English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Infused

Infused translate Turkish

208 parallel translation
I have infused... the soul of my tattoo art.
Yerleştirdim... dövme benim sanat ruhu.
The patriotic virtues started to be infused since infancy.
Vatansever dürtülerin telkini, çocuklukla başladı.
It's Thai-infused comfort food.
Tayland içerikli yiyecekler satan bir yer.
I must confess, Hamilton... that I probably would have infused it with a little more skepticism... but bitter resentment won't prevent me from admitting it was a good piece.
İtiraf etmeliyim ki Hamilton... ben olsaydım muhtemelen biraz daha şüpheci yaklaşırdım... fakat bu kızgınlık bunun iyi bir haber olduğunu kabul etmemi engellemez.
A God welded this sword to my hand and infused my body with his power.
Bir tanrı bu kılıcı elime tutuşturdu ve beni kendi gücüyle aşıladı.
And when it rained, it rained sweet nectar that infused one's heart with a desire to live life in truth and beauty.
Yağmur yağınca, yağan yağmur şerbet misali, insanın kalbini dürüstlük ve güzelliklerle dolu bir hayat geçirme arzusu ile doldururmuş.
This land, deep and inviolate... paid for in blood... infused with the life spirit of those... who would endure on its face.
Bu topraklar, derin ve el değmemiş bedeli kanla ödenmiş ona dayanabilenlere hayatın anlamını ilham etmiş.
Perhaps he has infused you with his power.
Belki seni güçleri ile aşıladı.
Nobody has infused me with power, and nobody's taken over my mind.
Kimse bana güçlerini aşılamadı ve kimse zihnimi ele geçirmedi.
When I infused it with a resonance-frequency burst it activated its DNA.
Maddeyi bir rezonans dizi açılımıyla kaynaştırdığımda, DNA'sını aktive etti.
Your skeleton has been infused with a rare metal called adamantium.
İskeletin, Adamantium adında nadir bulunan bir metalle kaplandı.
They'd stolen my spirit and infused me with joy... like a May day breaking.
Ruhumu çalmış ve bir Bahar Bayramı gibi bana sevinç aşılamışlardı.
They took the spirit body of the totem that had absorbed all of the evil will on Planet Conuts, infused it with wicked energy, and transformed it into the phantasm Hildegarn.
Hoy, kendi nesillerinin evrende yok olmak üzere olduğunu sanan uzaylıların bulunduğu Kashfar'un bir üyesiydi. Devam ettirmek için yıldızlarda yolculuk yaparak kara büyüleri sayesinde kendilerinden farklı olan yaşamlara son verdiler.
We've infused four units of O-neg and epi and cross-clamped her.
Dört birim 0 negatif ve epi verdik ve aortunu açtık.
Captain Janeway gave me permission to give you some extra warp plasma, in case the plasma we infused into your system starts to degrade.
Kaptan Janeway, eninde sonunda bozulmaya başlayacak olan plazmanın yerine koyabilmen için, fazladan warp plazması vermeme izin verdi.
So Harry gets infused with alien DNA, which gives him the instinctive urge to come here.
Öyleyse Harry, uzaylı DNA'sını kaptıktan sonra, onun buraya gelmesini sağladı.
if we're built from spirals, while living in a giant spiral, then everything we do is infused with the spiral.
Dev bir spiralde yaşarken, spirallerden oluştuysak, yaptığımız her şey spirale doluyor.
Think of all the stars you could research once you've infused your propulsion system with this.
Bunula iticilerinize güç aşıladığınızda araştırabileceğiniz her yıldızı bir kere düşünün
No, they infused it with flavour.
Hayır, sakıza aroma verdiler.
In stage two, your pet's DNA is extracted from a lock of fur or a drop of blood then infused on a cellular level into the blank.
Hayvanınızın DNA'sı kılından ya da kanından çıkartılarak hücresel düzeyde boş hayvana geçiyor.
I infused the soil with a blue ion dye, so it'd be easier to see the insects.
Karıncalar kolay görülebilsin diye, toprağa mavi iyon boyası karıştırdım.
So my mom put this wig on me to cover it up and then the bones grew together and it got all infused and entwined.
Annem de örtmek için bana bu peruğu takmış. Kemikler bununla büyüyünce birbirine geçip kaynamışlar.
I have just infused our beacon into the Leviathan's superstructure.
Çoktan Leviathan'ın üst yapısına işaret ışığımızı yerleştirdim.
"This delightful offering is infused with the brooding, almost dangerous presence of vanilla."
Bu muhteşem ürün neredeyse tehlikeli sayılabilecek bir aromanın varlığıyla beraber demlenmiş. Vanilyayla.
Fortunately, I was able to create a chroniton-infused serum that you brought you back into temporal alignment.
Şanslısın ki, demleme kroniton serum yaptım ve zamansal düzensizliğini tersine çevirebildim.
Can you replicate a chroniton-infused hypospray casing, using the same principles you used to make the serum?
Demlenmiş kroniton serumunu aynı prensipleri kullanarak ürettikten sonra, bir haypospreyin içine koyabilir misin?
Nonetheless, it's time you created paintings of your own, infused with your spirit and soul.
Yine de artık kendi ruh ve maneviyatını barındıran eserlerini yapma zamanın geldi.
I have just infused our beacon into the Leviathan superstructure.
Leviathan'ın üst yapısına bir işaret ışığı yerleştirdim.
My heart is pounding like Thor's hammer on Dr. Doom's titanium-infused faceplate!
Kalbim, Thor'un çekicini Dr. Doom'un titanyum alaşımlı maskesine vurması gibi çarpıyor.
They are wasabi-infused with a portobello glaze.
İçinde turp ve portobello jölesi var.
On the 7th of May 1919, the German delegation came to collect the treaty, expecting to find an even-handed settlement infused with Wilson's sense of fair play.
7 Mayıs 1919'da, Almanya heyeti Wilson'un adil telkinleriyle tarafsız bir barış umarak anlaşmayı almaya geldiler.
In my opinion, there is nothing about the alien Sikozu... that is not infused with anger and disdain.
Kanımca, uzaylı Sikozu'da öfke ve hor görme... dışında hiçbir şey yok.
These shadows, once infused with warm breath, had moved alongside his wife
Bu gölgeler onun sıcak nefesiyle doluyken, bu kıyafetler karısıyla birlikte hareket ediyorlardı.
Our suspect's M.O. is to apply blue paint to a campus railing that he has infused with motor oil to retard the drying process.
Şüphelimizin taktiği kurumasını geciktirmek için yağ katılmış mavi boyayı kampüsteki parmaklılara sürüp pusuya yatmak.
Just to tell you the rest of our specials, we also have salt-crusted cod, and that comes with lovely raspberry-infused artichoke hearts and a light lemon vinaigrette.
Hemen size spesyallerimizin kalanını söyleyeceğim, aynı zamanda tuzlu-kabuklu sazanımız var, ve bu hoş ahududu-doldurulmuş enginar kupalarıyla ve hafif limon salata sosuyla birlikte geliyor.
Infused vinegars.
Aromalı sirkeler.
We believe that the soul is infused when sperm meets egg.
Biz sperm yumurtayı döllediği anda ruhun da yerleştiğine inanıyoruz.
Taken literally, life doesn't begin when the sperm meets the egg, but 18 days later. When the embryo is infused with blood.
Düşünürsek, hayat sperm yumurtaya ulaştığında başlamıyor, bundan 18 gün sonra, embriyo kan ile dolduğunda başlıyor.
The water's infused with a chemical dye- - Rhodamine "B."
Suya Rhodamine "B." adındaki kimyasal boya katılıyor.
From 1969 to 1994, consumer ink was infused with a Coumarin compound.
1969'la 1994 yılları arasında tüketici mürekkeplerine kumarin bileşiği karıştırılıyordu.
- Infused with Avataric blood.
- Avatar kanıyla doldurulmuş.
- Danny, that should have infused.
- Danny, içinin doldurulması gerekiyor.
- I got it, haven't I. Already put infused.
- Yaptım. İçi çoktan dolduruldu.
Pilaw rice infused with golden saffron. And then finally, My assistant, Lisa, has prepared chapatis.
Pilav lezzetli olsun diye içine safran koyduk ve son olarak yardımcım, Lisa, pideleri kendi elleriyle hazırladı.
It means you'll never be responsible for my champagne-infused death.
- Bu iyi. Yani şampanyalı ölümümle hiçbir alakan olmayacak.
Warren's comic book could be infused with his real-life fears and conflicts.
Warren Granger'ın çizgi romanı onun gerçek hayattaki korku ve çelişkilerinden kaynaklanmış olabilir.
We've infused our blood with their magical blood, so that their power is our power.
Biz onların büyülü kan ile kan infüzyon ettik, yüzden güçlerini bizim güç olduğunu.
Yeah, a ghost ship infused with the captain's evil spirit.
Evet, şeytani bir kaptanı olan hayalet gemi.
When infused with magic.
Büyüyle karıştırıldığında.
The whole city is infused with beauty and clarity.
Tüm şehre güzellik ve saflık aşılanmış.
You have infused our hermitage as if with Soul
Bugün sen birini inandırdın

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]