English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Infiltrate

Infiltrate translate Turkish

765 parallel translation
Then we infiltrate the guards from the rear.
Sonra arkadan muhafızların arasına sızacağız.
Sir, we've captured a German paratrooper attempting to infiltrate this headquarters.
Efendim, karargaha sızmaya çalışan Alman bir paraşütçü yakaladık.
I figured somebody ought to infiltrate PR territory and spy around.
Birisi P. R'lerin bölgesine girip casusluk yapmalı.
The King's spies and police... infiltrate the universities... but can't destroy... the tradition of freedom... the students cherish.
Kralın ajanları ve polisleri üniversitelere sızıyorlar ama bağımsızlık ruhunu ve öğrenci özgürlüğünü yok edemiyorlar.
You will infiltrate and kill.
İçeri sızıp öldüreceksin.
Infiltrate and kill!
İçeri gir ve öldür!
I am to infiltrate and kill infiltrate and kill!
İçeri girip öldüreceğim içeri girip öldüreceğim!
Infiltrate, separate and kill.
Aralarına sız, birbirinden ayır ve öldür.
They made it to infiltrate our group.
Bizim içimize sızması için tasarladılar.
They told it to infiltrate and kill.
İçimeze sızıp öldürmesini söylediler.
You escape, go to the address the FLN gives you in prison, and infiltrate us.
Kaçarsın, hapishanede FLN in sana verdiği adrese gidersin ve içimize sızarsın.
Yeah. He was saying they've got a kind of long-term policy... that they want to infiltrate themselves into the mind of the country over a period of years.
Uzun süreli bir politika izlediklerini söylemişti ülkenin zihnine, bir kaç yıllık bir süreç içinde sızacaklarmış.
"... and infiltrate in the world, shouting and yeling..
"... vicdan harekete geçer, insanlığa ıstırap veren...
The English Secret Service trained him and imprisoned him in Jersey, so he could infiltrate himself into our service.
Bana sorarsanız, İngiliz Gizli Servisi onu eğitti ve Jersey'de hapse soktu. Böylece kendi başına bizim teşkilatımıza sızabilecekti.
Her important assignment deals with enemy plans to infiltrate her country, which is friendly to our government.
En önemli görevi düşman planlarını ele geçirip kendi ülkesi gibi dostumuz olan devletlerin içine sızmaktı.
You are eminently suited to infiltrate the organisation.
Sen organizasyona sızmak için fazlasıyla uygunsun.
Its purpose is to infiltrate every department of your government with American agents and provocateurs, to subvert your country and make it little more than an American colony.
Anlaşmanın tek amacı hükümetinizin tüm departmanlarına Amerikalı ajan ve provekatörleri sokarak ülkenizi parçalamak ve küçük Amerikan kolonileri haline getirmek.
Well, as you're well aware, the Russians have been trying for years to infiltrate one or two men into British Intelligence, mostly.
Sizin de bildiğiniz gibi, Ruslar yıllardır İngiliz İstihbarat Örgütü'ne kendi adamlarını sokmaya çalışıyorlar.
Infiltrate the POST COMMAND
KARARGAHA GİR
Infiltrate their flank.
Yandan saldırın.
Comrade Ato was a spy who managed to infiltrate the Central Committee.
Yoldaş Ato Merkez Komitesine sızmayı başaran bir casustu.
It's getting hard to infiltrate the anti-war movement.
Savaş karşıtı harekete sızmak gitgide zorlaşıyor.
One of their spies did manage to infiltrate us.
Casuslarından biri içimize sızmayı başarmıştı.
There are so many finks and police spies in this court, paid by the government to infiltrate us, that I can't even believe what I say any more!
Bu mahkemede içimize sızmaları için hükümet tarafından kiralanan çok sayıda ihbarcı ve polis casusu var. Öyle ki artık ne söylediğime ben bile inanamıyorum.
Have you ever tried to infiltrate the Black Panthers?
Siyah Panterler'e sızmayı hiç denediniz mi?
Your department is accused to infiltrate the unions.
Sizin sorumluluğunuzdaki "bölüm" sendikalara sızmakla suçlanıyor.
You made a lot of them under the DMZ to infiltrate into the South, right?
Askerden Arınmış Bölge... çok fazla tünel açtılar, değil mi?
Infiltrate the workers.
İşçilerin arasına sızmak.
- You must try to infiltrate one of them. - But, Armando...
Onlardan birinin içine girmelisin.
We're gonna infiltrate Clay County and find them in their hideout.
Clay County'e sızıp onları saklandıkları yerde bulacağız.
After the war they set out to infiltrate every facet of life.
Savaştan sonra... hayatın her alanına sızmayı amaç edindiler.
I must also tell you we have tried twice to infiltrate the Odessa.
şunu da belirtelim, şimdiye dek iki kez... Odessa'ya sızmayı denedik.
You don't have to infiltrate the whole agency.
Tüm merciye nüfuz etmen gerekmez.
Your brother, Mansei Lee, disappeared while trying to infiltrate, a Japanese drug smuggling group.
Ağabeyin, Mansei Lee, bir Japon uyuşturucu çetesine sızma girişiminde bulundu sıralarda kayboldu.
They're to infiltrate, burrow deep and wait for the signal to strike in the event of nuclear war.
İçeri sızacak, derinlerde saklanacak ve nükleer savaşın arifesinde vereceğimiz işareti bekleyeceklerdi.
When you find the colonel, infiltrate his team by whatever means available and terminate the Colonel's command.
Albayi buldugun zaman, bir sekilde adamlarini gecip Albayin komutasini yok etmen gerekiyor.
That is why he has sent his fanatical brother, Lord Kiru, to infiltrate our brothers with many ninja spies.
Bu nedenle kardeşi Lord Kiru'yu, birçok ninjayla birlikte, topraklarımızı denetlemeye gönderdi.
And yet an assassin managed to infiltrate this group.
Ama bir suikastçı bu grubun arasına sızmayı başardı.
Contact a scanner who is as yet unknown to the underground, convert him to out cause and then send him out to infiltrate the underground.
Yeraltında henüz tanınmayan bir tarayıcı ile irtibata geçeceğiz ve onu onların üzerine yollayacağız. Böylece onların içine sızmış olacağız.
You plan to infiltrate them?
onları yok etmek istiyoruz
He has the items so that he could infiltrate their group.
Bu şeyleri ise... aralarına sızmak için kullanacaktı!
We use it to infiltrate the prison.
İçeri sızmada kullanıyoruz.
To think we can infiltrate the American Federation of Labor and convert it to revolutionary policies is hopeless.
Amerika İşçi Federasyonu'nun içine sızıp onu devrimci bir birliğe dönüştürmek boş bir hayaldir.
On the possibility they might try to infiltrate as employees... I had Holden go over and run Voight-Kampff tests on the new workers.
Sirkete sizma olasiliklari oldugu için Holden'i yeni isçilere Voight-Kampff testini uygulamakla görevlendirdim.
Listen, while you're breaking [br ] loose all hell here I'll infiltrate the ship to... [ br]
Dinle, hepiniz geriye dönerken, ben de gemiye sızacağım
They managed to infiltrate the SAC bases in the Midwest, several down in Texas, and wreaked a hell of a lot of havoc.
Teksas'ın içlerine kadar Orta Batı'daki hava üslerine sızmayı başardılar ve büyük zarar verdiler.
I'LL GO UNDERCOVER, INFILTRATE THEM.
Gizli olarak içlerine sızayım.
Jim, you must infiltrate the enemy camp.
Jim, düşman kampına sızmalısın.
"Taken prisoner when trying to infiltrate behind our lines, hoping to provoke disorder in our rearguard."
"Tutuklular, kargaşaya yol açmak umuduyla arka saflarımıza gizlice sızmaya çalışırlarken ele geçirildiler."
The microcircuit fibres infiltrate the tissue.
Mikrodevre fiberler etraflarındaki dokuları işgal etmiş.
Well, for one, to really mess him up, we're going to have to infiltrate his bar. CARLA : Yeah.
Bu adama haddini bildirmek istiyorsak barına sızmalıyız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]