English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inordinately

Inordinately translate Turkish

28 parallel translation
Not inordinately.
Pek değil.
You seem inordinately fascinated by these paintings.
Bu tablolar sizi fazlasıyla etkilemişe benziyor.
( Adama )'Though our pilots have been missing for a secton,'spirits throughout the fleet remain inordinately high'due to the presence of Count Iblis'and his nightly feats of magic and promise.'
Pilotlarımızın bir haftadır kayıp olmasına rağmen Kont Iblis denen varlığın mucizeleri ve sözleri sayesinde filonun her yerinde moraller son derece yüksek.
Not inordinately.
Aşırı derecede değil.
Inordinately...
Aşırı derecede...
And when he visits San Francisco next weekend, despite his inordinately busy schedule, he's requested a special concert here on Sunday night.
Önümüzdeki hafta San Francisco'yu ziyaretinde yoğun programına rağmen.. .. Pazar akşamı burada bir konser istedi.
Geordi, Lt Barclay appears inordinately preoccupied with his physiological condition.
Geordi, Teğmen Barclay ın dikkati psikolojik durumundan ötürü, fazlasıyla dağılmış gibi.
- Oh, not inordinately, no.
- Pek değil, hayır.
They were inordinately empirical, logical to the point of foolishness.
Aptallık derecesinde mantıklı davranırlardı.
As you know, we academics are inordinately fond of wedging'ourselves into confined spaces.
Bizim gibi insanlar dar yerlere girmeyi sever.
We don't want him to think that we're judging him... or that you're inordinately interested in his pants.
Onu yargıladığımızı veya pantolonuyla haddinden fazla ilgilendiğini düşünmesini istemem. Selam. - Selam.
Or lately not-so-rare occasion that I frequent the local pub and get inordinately pissed, my little sister puts me up so I don't get behind the wheel.
Ya da son zamanlarda pek de seyrek olmayarak sık sık gittiğim şu bara gittim ve aşırı tuvaletim geldi, sonra küçük kız kardeşim aklıma geldi ben de çalıların arkasına yapmayayım dedim.
In the meantime the reasons for women having sexual relations are Inordinately more twisted.
Bu arada, kadınların cinsel ilişki yaşamaları... oransız biçimde çarpıktır.
I found an inordinately large number of dead fairy shrimp in the mud beneath the remains.
Kalıntıların altındaki çamurun içinde çok fazla sayıda ölü tatlısu ( peri ) karidesi buldum.
Inordinately grateful.
Çok minnettarım.
He is inordinately large, but I must try.
Aşırı derecede büyük ama denemem gerek.
The distance is not inordinately great.
Aşırı fazla bir mesafe yok.
I am. Inordinately so.
Hem de inanılmaz ilgi duyuyorum.
We should start early, because I've been inordinately "best" this year.
Erkenden başlamalıyız çünkü bu yılın "en iyisi" fazlasıyla bendim.
It's just that your rock-like muscle seems to play an inordinately large role - in Linda's autobiography.
Linda'nın otobiyografisinde senin "taş gibi aletin" gereğinden fazla rol alıyor gibi görünüyor.
- "Inordinately."
- "Gereğinden fazla."
I'm not saying inordinately. I'm saying significantly.
Aşırı olarak değil ehemmiyetle diyorum.
Mr. Reese, I am inordinately happy to see you.
- Bay Reese, sizi gördüğüme çok sevindim. Sevginizi sonra gösterirsiniz.
I apologize if I am inordinately anxious.
Gereğinden fazla huzursuz olursam kusuruma bakmayın.
My dear Mr. Clare, you seem inordinately contemplative.
Bay Clareciğim, düşünceler deryasında boğulmuş gibisiniz.
Madam Florence is inordinately fond of sandwiches.
Bayan Florence Aşırı derecede sandviç sever.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]