Ingenious translate Turkish
646 parallel translation
Sir John had an ingenious idea.
Sör John'ın dahiyane bir fikri vardı.
Most ingenious, Lieutenant.
Çok ustaca komiser.
"Ingenious jewellery heist..."
"Usta işi mücevher soygunu..."
INGENIOUS JEWELLERY HEIST
USTA İŞİ MÜCEVHER SOYGUNU
A very ingenious and welcome tried idea.
Çok büyük maharetle denenmiş bir fikirdi.
and very ingenious.
ve çok ustaca.
Very ingenious.
Çok ustaca.
How ingenious.
Ne kadar akıllıca.
I was looking for something ingenious.
Daha zekice bir yöntem arayışındaydım.
This is ingenious.
Bu daha da zekice.
We have to be ingenious.
Akıllıca davranmalıyız.
Very ingenious, Mr. Holmes.
Çok yaratıcı, Bay Holmes.
Alfred Pettibone is a most ingenious fellow.
Alfred Pettibone çok zeki bir adam.
Ingenious!
Dâhiyane!
You'll see how rotten everything is. It's truly ingenious.
Ustalıkla hem de.
Peterson was always too ingenious, and ingenuity is never a substitute for intelligence.
Peterson hep marifetliydi, ama marifet zekânın yerini tutmaz.
- that its removal creates a contact. - Very ingenious.
- o yerden kaldırıldığında kısa devre oluşur.
Tell me, Digby, just where in the building is the control of this ingenious electrical safety device?
Söyleyin bana, Digby, bu akıllıca yapılmış elektrikli güvenlik düzeneğinin kontrolü binanın tam olarak neresinde bulunuyor?
I disconnected these wires just to show you how absurdly easy it would be for anyone, far less ingenious and far less resourceful than Giles Conover to do the same thing.
Tek amacım bunun herhangi biri için ne kadar kolay olacağını göstermekti. Kaldı ki, Giles Conover bu işi yapmak için çok daha akıllı ve çok daha becerikli biri.
You shook me at first with your ingenious theories.
Ustaca teorilerinizle beni yeteri kadar şaşırttınız.
And may I congratulate you gentlemen on a very ingenious plan.
Ve beyler, sizleri de zekice yaptığınız plandan ötürü kutlamama izin verin.
I have a manuscript... that contains the most ingenious method for the perpetration of homicide.
Elimde ilginç metodlarla... cinayet işlenmesini anlatan bir elyazması var.
Very ingenious, captain.
Çok zekice, yüzbaşı.
O, treble woe fall ten times treble on that cursed head whose wicked deed thy most ingenious sense deprived thee of.
Ah belaların yedisi birden, yetmişi birden yağsın başına, senin o gül gibi aklını karartanın, kalleşçe, namussuzca işlediği cinayetle.
Ingenious worker, ain't he, Oliver?
Becerikli bir işçi değil mi Oliver?
Oh, that's ingenious.
Bu çok yaratıcıymış.
That's very ingenious.
- Epey zekice bir iş.
Could he but see within the package, he would find an ingenious little device.
Ama eğer paketin içine baksaydı ustaca yapılmış, küçük bir alet bulacaktı.
It's very ingenious, Cal.
Çok zekice Cal.
Well, it's an ingenious idea, of course.
Amiral? Tabii ki çok zekice bir plan.
How ingenious of Mr. Sumner.
Bay Sumner dahice düşünmüş.
- Ingenious.
- Dahiyane.
It was really quite an ingenious scheme, Mr. Benedict.
Gerçkten zekice yapılmış bir plandı, Bay Benedict.
[Sighs] Well, it's certainly very ingenious, Teddy, but do you think - 100-to-1!
Evet, kesinlikle çok ustaca, Teddy, düşünsene - 1 e 100!
A big name on the continent. Mr Vogler has, in an ingenious way developed and perfected the science of animal magnetism.
Bay Vogler, hayvan manyetiği bilimini ustaca geliştirip mükemmelleştirmiştir.
An ingenious plan.
Mükemmel bir plan.
Ingenious, I must admit,
Kabul etmeliyim ki dahice.
It's an ingenious idea, but I don't think many people are interested in constantly having the exact time.
Ancak pek çok insan belirlenmiş süre fikrinden hoşlanmayacaktır.
A very ingenious theory but my advice to you, Miss Marple, is to read fewer thrillers.
Çok orijinal bir teori, ama size tavsiyem, Bayan Marple, daha az detektif romanı okumanız.
I see. Ingenious, Miss Marple.
Bu işlerin ustasısınız, Bayan Marple.
The shrewdest, cleverest, most ingenious criminal in all the world.
Dünyanın en kurnaz suçlusu.
Gold, gentlemen, which can be melted down and recast, is all but untraceable, which makes it, unlike diamonds, ideal for smuggling, attracting the biggest and most ingenious criminals.
Altın, baylar, eritilebilir ve yeniden dökülebilir, izini sürmek zordur, elmasta olmayan bu özellikler onu kaçakçılık için ideal yapar, ve en büyük ve becerikli suçluların dikkatini çeker.
Ingenious, and useful too.
Ustaca, ve kullanışlı da.
Very ingenious. Or perhaps not so.
Çok dahice belki de değil.
In fact, the whole situation is completely reversed, involving the magnificently ingenious switch... on the switch.
Gerçekte her şey bütünüyle tersine çevrilmiş durumda, işin içinde dahiyane bir ters çevirme var.
Your plan was certainly very ingenious.
Planın kesinlikle çok ustacaydı.
Yes, it was a very ingenious plan.
Evet, bu çok ustaca bir plandı.
Very ingenious, if I'm right.
Çok zekice, eğer haklıysam.
Very ingenious.
Çok zekice.
Very ingenious.
Çok hünerli.
- Very ingenious.
- Çok zekice.