English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Insecticide

Insecticide translate Turkish

115 parallel translation
In particular, an insecticide, a great deal of it.
Özellikle böcek ilaçlarında büyük miktarda bulunur.
- Insecticide?
- Böcek ilacı mı?
You see, something happened to that insecticide after it was in your system.
Bünyenize aldıktan sonra böcek ilacına bir şey olmuş.
Something which, in Layman's terms, so affected the insecticide that from a mildly virulent germ spray it created deadly chemical reversal of the growth process.
Meslekten olmayan kişilerin tabiriyle öyle bir şey ki böcek ilacını zayıf şiddetli bir mikrop öldürücüden büyümeyi tersine çevirecek amansız bir kimyasala dönüştüren bir şey.
On the surface DN6 appeared to have all the characteristics of a major breakthrough in the manufacture of insecticide.
DN6'nın dış görünüşünde böcek ilacı imalatındaki bütün atılımlara sahip çıkıyoruz.
Well... I would say that DN6 as they call it is about a sixty percent improvement on normal insecticide.
DN6'nın normal böcek ilacından yüzde altı daha fazla geliştiğini söylemek için aradım.
Do you think it's the formula to the insecticide, Doctor?
Bu böcek ilacının formülü mü, Doktor?
This is the insecticide quite clearly.
Apaçık böcek ilacı bu.
The inventor has made the insecticide everlasting!
Mucit, etkisi hiç bitmeyen böcek ilacı yapmış.
Shes got insecticide on her hands, she touched it.
Kesinlikle hayır. Ellerinde böcek ilacı var, tohumlara dokunmuş.
But if we can, that dosage of insecticide will be seventy times less dangerous, practically nothing at all! Are you sure?
Normal boyutumuza dönersek, böcek ilacının dozajı yetmiş kat tehlikesiz olacaktır, yani bir şey olmaz.
I just loaded 400 kilos of insecticide.
400 kilo böcek ilacı.
( narrator ) To stamp out the scourge at source, clouds of a new insecticide, DDT, were sprayed over the swampy breeding grounds.
Bu felaketin kökünü kazımak için yeni böcek ilacı olan DDT bulutları bataklıklarla çevrili üreme yataklarına püskürtülüyordu.
A little insecticide.
Biraz böcek ilacı koyalım.
Infanticide, insecticide, cy... anide, suicide,
Çocuk ölümlerine, böcek ilaçlarına, intihara,
Come over here, I don't want to get insecticide on you.
Bu tarafa gel. Böcek ilacı sana gelmesin.
We couldn't paint the trellis because it was raining but I sprayed insecticide everywhere.
Hava yağışlı olduğu için çardağı boyayamadık ama her yeri ilaçladım.
I coat it with Demon EC, insecticide with environmental conscience.
Üstünü çevreye zarar vermeyen böcek ilacıyla kaplıyorum.
You have to get suntan lotion and insecticide.
Güneş kremi ve böcek ilacı alman lazım.
Probably an insecticide.
Muhtemelen bözek zehrinden.
As near as I can figure, he's using some sort of cosmic insecticide.
Kozmik böcek ilacına benzeyen bir şey kullandığını sanıyorum.
Insecticide!
Böcek ilacı mı! ?
The chemical in that report is called lysergic dimethrin an unreleased experimental synthetic botanical insecticide.
Bu rapordaki kimyasalın adı lysergic dimethrin'dir. Piyasaya sürülmemiş, deney aşamasındaki, yapay botanik böcek zehri.
The insecticide is still on me.
Böcek ilacı hala üzerimde.
- The insecticide LSDM is known to cause fear in cluster flies.
- Böcek zehri, LSDM,... sineklerinde korkuya neden oluyor.
The insecticide heightened their phobia to an unbearable level.
Böcek zehri, insanların korkularını dayanılmaz bir seviyeye çıkardı.
Mulder, I was wrong. Exposure to the insecticide does induce paranoia.
Mulder, yanılmışım bence zehre maruz kalmak, paranoyaya neden oluyor.
Traces of an insecticide used in the making of something called sarin.
Çocuğun kıyafetinde ve doku örneklerinde, sarin denen bir şey yapımında kullanılan böcek ilacı kalıntılarına rastlanmış.
36 injuries all total, half of'em from insecticide poisoning.
İki dükkân yağmalandı. Toplam 36 yaralanma. Bunların yarısı böcek ilacı zehirlenmesi nedeniyleydi.
Insecticide foam.
Böcek öldürücü köpük.
Here the agricultural markets and farm news headlines continue to- - Insecticide for small grains.
Tarım bölgelerindeki marketlede, ve çiftliklerde- - böcek öldürücü ilaçlar.
- He mixed developer with insecticide.
- Onu böcek ilacıyla karıştırmış. - Siyanür.
In their irritation the ants discharge formic acid which is a particularly powerful insecticide.
Onları kızdırarak karıncalar çok güçlü bir haşere öldürücü olan formik asitlerini boşaltıyor.
He controls all the supplies, insecticide, fertilizers, seeds, everything.
Böcek ilacından tut, gübreye, tohuma kadar aklına gelebilecek her türlü kaynağı o kontrol ediyor.
If things get complicated we intervene with insecticide.
İşler karıştığı zaman asalakların icabına bakarız. Bu sefer gerek kalmadı.
Gaucho? You know, it's an insecticide that drives bees mad.
Arıları kaçıran bir ilaç var.
I was totally bombed on insecticide, I think.
Aşırı dozda haşare ilacı koklamıştım, sanırım.
It's an insecticide used only by licensed exterminators.
Yalnızca ruhsatlı ilaçlamacılarda bulunan bir haşere ilacı.
In an ad for insecticide.
Böcek ilacı reklamıydı.
Insecticide.
Böcek ilacıyla.
Nicotine is an insecticide.
Nikotin, böcek öldürücüdür.
I don't recall seeing any heavy-duty insecticide.
Kuvvetli böcek ilacına rastladığımızı hatırlamıyorum.
Added nicotine and insecticide.
Böcek ilacına koyarak nikotin bulaştırdın.
Insecticide?
Böcek ilacı mı?
Banned insecticide
Yasaklanmış böcek ilacı.
- So, where do counterfeit parts and banned insecticide come together?
- Pekala, taklit parçalar ve yasak böcek ilacı nerede bir araya gelir?
-... heavy-duty insecticide
-... güçlü böcek ilacı kullanıyor.
Homer Simpson, for attempted insecticide and aggravated buggery, I sentence you to 200 hours of community service.
Homer Simpson, böcek öldürmeye teşebbüs ve ağırlaştırılmış istismar suçlarından seni 200 saat kamu hizmeti yapmaya mahkum ediyorum.
It's a control measure. It's an insecticide.
Bu bir böcek ilacı.
There, it's the same aroma! Insecticide.
Aynı koku, böcek ilacı!
The insecticide...
Sadece bayıldın. Böcek ilacı...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]