English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Insinuating

Insinuating translate Turkish

337 parallel translation
You know, I don't like what you're insinuating about Dad.
Babam hakkındaki imalarından hoşlanmıyorum.
Monsieur La Valle, what are you insinuating?
Mösyö La Valle, ne ima etmeye çalışıyorsunuz?
Are you insinuating anything, Monsieur Giron?
Bir şey mi ima ediyorsunuz Mösyö Giron?
Then you're not insinuating that I'm evading your questions, and I'm not insinuating that you won't let me examine your report.
O zaman sorularınızdan kaçtığımı ima etmiyorsunuz. Ben de raporunuzu incelememe engel olduğunuzu ima etmiyorum.
Are you insinuating this is not an honest report?
Bunun güvenilir bir rapor olmadığını mı ima ediyorsunuz?
I am only insinuating that you are nervous.
Sadece gergin olduğunuzu ima ediyorum.
- Are you insinuating that my niece...
- Yeğenimin bir şey mi yapmış?
- Are you insinuating I rode a horse?
- Eve atla girdiğimi mi ima ediyorsun?
Don't try to justify your behavior by insinuating things about me.
Bana bir şeyler ima ederek kendini mazur göstermeye kalkma.
Prying, insinuating, accusing.
Meraklı, sinsi ve itham edici.
Are you insinuating that the white man is not the Indian's friend?
Beyaz adam Kızılderili'nin dostu değil mi yani?
- You insinuating the judges are corrupt?
- Sence jüri taraf mı tutacak?
Are you insinuating?
Bir şey mi ima ediyorsun?
You see my name on the front page of every paper, so you make a desperate effort to elbow your way into my case by insinuating that you are the guilty man. But it's no use, my boy.
Her gazetenin manşetinde benim adımı gördüğünüz için kendinizi suçluymuş gibi göstererek soruşturmamı engellemeye çalışıyorsunuz.
Are you insinuating that something is wrong with my conscience?
Vicdanımla ilgili bir sorun olduğunu mu ima ediyorsunuz?
You're insinuating that I interfere with Anna.
Anna'nın hayatına burnumu soktuğumu ima ediyorsun.
If you're insinuating that I gave you that sandwich...
Eğer o sandviçi sana benim verdiğimi ima ediyorsan...
Cannot a plain man live and think no harm... but thus his simple truth must be abused... by silken, sly, insinuating Jacks?
Sen istediğin kadar kimseye zarar vermeden kendi hâlinde yaşamaya çalış, bu sinsi züppelerin iftiralarından kurtulamazsın.
Stop insinuating.
İmalı konuşmayı bırak.
- What are you insinuating?
- Ne ima ediyorsun?
What are you insinuating? Well nothing, but you'll have to admit she's a grown woman not a minor.
- Ne ima ediyorsunuz?
- What are you insinuating?
- Ne ima ediyorsunuz?
- I'm not insinuating anything, doctor.
- Hiçbir şey ima etmiyorum doktor.
I know what you're insinuating.
Ne ima ettiğinizi anladım.
- What are you insinuating, viper?
- Sen ne ima ediyorsun, hain?
Look, are you insinuating something?
Bir şey mi imâ ediyorsun?
What are you insinuating? !
Ne ima ediyorsun!
What are you insinuating, Mr. Rennie?
Ne demek istiyorsunuz, Bay Rennie?
What you are insinuating is not new.
Şu an ima ettiğin şey yeni değil.
You have absolutely no right to come in here and start upsetting me, asking me questions, insinuating things...
Beni üzmeye de hakkınız yok! Sorular soruyor, ima ediyorsunuz.
I'm not insinuating anything.
Ben herhangi bir şey dokundurmuyorum.
Are you insinuating that I'm not strong enough to carry the show by myself?
Şovu kendi başıma götürecek kadar güçlü olmadığımı mı ima ediyorsun?
Are you insinuating?
Bu bir suçlama mı?
Look, are you insinuating something?
Bak. Bir şey mi ima ediyorsun?
You can't be insinuating.
sen imha etmedinmi.
Are you insinuating that I am not of perfectly sound mind?
Neden aklımının başımda olmadığını ima ediyorsun?
What are you insinuating?
Nereye ulaşmaya çalışıyorsunuz?
I hope you're not insinuating that we haven't earned our position here.
Umarım mevkilerimize hak ederek gelmediğimizi ima etmiyorsunuzdur.
Oren, I beg your pardon, but if you are insinuating...
Oren, affedersin ama bir şey ima ediyorsan.
But if you're insinuating that I had your brother killed... Let me make something clear.
Eğer kardeşini öldürttüğümü ima ediyorsan şunu açık söyleyeyim.
- Exactly what are you insinuating?
- Tam olarak ne istiyorsun ha?
What are you insinuating?
Ciddiyet mi?
I hate it when they say "companion." lt's so insinuating.
"Ahbap" lafından hoşlanmıyorum. Çok belirsiz.
I know what you're insinuating, Mr. Poirot, but there was never anything inproper between us.
Neyi ima ettiğinizin farkındayım, Bay Poirot ama ikimizin arasında uygunsuz hiçbir şey olmadı.
It is insinuating what I am wrapped in this, in some form?
Bu işe karıştığımı mı iddia ediyorsunuz?
What is insinuating?
Ne demeye çalışıyorsunuz?
Professor Chomsky is in total accord with Reed Irvine who at the right-wing end of the spectrum says exactly what Chomsky does about the insinuating influence of the press, of the big media as "agenda setters", to use one of the great buzz words of the time,
Bence muhabirlerin çoğu çok iyi iş çıkarıyorlar, basından birçok arkadaşım var. - Yapmak istiyorlar ama... Önce sistemin ne olduğunu anlamak gerek, akıllı muhabirler bunun ne olduğunu anlıyor zaten.
We're not insinuating anything, sir.
Efendim, biz hiçbir şey ima etmiyoruz.
Are you insinuating something?
Bir şeyi mi ima ediyorsun?
No, they don't ask, they insinuate And you are insinuating, not very subtly, may I add, that I am...
Soru sormazlar, ima ederler ve sen de, hiç de ince olmayan bir şekilde, benim şey yaptığımı ima ediyorsun.
What are you insinuating?
- Ne söylemeye çalışıyorsun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]