English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inflexible

Inflexible translate Turkish

91 parallel translation
Darling... people think you're insensitive and inflexible.
Sevgilim insanlar senin duygusuz ve inatçı olduğunu düşünüyor.
Darling, I do think it would be inflexible of you.
Sevgilim sanırım fazla katısın.
You stick to inflexible rules.
Kaskatı kurallarla yaşıyorsunuz.
I may be powerful, but the Shogunate is inflexible
Güçlü olabilirim ancak özel yönetime karşı gelemem.
You're too inflexible, too disciplined.
Hiç esnek değilsin ve aşırı disiplinlisin.
than to be extremely rigid, to be a stickler for the rights he represented. – His pride became a weapon. – It's true that his pride, tenacity and rather inflexible nature did not make things any easier.
Meselenin özünde ordusu çok küçük, kaynakları çok kısıtlı ve arkasındaki bölgeler ikinci derece olduğu için Gaulle'in son derece katı olmaktan ve ifade ettiği hakları savunmaktan başka hiçbir seçeneği olmaması doğru.
If we could just throw it off, interrupt the cycle... then he might be stopped - by his own inflexible standards.
Eğer bir şekilde araya girip, döngüyü bozabilirsek kendi sapıkça standartlarında durdurulma ihtimali olabilir.
José seems sometimes authoritarian despotic, inflexible.
Josa bazen otoriter despot ve katı davranabiliyor.
You're ridiculous with your inflexible loyalty and missionary zeal.
Bu inatçı sadakatin ve misyonelik hevesinle gülünçsün.
I would describe his position on this as inflexible.
Kararından taviz vermeyecek gibi gözüküyor
And you would describe Mr. Jensen's position on Beale as inflexible?
Ve hâlâ Bay Jensen'in kararından taviz vermeyeceğini mi söylüyorsun?
She is an extraordinary woman and she is inflexible with her principles.
O olağan üstü bir kadındır, ve ilkeleri konusunda esnektir.
And the tongue is too thick and inflexible for proper speech.
Dil, normal konuşma için fazla kalın ve esnek.
Mr Edgar Trent,... president of the Huddleston and Bradford Bank,... follows an inflexible routine,... departing the bank at the end of each day promptly at 7 pm.
Bay Edgar Trent,... Huddleston ve Bradford Bankası'nın başkanı,... her gün aynı şeyleri yapıyor,... ve bankadan her gün saat yedide ayrılıyor.
You're inflexible.
Kalıplaşmışsın.
- I don't feel inflexible.
- Kalıplaşmış hissetmiyorum.
- You're inflexible!
- Kalıplaşmışsın!
Is it possible that we two, you and I, have grown so old and so inflexible that we have outlived our usefulness?
Acaba ikimizin, seninle benim artık iyice ihtiyarlayıp esnekliğimizi yitirmiş ve işlevimizi kaybetmiş olmamız mümkün müdür?
"The dream of a melting pot has become a cauldron of inflexible minorities... "... and the hopelessly unemployable.
Ne var ki, hayal edilen ortak kültür potası, katı ve asla değişmez azınlık kültürlerinin kaynadığı İşlevsiz bir cadı kazanına dönüşmüştür.
All defense against catastrophic failure of an inflexible system.
Yıkıma karşı tüm savunma, kararlı bi sistemde işe yaramaz.
He's so inflexible!
Hiç anlayışlı değil.
I know it's frustrating dealing with difficult patients but you have a tendency to become anger-locked and inflexible.
Sinirli hastalarla ilgilenmek zordur ama senin öfkelenip kafanı boşaltamadığın durumlar sık oluyor.
Admiral Leyton may be somewhat grating and inflexible at times but for a man of his accomplishments a man of his distinguished record to commit treason?
Amiral Leyton bazen biraz ters ve inatçı olabilir ama onun gibi başarılı, mükemmel sicili olan bir adamın vatan hainliği yapması?
Joan is completely inflexible, so...
Joan bu konuda çok katı...
Would you describe their position on this matter as inflexible?
Bu konuda hiç esnek değiller mi?
You vain inflexible son of a bitch.
Kendini beğenmiş ruhsuz orospu çocuğu.
Now, we're not inflexible.
İnatçı değiliz.
inflexible!
İnatçı!
You're too inflexible, my friend.
Hiç esnek değilsin dostum.
You used to be so inflexible, Flexo.
Sen eskiden bu kadar esnek değildin, Flexo.
You're mentally inflexible.
Çok katı düşünüyorsun.
She's always so stubborn, inflexible, sly and a show-off... But she's really just a normal, lonely girl.
o her zaman cok dik kafalı, uyumsuz ve cok gosteris pesinde... ama o gercekten normal yalnız bir kız.
I'm grouchy I'm inflexible
Ben huysuzum. Ben boyun eğmezim.
You impair inflexible Billy Want to takeing my injury amount
sen ve örümcek billie, asamı aldınız.
I consider that you were inflexible
öldüğünü sanıyordum.
You claim the Andorians are inflexible.
Andorianların esnek olmadığını iddia ediyorsunuz.
Your neck isn't spasming because you're inflexible.
Esnek olmadığın için boynun tutulmamış.
Rigid and inflexible?
Katı ve esnemez mi?
Please, Alan. You are the most rigid, inflexible,... obsessive, anal-retentive man I've ever met!
Sen tanıdığım en ciddi, en esnemez en saplantıIı ve en sorunlu adamsın!
"Rigid and inflexible"?
Ciddi ve esnemez mi?
Our forearms are too short, our thumbs are too big, our shoulders and hips too inflexible and our eye-to-hand coordination, compared with gibbons, is very poor.
Dirsek-bilek mesafemiz çok kısa, baş parmaklarımız çok büyük omuz ve kalça eklemlerimiz hiç esnek değil şebeklere kıyasla el-göz koordinasyonumuz çok zayıf.
You know he is inflexible.
Esnek olmadığını biliyorsun.
Salvador has the qualities of iron... solid, inflexible, cold, but this is an age of challenges and we need someone more imaginative, who'll look to the future.
Salvador demirin özelliklerine sahip... Katı, bükülemez, soğuk. Fakat çağımız mücadele çağı...
You're being inflexible.
Hiç esnek değilsiniz.
But in this inflexible patriarchal system... someone has to take the initiative.
Fakat bu katı ataerkil sistemde birileri ilk adımı atmalı.
Don't be so inflexible!
Biraz esnek ol!
I don't know, but I think that with such an inflexible attitude it's...
Anlamıyorum. ancak bu katı yaklaşımınızla...
I have to keep filling out forms and yet I'm the inflexible...
Sürekli form doldurmam gerekiyor ve buna rağmen katı olan benim.
I didn't say I wanted inflexible.
İnatçı istediğimi söylememiştim.
You are the most rigid, inflexible, obsessive, anal-retentive man I've ever met. Please, Alan.
Lütfen, Alan.
How inflexible of them.
Ne kadar da huysuzlarmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]