English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Infiltrates

Infiltrates translate Turkish

38 parallel translation
But, sometimes, the soldiers of information... are bearing away from their mission and turn themselves into an intervention army... which infiltrates all over and escapes from the control of those who create it.
Katılıyorum ama istihbarat elemanları bazen asıl görevlerini unutup her yere sızan ve yönetimin kontrolünden kaçan bir müdahale ordusuna dönüşüyorlar.
What can be more destructive, more anti-Republican than this invisible police, with its numerous informers that infiltrates everywhere, spreading lies and threats?
En yıkıcı en Cumhuriyet karşıtı bir şey varsa... o da bu görünmez polistir. İspiyonu besleyen yalanla her yere sızan ; ve de sözde tehditle iş yapan.
Probably... and infiltrates, too.
Evet, bu gayet olası bir şey. Ve elbette aramıza provokatörler de karıştıracaklar.
What will happen if he infiltrates our ranks?
Aramıza gizlice sızarlarsa ne olur?
Chest x-ray shows basilar infiltrates bilaterally.
Göğüs röntgenine göre ikitaraflı baziler süzülme var.
Cannonball infiltrates.
Sert kabarcıklar.
- What if it infiltrates?
- Dışarı sızarsa?
It infiltrates through both lung fields.
İki akciğere de yayılmış.
Gradually, many of us turn into Linux users when the code infiltrates our clocks, toasters and mobile phones.
kademeli olarak herbirimiz birer Linux kullanıcısı haline geldik çünkü bu kod artık bizim saatlerimiz, tost makinalarımız ve cep telefonlarımızın içine kadar girdi.
No infiltrates.
Sızıntı yok.
If Dr. Giro infiltrates into NEUCOM, he'll take control of all of NEUCOM cyborgs. And soon, the whole city
Eğer Dr. Giro NEUCOM'a sızarsa, tüm NEUCOM siborglarının kontrolunu eline geçirir.
We've got reticular infiltrates.
Ağsı dağılmalar var.
Fibrosis, lymphocytic infiltrates.
Fibrozis, lenfositik infiltrasyon.
And the x-ray now shows lung infiltrates.
Ayrıca röntgen sonucuna göre akciğerlerinde su toplanmış.
It would cause lung infiltrates and maybe fever and conceivably the cyanotic fingers.
Çatın. Akciğerlerde su toplanmasına, yüksek ateşe ve siyanotik parmaklara sebep olabiliyor.
ER checked for lung infiltrates. Nothing there.
Acil serviste akciğerine bakılmış, bir şey yokmuş.
From a second point of view, it actually - it infiltrates everything in the world, especially the world of electronics. When you go to the supermarket and you do the scanning at the checkout... that's a quantum mechanical effect.
İkinci bir bakış açısından, aslında - dünyadaki her şeyin filtresini kaldırıyor, özellikle elektronik dünyasındakilerin süparmarkete gidip çıkışta tarayıcıdan geçtiğinizde işte bu kuantum mekanik etkisi.
these clouded areas of the upperobes... they're the infiltrates we found yesterday.
Üst loblarda gördüğümüz puslu alanlar dün bulduğumuz iltihaplı dokular.
The infiltrates on the x-ray, the bone marrow, kidney failure.
Her şeyi açıklar. Röntgendeki çoğalmaları, kemik iliğini ve böbrek yetmezliğini.
Patchy infiltrates on the X-ray, but patient improved with chest PT and oxygen, consistent with aspiration.
Akciğer filminde yama tarzı infiltrasyonlar var. Akciğerlerinde aspirasyonla uyumlu bulgular var.
He infiltrates high-end establishments through legitimate business contacts.
- Tanrım. Yasal iş irtibatları sayesinde lüks işyerlerine sızar.
Got a chest x-ray. No infiltrates.
Hafif ateş yüzünden göğüs röntgeni çekildi.
"Danger!" First, Chiba infiltrates the staff. First, Chiba infiltrates the staff.
Önce, Chiba personelin içine sızacak.
No infiltrates or alveolar hemorrhage.
Sızma veya alveoler kanama yok.
Tell me the liver biopsy showed infiltrates, minor inflammation.
Karaciğer biyopsisinde, küçük gizli iltihaplanmalar gördüğünüzü söyleyin.
Add the heart, the infiltrates...
Kalbi çalıştırın, iltihap kurusun.
No masses, no infiltrates.
Kitle ya da infiltrasyon yok.
Special Ops soldier infiltrates a terrorist camp, gets captured all because his cell phone was tapped?
Bir Özel Kuvvet bir terörist kampına sızar ve esir alınır. Tüm sebebi cep telefonu mudur?
When the third group infiltrates the target area first, they will take over the security room first and the installation of the biochemical weapon in the ventilation room will be complete.
Üçüncü grup hedef bölgeye girdiğinde öncelikle güvenlik birimini kontrol altına alacaklar. Biyokimyasal silahın kurulumu havalandırma odasında tamamlanacak.
He - He infiltrates American defenses and then slips away.
Amerikan birliklerine sızıyor sonra da sıvışıyor.
Biopsy revealed, white blood cell infiltrates.
Biyopsi, beyaz kan hücrelerinin sızdığını ortaya çıkardı.
There's no sign of atelectasis or infiltrates on the chest x-ray.
Göğüs röntgeninde atelektazi veya sızıntı belirtisi yoktu. Evet.
Uh, there's... there's multilobar, infiltrates, and, uh, alveolar hemorrhaging and...
Bir sürü lobül, sızdırma ve bir de alveoler kanama...
It infiltrates your soul
Ruhunu kaplar
Liber8 infiltrates a chemical plant and makes no attempt to conceal their identity.
Liber8 üyeleri bir kimya tesisine giriyorlar ve kimliklerini gizleme gereği de duymuyorlar.
And he's coming back for me, as soon as he infiltrates Kensington Palace and gets pictures of the royal baby.
Ve Kensington Sarayı'na gidip kraliyet bebeğinin resimlerini çeker çekmez benim için geri dönüyor.
Well, then James Wilcox infiltrates the White House to put an Ar Rissalah tag in the Oval Office.
Ardından James Wilcox, Oval Ofis'e Ar Rissalah sembolü çizmek için izinsiz şekilde Beyaz Saray'a girdi.
Bond infiltrates the castle, rescue evil scientist, with the help of CIA agents
Bond kaleye girer ve kötü bilim adamını

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]