English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Ingratitude

Ingratitude translate Turkish

90 parallel translation
Meditating on the Ingratitude of humanity.
İnsanlığın nankörlüğünü düşünüyor.
I've worked and slaved and given my life to this house and the boy... for a man who repays it with nothing but ingratitude!
Köle gibi çalıştım, bu eve ve oğluna hayatımı feda ettim nankörlükten başka karşılık göremediğim bir adam için.
Your ingratitude.
Nankörlüğünü.
Your ingratitude makes me almost sad.
Nankörlüğün beni neredeyse üzüyor.
- The ingratitude.
Minnetsizlik!
He talked a great deal about ingratitude and... disloyalty.
Nankörlük ve hıyanet hakkında bayağı bir konuştu.
Eve's disloyalty and ingratitude must be contagious.
Eve'in sadakatsizliği ve nankörlüğü bulaşıcı herhalde.
And it is ingratitude.
Ve bu nankörlük.
Run to your houses, fall upon your knees, pray to the gods to intermit the plague that needs must light on this ingratitude.
Koşun evlerinize,.. ... diz çöküp yalvarın tanrılara durdursunlar diye bir an önce bu nankörlük üstüne yağdı yağacak belayı.
For when the noble Caesar saw him stab, ingratitude, more strong than traitors'arms, quite vanquished him, then burst his mighty heart, and, in his mantle muffling up his face, even at the base of Pompey's statue, which all the while ran blood,
Vurduğunu görünce Brutus'un, nankörlük,.. ... hıyanetin kollarından beter yıktı bitirdi onu, yarıldı aslan yüreği. Kapayıp peleriniyle yüzünü koca Sezar düştü Pompeius heykelinin dibine, kanlarının oluk oluk aktığı yere.
Ingratitude is the world's wage.
Nankörlük... Dünya böyle işte.
I sacrificed my youth for her but I'm sure you know all about that, and ingratitude, and the sting of the wasp.
Ona tüm gençliğimi adadım eminim ki tüm bu olan bitenin farkındasınız..... bu nankörlüğün bu işgüzarlığın.
But I have a big heart. In spite of your ingratitude.
Neyse ki yumuşak bir kalbim var ve yaptığınız nankörlüğe rağmen merhametli davranacağım.
I never heard of such ingratitude in my entire life.
Bütün hayatım boyunca böyle bir vefasızlık görmedim.
Such ingratitude, after all the times I've saved your life.
Sen defalarca hayatını kurtar, o böyle nankörlük yapsın.
Then know that the King commands me to charge you... in his name, with great ingratitude!
O zaman bilesiniz, Kral sizi kendi adına... nankörlükle suçlamamı buyurdu!
But I deplore his ingratitude.
Ama ben onun nankörlüğünü kınıyorum.
I hate ingratitude
Nankörlüğü hiç sevmem.
I owe you a debt for saving me, but I hate ingratitude
Beni kurtardığın için sana borçluyum, fakat nankörlüğü hiç sevmem.
Meaning no ingratitude, gentlemen, but just where is it I find meself?
Minnettar olmadığımdan değil beyler ama neredeyim acaba?
And when I ask myself, "Could this man be capable of such an act of pettiness and... base ingratitude..."
Ve "Bu adam aşağılık ve nankörlüğün dibinde rol yapma yeteğine sahip olabilir mi..." diye kendime sorduğumda...
But ingratitude isn't one of them.
Bu onlardan olmayacak.
If there's anything I despise, it's ingratitude.
Nefret ettiğim bir şey varsa, o da nankörlüktür.
The sin of my ingratitude was heavy on me.
Nankörlüğümden dolayı suçlu hissediyorum kendimi.
Once inside, wishing she forgot the world and her husband's ingratitude she closed the entrance with a very heavy rock.
İçeri girince, dünyayı ve kocasının nankörlüğünü unutmayı umarak, mağaranın girişini çok ağır bir kaya ile kapattı.
They grovelled at his feat and said, " We repent of our ingratitude!
Ayaklarına kapanmışlar onun ve "Nankörlük ettik, pişmanız!" demişler.
That would be the height of ingratitude.
İşte bu nankörlüğün dik âlâsı olurdu.
The ingratitude of the kings is proverbial.
Kralların nankörlüğü atasözlerine geçmiştir.
The ingratitude.
Nankörlük.
Such ingratitude!
Böylesine nankörlük!
Don't add ingratitude... to your insolence.
Küstahlıklarına bir de nankörlüğü ekleme.
A series of worries, disappointments, misery, conflict and ingratitude.
Bir endişe, hayal kırıklığı, sefalet, çatışma ve nankörlükler silsilesi.
All we get from you is ingratitude.
Sizden bütün aldığımız rahatsızlık ve nankörlük!
Never mind the ingratitude she's shown Dr. Butters.
Dr. Butters'a yaptığı mutlak nankörlüğü boş verin.
Lest then the people and patricians too, upon a just survey, take Titus'part and so supplant you for ingratitude.
Titus'un yaptıklarını şimdilik bir kenara bırakın. Elbet nankörlüğünün cezasını çekecek.
And then she accused her of ingratitude and chained her like an animal where the prince and I found her last night.
Prensle onu bulduğumuzda, nankörlükle suçlanıp bir hayvan gibi zincirlenmişti.
If I didn't know you better, I'd call this ingratitude.
Seni iyi tanımasaydım bu yaptığına nankörlük derdim.
- I mean, the drugs, the ingratitude!
sorumsuzluk.
Ingratitude or disillusionment, little infidelities, yes, but nothing hurts as much as betrayal by one dear to me.
Nankörlük veya düş kırıklığı, küçük sadakatsizlikler, evet. Ama hiçbiri bir sevgilinin ihanet etmesi kadar acı vermez.
It's worse than ingratitude, it's oblivion.
Nankörlükten de beter, tam bir kayıtsızlık.
The ingratitude of those publishers, rejecting your second novel.
İkinci romanını geri çevirmek editörlerin nankörlüğü.
Ingratitude.
Nankörlük.
And that's what you're guilty of... ingratitude.
Ve sen de bundan suçlusun nankörlükten.
may God pardon your ingratitude
Onlar iki parlayan elmas Boğa güreşlerinin ortasında
Okay, minus five for ingratitude.
Tamam, nankörlük için eksi beş puan.
You know, you kids really need to find appropriate ways to express your ingratitude.
Çocuklar, nankörlüğünüzü daha münasip dile getirmelisiniz. Anladınız mı beni?
Such ingratitude!
Büyük nankörlük!
- but if your heart can acquit you of ingratitude...
- fakat yüreğin nankörlüğünü aklayabiliyorsa...
And I said to him before that if I showed the least sign of ingratitude for his great generosity, he should just throw me out of the Tower altogether!
Ona dedim ki "Cömertliğin karşısında birazcık bile nankörlük edersem hepimizi kuleden atabilirsin".
At the slightest sign of ingratitude or absence of atonement, it's like the fucking Salem witch trials around here.
Birisi azıcık nankörce ya da umursamaz davranacak gibi olsa hemen bütün suç ona yükleniyor.
See, you must always prepare for ingratitude.
Görüyorsunuz. Nankörlüğe her zaman hazır olmalısınız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]