Inhales deeply translate Turkish
181 parallel translation
[inhales deeply]
[İç çekme]
ALICE, CAN YOU DO THIS? [Inhales Deeply]
Alice, bunu yapabilir misin?
[Inhales Deeply ] Inhale the positivity, [ Exhaling] exhale the negativity.
İyiliği nefesinle al kötülüğü nefesinle ver.
[Inhales Deeply] I guess, kind of tough timing, hmm?
Sanırım kötü bir zamanlama oldu, hmm?
[INHALES DEEPLY] IT DOESN'T SOUND LIKE IT.
Hiç öyle görünmüyor
You're doing the right thing. You're fully experiencing the loss. And when you're ready, take a deep breath in... [inhales deeply]
Seni ve babanı ailedeki herkesten çok severdi.
Oh! Ok. [inhales deeply]
Tamam.
( inhales deeply ) mmm. that really does smell good.
Çok güzel kokuyorlar.
[INHALES DEEPLY]
Umarım yardım etmek için bir bebekle gelmiyorsundur.
That didn't sound right. [inhales deeply]
Sesim geldi mi.
[INHALES DEEPLY] There's the high of looking good when you get it done.
Elbette ilk yaptırdığın zaman çok güzel görünürsün.
I think, in all of this ( inhales deeply ) "discovering who I am" business, I took a couple of wrong turns.
Sanırım bu "kendimi keşfetme" işi sırasında bir kaç hatalı hareket yaptım.
( inhales deeply ) all right, movin'on.
Tamamdır, devam edelim!
I got it from here, todd. ( inhales deeply )
Buradan sonrasını ben alayım Todd.
I have things to do... ( Inhales deeply )
Yapacak işlerim var.
( grunts ) not bad, all things considered. ( inhales deeply )
Genel olarak fena sayılmaz.
[Inhales deeply] Rod Lawson.
Rod Lawson.
I am. ( inhales deeply ) ( exhales )
Ben.
( inhales deeply ) you were smart.
Sen akıllıydın.
I wish I was that smart. ( inhales deeply )
Keşke ben de o kadar akıllı davransaydım.
No, you don't. â ª ( inhales deeply )
Hayır, beğenmiyordun.
Okay. ( inhales deeply ) come on.
Haydi, gidelim.
( inhales deeply ) well, if we're looking
Neşeli bir muhabbet arıyorsak... Evet.
[Inhales deeply] Even the air feels more expensive.
Havasında bile pahalılık koksa da.
Well, Tom... ( inhales deeply )
Tom... saygın için teşekkür ederim.- -
( inhales deeply ) Nicki, honey?
Nicky, tatlım?
And, uh... ( Inhales deeply )
Ve...
[Inhales deeply] I was at home watching tv.
Evde televizyon izliyordum.
Once I bring the ice princess out of sleep mode, she's all yours, detective. ( Inhales deeply )
Prensesimizi uyandırdıktan sonra tamamen senindir, dedektif.
( Inhales deeply ) Mm!
Mm!
( Inhales deeply ) I'm glad you had fun.
Eglendigine sevindim.
No. ( Inhales deeply )
Hayir.
( INHALES DEEPLY )
( DEEPLY'de versin )
Skwisgaar : Guys, we haves to creates a diversions [inhales deeply] So that we can get Nathans out of the situaskins.
Çocuklar, kısın dikkatini dağıtmalıyız ki Nathan'ı bu durumdan kurtarabilelim.
It seems we totally forgot we have friends coming over tonight, so... ( inhales deeply ) From Bayonne.
Görünüşe göre, bu akşam bazı arkadaşlarımızın geleceğini tamamen unutmuşuz, yani... Bayonne'dan.
Okay. ( inhales deeply )
Tamam.
You know, they take ( inhales deeply ) you know, and then they have to hold it in, see. I've seen'em.
Şöyle oluyorlar.
[Inhales Deeply, Blows]
Haydi.
[INHALES DEEPLY ] Hyah! [ BREATHING HEAVILY]
Ha?
I adore your sex, madame... ( HE INHALES DEEPLY )
Cinsinize bayılırım, madam.
[Thomas inhales and exhales deeply]
[Thomas derin bir nefes alır ve verir]
[INHALES DEEPLY]
böyle olmasından daha iyidir.
( deeply inhales ) ( exhales ) You okay?
İyi misin?
( inhales deeply ) â ª high up in a tree I can't climb down â ª
Sanmıştım ki...
But can you... Tell her anyway? ( inhales deeply )
Ama sen yine de söyle? Onu bulup, sevdiğimi söyler misin? Onu çok sevdim.
[Sighs, inhales deeply ] [ Groans]
Fahişeler her zaman hoşuma gitmiştir.
[Inhales deeply]
Gösterge ibresi böyle gidiyor...
( inhales / exhales deeply )
Bezeler.
( Inhales and exhales deeply ) I don't suppose you could offer me any privacy?
Bana herhangi bir mahremiyet taniyacaginizi sanmiyorum?
( Inhales and exhales deeply ) ( Voice breaks ) I meant it.
kastettigim buydu
[Inhales and exhales deeply] When's the housewarming party?
Ev partin ne zaman?