English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Insinuation

Insinuation translate Turkish

64 parallel translation
Have special insinuation for your honorable attention.
İlginizi çekmek için akıllıca bir imada bulundum.
My Lord, I protest against that insinuation.
Geçmişinizi hatırlatıyor olmasın? - Efendim, bu imaya itiraz ediyorum.
My Lord, there was no insinuation.
Efendim, burada bir ima yok.
Villette made an insinuation.
Villette hakaret etti.
Why, that's an outrageous insinuation!
Bu çok çirkin bir ima.
You make everything you say sound like an insinuation,
Hep bir şeyleri ima eder gibi konuşuyorsun.
We reject that insinuation.
Bu ithamı reddediyoruz!
I will not allow personal insinuation to compromise the integrity and honor of the church.
Kişisel imaların, bütünlüğü tehlikeye atmasına ve kilisenin şerefini lekelemesine izin vermeyeceğim.
Mr. RiddIer, I ignore your insipid insinuation, sir!
Bay Bulmacacı, tatsız imanızı duymamazlıktan geleceğim!
That's a lousy insinuation!
Bu çok iğrenç bir suçlama!
The insinuation, the change of pace
Laf çaktırma, adım değiştirme.
Insinuation.
Dokundurma.
I will not answer such an insinuation.
Böyle bir imaya yanıt vermem.
I will not tolerate this insinuation.
Bu imalarına katlanmayacağım.
Marie-Ange, that's some insinuation.
Marie-Ange, bildiğiniz bir şey mi var?
This is an insinuation!
Ne ima ediyorsunuz?
- What a more insulting insinuation!
- Ne onur kırıcı bir ima!
Insinuation's not enough to justify your reinstatement, Mr. Maddock.
İmalarınız sizin geri getirilmeniz için yeterli değil, Bay Maddock.
I wish to apologize for any insinuation I might've made... about you and Nurse Nan.
Size karşı Nan hemşire ile ilgili olarak yapmış olabileceğim herhangi bir ithamdan dolayı özür dilemek istiyorum.
A trial based on insinuation and innuendo.
İma ve dokundurmalara dayanan bir mahkeme.
Any insinuation to the contrary will not be tolerated.
Aksi iddialara müsamaha gösterilmeyecektir.
Wh-what is the insinuation here?
Neyi ima ediyorsunuz?
Their defeat does by their own insinuation grow.
Kendi işgüzarlıkları hazırladı onların sonlarını.
That was an "insinuation".
Bu yalnızca bir denemeydi.
What a despicable insinuation!
Ne kadar da iğrenç bir ima!
I could've ruined your career with one insinuation.
Üstü kapalı bir sözle kariyerini mahvedemezdim.
I don't, and I'm offended by the insinuation.
Yok, ve yaptığın imalar beni çok kırıyor.
Well, I'm not... but thank you for the wildly offensive insinuation.
Hayır yapmadım ama saldırgan imanıza teşekkür ederim.
And it was this that puzzled Madame Helen Abernethie at the moment that you made your insinuation.
İşte Bayan Helen Abernethie'yi düşündüren de, o sözü söylerken sergilemiş olduğunuz davranıştı.
I don't care for that insinuation.
Ne ima etmeye çalıştığınız umurumda değil.
Why, Luke Danes, I'm appalled at the insinuation.
Luke Danes, bu imalar beni dehşete düşürdü.
Hey, heavy on the suggestion, the insinuation.
Hey, üstü kapalı tekliflere ağırlık vererek yaz.
You feign ignorance at insinuation.
Üstü kapalı gerçeği görmezden gelebilirsiniz.
This is insinuation.
Üstü kapalı suçlama var.
Your insinuation stops here and now, you understand?
İmaların hemen şimdi sona erecek, anladın mı?
Frankly, I'm offended at the insinuation that I may have had something to do with either Mr. Adams or Miss Williams'death.
Açıkçası Bay Adams ya da Bayan Williams'ın ölümüyle ilgim olabileceği imanızla hakarete uğramış gibiyim.
That is a disgraceful insinuation.
Bu çok çirkin bir ima.
And I refute the insinuation that you...
Bu imalarınızı da reddediyorum...
Oh, yes, I remember your insinuation quite clearly.
Evet, kinayeli sözlerini oldukça net hatırlıyorum.
Rumor, insinuation, gossip- -
Söylenti, ima, dedikodu...
So your insinuation... Ow!
Yani yaptığın ima- -
You should take out the whole insinuation of blackmail.
Şu şantaj imalarını bırakmalısın.
You should take out the whole insinuation of blackmail because I don't think they're gonna go for that.
... istiyorsan imâlı şantajlarını silmelisin. Çünkü bu şantajların işe yarayacağını sanmıyorum.
Yes through insinuation and lies.
Evet! Dolambaçlı sözlerle, yalanlarla!
Despite the beef tester campaign's insinuation, only 12 percent of Russians polled believe there is a link between mad cow disease and the deadly new virus that has to date claimed over 500 lives.
Çok büyük reklam kampanyasına rağmen, Rus halkının sadece % 12'si, ülkede hızla yayılan ve bugüne kadar 500 cana mal olan ölümcül virüs ile sığır eti arasında bir bağ olduğunu düşünüyor.
I'm offended by insinuation...
Bu imanız ağrıma gitti...
And we do not appreciate the insinuation that Jonathan is "too" involved in. Anastasia's schooling.
Ve Jonathan'ın da Anastasia'nın okulunda etkili olduğu ima etse de bunu takdir etmiyoruz.
You accused him of having an affair with his babysitter. That was more of an insinuation than an accusation. No.
Adamı bebek bakıcısıyla ilişki yaşamakla itham ettin.
I'm appalled by the insinuation.
Sözle korkutulmuştum.
Are you making some sort of insinuation?
Midsomer Florey, aynı zamanda kocanızın yerel bankaya bir şey emanet ettiği yer.
Insinuation is such a grey area.
İma yapmak belirsiz ama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]