform the same duties for your husband! What do you want from me?
- Sadakat konusunda başarılı olmayabilirsin ama bana karşı görevlerini yerine getireceksin.
The contract is void in the event of marital infidelity.
Evliliğine sadakatsızlık yaparsan kontrat geçersiz oluyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]