English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Infinitesimal

Infinitesimal translate Turkish

69 parallel translation
And when I realize the infinitesimal part of this I possess, it makes me shudder.
Ne kadar azını bildiğimi görünce ürperiyorum.
On the windowsill you left four infinitesimal pieces of ash from a particularly revolting kind of tobacco which you were known to use.
Pencere pervazında, dört küçük sigara külü bırakmışsın. Tiksinç ve seninle özdeşleşmiş ucuz marka bir tütünün külleri.
Infinitesimal!
Mini minnacık!
Through telescopes, men of science constantly search the infinitesimal corners of our solar system seeking new discoveries, hoping to better understand the laws of the universe.
Bilim insanları teleskoplarla güneş sistemimizin en küçük, en ufak noktalarını sürekli gözlemleyerek yeni keşifler arayarak evrenin kanunlarını daha iyi anlamayı ummakta.
So close, the infinitesimal and the infinite.
Ne kadar da yakın. Nihai küçükle nihayetsizlik birbirine ne kadar yakın.
For a split second, an infinitesimal part of a second, this was disintegrated.
Saniyenin milyonda biri kadar bir sürede parçalarına ayrıldı.
INFINITESIMAL, M ICROSCOPIC, TEENSY-WEENSY.
Görülmeyecek kadar küçük, mikroskobik, miniminnacık bir şey.
I don't give one infinitesimal damn what Lil thought or thinks.
Lil'in ne düşündüğünü ve fikirlerini, zerre kadar önemsemiyorum.
And I don't give one infinitesimal fuck if they're indictments that will stick or not.
Ve o iddianamelerin güçlü ya da zayıf olmaları umurumda bile değil.
infinitesimal.
Çok az.
Your powers are infinitesimal compared to mine.
Güçleriniz benimkinin yanında hiç kalır.
Excuse me, Mr Thurmont, you tiny, little, worm-like, infinitesimal prick, could I have a word with my wife, please?
Affedersiniz, Bay Thurmont, sizi ufacık, küçük, solucan tipli, küçük ahmak, karımla kısa bir konuşma yapabilir miyim, lütfen?
Just an infinitesimal dose in the food supply, they said, just to prove its effectiveness in the field.
Gıdanızdaki çok ufak bir dozla. Sadece etkisini ispatlamak için.
I have determined that time is moving at an infinitesimal rate.
Zamanın neredeyse ölçülemeyecek kadar yavaş şekilde ilerlediğini belirledim.
Federation cosmologists had a theory- - that the molecule once existed in nature... for an infinitesimal period of time at the exact moment of the big bang.
Federasyon kozmologları bir teoriye sahiptir- - Molekül sadece bir defa var oldu oda Big Bang ( büyük patlama ) evrenin oluştuğu zamanda.
With only an infinitesimal chance of permanent spinal paralysis.
Sadece çok çok küçük kalıcı omurga felci riski var.
The odds of finding such a phenomenon are infinitesimal.
Böylesine bir fenomende ki tuhaflıklar çok küçük
Tyr, I must warn you - if you go through with this, the margin for error is infinitesimal.
Tyr, seni uyarmam gerek. Bunu atlatabilmen için hata payının sıfıra yakın olması gerekir.
Where there's life there's hope faint, infinitesimal, miniscule, microscopic, virtually undetectable hope but hope, nonetheless.
Hayatın olduğu yerde umut da vardır. Küçücük, minicik, mikroskobik, gözle görülemeyecek bir umut olsa bile.
I mean cutting an infinitesimal space-time aggregate from all that surrounds it.
Ben çok küçük bir zaman-mekan bütününü onu çevreleyen her şeyden ayırmaktan bahsediyorum.
One infinitesimal wrong move, we either skip off or burn up.
Tek bir yanlış harekette ya yanarız, ya da tepetaklak oluruz. Teşekkür ederim Bay Harper.
An ecosystem contained in one infinitesimal speck.
Küçücük bir yerde koca bir ekosistem.
The chances that he will be his old self, and walk... infinitesimal.
Eski kendisi olma ve yürüme şansı çok küçük.
We're all just tiny specks of vapor in the vast, infinitesimal, filth-ridden slurry of human experience.
Baksana Red. Salak ve Avanak'ı bilir misin? Bunlar da Aletsiz ve Daha Aletsiz.
Now, say on the other hand, by some minute, infinitesimal chance God forbid, Braddock beats Lewis.
Öte yandan, diyelim ki, çok düşük, miniminnacık bir ihtimalle Allah korusun, Braddock Lewis'i yener.
Those colors you can see are only an infinitesimal fraction of the energy spectrums that actually exist.
Sen eşcinsel misin? Evet.
And here I am, scrutinizing infinitesimal ripples in the space-time of Einstein's relativistic universe, when all the while, I can't see this, this immense lie played out right before me.
Ve burdayım, Einstein'in göreceli evreni'nin... Uzay-zaman'ında, sonsuz küçük dalgalanmaları irdelemesi, bütün zamana karşı, bunu göremem, bu büyük kandırmaca benden hemen önce oynandı.
Since Sweaty Teddy here backs up his infinitesimal knowledge of the law with absolutely zero knowledge of medicine, one of you will help go through claims, decipher medical stuff and somehow relay all of that into his tiny peanut brain.
Terli Teddy'nin çok az hukuk bilgisi, tıpla ilgili sıfır bilgisiyle birleştiğinden, biriniz ona iddialar, tıbbi şeyleri çözme ve bir şekilde bunları küçük beynine gönderme konusunda yardımcı olacak.
How important do you think infinitesimal calculus is in life?
Sonsuz küçüklerin kalkulusu sizce hayatta ne kadar önemli?
Now you can hold the infinite and the infinitesimal in your hands.
Şimdi sonsuzu ve sonsuz küçüklüğü ellerinizde tutabilirsiniz.
But where, in those infinitesimal spaces can be found the God who stopped the sun in the sky over Jericho parted the Red Sea, birthed the universe and shaped molecules of dust until their name was man and woman?
Ama Erika şehrinin üzerinde güneşi durduran Kızıl Denizi ikiye bölen, evreni yaratıp adları erkek ve kadın olana dek toz zerreciklerini şekillendiren Tanrı bu sonsuz küçük boşlukların neresinde bulunabilir?
It proposes that atomic particles are made up of infinitesimal, vibrating loops of energy - or strings.
Atomik parçaların son derece küçük, titreşen enerji ilmeklerinden,... ya da tellerden yapıldığını söyler.
I pleaded on my knees with S-7 to investigate it, but they said the readings were infinitesimal, that I was obsessed.
Araştırılmaları için Sektör 7'ye yalvardım ama izlerin çok önemsiz olduğunu söylediler. Ben de saplantılıymışım.
We're all just tiny specks of vapor in the vast, infinitesimal, filth-ridden slurry of human experience.
Hepimiz uçsuz bucaksız, sonsuz küçüklükte, pislikle yürüyen insanlık deneyimi bulamacı içindeki küçük buhar parçacıklarıyız.
There's in infinitesimal percentage of the population, less than.001, that tests nearly perfect without any advanced traing.
Nüfusun çok küçük bir kısmı,.001'den daha az, ileri düzey bir eğitim almadan neredeyse kusursuz bir skor alıyor.
Some of my infinitesimal army.
Sonsuz küçüklükteki ordumun birazı.
Alright, I mean, every teeny, tiny, minuscule, minute, infinitesimal, mother fucking detail!
Bana her minik, ufacık, zerre, hatta ölçülmeyecek kadar küçük her lanet detayı anlatmanı istiyorum!
And, uh, you can tell Homeland Security that the quantity of radioactive material in this is infinitesimal and poses no threat.
Bu arada Milli Güvenlik Teşkilatı'na bunlardaki radyoaktif maddenin önemsiz olduğunu ve tehdit yaratmadığını söyleyebilirsin.
If-if the radiation source is infinitesimal, why are you wearing three lead aprons?
Hayır. Madem radyasyon kaynağı önemsiz neden üç tane kurşun önlük giydin?
Is infinitesimal for me!
Son derece düşük bir ihtimal.
There's a chance, a very slim chance, infinitesimal really, when you come to think of it, that you may...
Küçük bir olasılık var. Aslında sonsuz küçüklükte bir olasılık.
Infinitesimal, remember?
Unutma sonsuz küçüklükte.
The chance that you may not be my father. However infinitesimal that may be.
Ne kadar sonsuz küçüklükte bile olsa babam olmama olasılığın var.
There, now, for the first time, we may be able to see the infinitesimal fabric of matter itself, laying bare the most fundamental laws of the universe. Hey, Fry, I know something you could lay bare.
Şimdi evrenin temel kanunlarında çıplak yatan maddenin sonsuz kumaşını görme imkanımız var Hey, Fry, senin üstünde çıplak yatabileceğin birşey biliyorum.
From the point of view of history, a human life and an infinitesimal part.
Tarihi bakış açısından bakıIdığında insan yaşamı sonsuz küçükler metodunun parçasıdır.
"infinitesimal dust!"
"Küçücük toz tanesi!"
And that the tiniest, most infinitesimal change In the weight of just one type of subatomic particle, Any kind of particle,
Atomaltı parçacıklarının boyutundaki küçücük, ölçülemeyecek kadar küçük bir değişim, herhangi bir türdeki parçacığa olan değişim evrenin, gezegenlerin, yıldızların yok olması demektir.
An infinitesimal one.
Çok küçük bir şans.
The sun only needs to use an infinitesimal amount of its colossal mass each day to generate vast megawatts of energy.
Güneş sadece kendi devasa kütlesine büyük miktarda megavat enerji üretmek için sonsuz miktarda bir enerjiye ihtiyaç duyar.
Infinitesimal calculus...
Bölünemeyen değerlerin hesaplanması...
The infinitesimal?
Nihai küçüklük noktasına kadar mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]