English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Insipid

Insipid translate Turkish

95 parallel translation
- Insipid, I trust.
- Keyifsizsiniz sanırım.
With a muscle for a brain and a tendency to insipid verse.
Beyin yerine kasların ve kötü şiire merakın var.
Poor Michael, how he shortchanges himself deserting a warm, exciting woman of the world for an insipid wax doll.
Zavallı Michael, heyecan verici bir kadını sıkıcı bir bez bebek için terkederek nasıl da kendini mahvediyor.
Rather insipid?
Oldukça yavan?
And as for your youth, that withered flower pressed between the pages of a hymn book since you were 12 years old with its watery blood and stale insipid scent, you can bid farewell to that without a tear.
Gençliğine gelecek olursak... yani şu solmuş çiçeğe... ilahi kitabının sayfaları arasında ezilmiş olan çiçeğe. 12 yaşından beri, ruhsuz, çürük ve kötü... kokuyor o çiçek. Tek bir damla gözyaşı bile dökmeden elveda diyebilirsin.
Mr. RiddIer, I ignore your insipid insinuation, sir!
Bay Bulmacacı, tatsız imanızı duymamazlıktan geleceğim!
That hand was above all insipid, and that shocked me.
Dizinde gezen o donuk elleri görmek, resmen beni benden aldı.
No, just some insipid watercolours that these people want me to evaluate.
Hayır. Değerlendirmemi istedikleri yavan suluboya resimler.
And how foolish I find your insipid smiles... and your idiotic flirtatiousness.
Yalancı gülücüklerini ve nezaketini ne kadar aptalca bulduğumun?
They're insipid, neat, and puerile?
Yavan, düzenli ve çocuksu demek istiyorsun.
Insipid.
Yavan.
And you make all the other misses who've been through here... look like so many pale insipid nobodies, which they undoubtedly are.
Ve sen, buradaki diğer işe yaramaz kızları sönük, kişiliksiz varlıklara dönüştürüyorsun, ki zaten öyleler.
Destroy that ridiculous, insipid band! You got it, dude!
Şu gülünç görünüşlü, uyduruk grubu yok edin!
That insipid tone or your stupid, sophomoric infidelities.
O fısır fısır konuşmalarından mı, yoksa aptalca o tazelerle beni aldatmandan mı?
Not dull, insipid, mud-brown like Clark's.
Donuk değil, Clark'ın ki gibi çamur kahverengi.
They'll despise us for our stupid and insipid lives.
Aptal hayatlarımız yüzünden bizi hor görecekler.
Today, ladies, we're gonna have fun by making your husbands sing the world's most insipid love song.
Bugün hanımlar, kocalarınıza dünyanın en yavan aşk şarkısını söyleterek eğleneceğiz.
- Of course, that insipid love song is :
Ve tabi ki, bu yavan şarkısının adı :
I may be insipid and smell like rotting flesh but I'm home for sex.
Yavan olabilirim ve çürümüş et gibi kokabilirim ama seks yapmak için evdeyim.
- You're so full of shit. I'm not going to stand here holding this impressive weapon... and have an insipid argument with you.
Bak, burada elimde bu akıl almaz derecede etkileyici silahla durup seninle anlamsız bir münakaşaya girmeyeceğim.
Are you always this insipid?
Her zaman böyle yavan mısın? - Hayır.
She's so insipid, Too blond, too milky-white
Güzellik mi? Kuşkusuz. Kız çok sönük.
I'm sick of sleeping with these insipid Manhattan debutantes.
Bu bas yeniyetme Manhattan kızlarıyla yatmaktan sıkıldım artık.
He's insipid. Clearly human.
İnsan olduğu besbelli.
The notorious one who told me that my film was insipid.
Filmimin sıkıcı olduğunu söyleyen.
But in the face of danger, our insipid hero bravely made his way through the angry crowd.
Ama tehlike karşısında, bizim sönük kahramanımız. cesurca o kızgın kalabalığa doğru gitti.
And now, may I suggest that we drop that insipid swami, Serenity Khalsa, off at the next drift and make a graceful exit before someone starts shooting at us.
Ve şimdi, Düşük lezzetsiz bir şey teklif ediyorum Serenity Khalsa, geleceğe sürüklüyorsun ve bir zarif çıkış yap birisi başlamadan önce vur bize.
I have squandered my munitions budget on that insipid Rugrats video!
Bende cephane bütçemi o zevksiz Rugrats videosu için israf ettim.
The DNA testing confirms our insipid kiss.
DNA testi tatsız öpüşmemizi doğruluyor.
Where's the guy making bombs while writing his insipid missives?
Mutfak evyesinde bombalar yaparken, ona sıkıcı mektuplar yazan adam nerede?
- Insipid writing?
- Sıkıcı mektuplar için mi?
Women usually don't fall prey to the insipid warrior instincts men have.
Kadınlar genelde, erkeklerin, savaşçı içgüdülerine yem olmazlar.
.. with that boorish man and that insipid woman.
.. ve sönük bir kadınla paylaşmak için bir neden görmüyorum.
I was watching TV and that insipid Kate Hudson was talking about going to a university.
Geçen televizyonda Kate Hudson bile üniversiteye gitmekten bahsediyordu. Harvard'a gitmeye karar verirse, Rory'yi değil, onu alırlar.
And all of them as artificial as the Matrix itself although only a human mind could invent something as insipid as love.
Ve hepsi de Matrix'in kendisi kadar yapay gerçi aşk kadar yavan birşeyi ancak insan aklı icat edebilirdi.
Such an insipid song.
Çok yavan bir şarkı.
And then : your skin too pale, insipid
Hem cildin çok solgun, çok sönük. Çok mavi gözlerin.
Who wants to play some insipid board game with me?
Kim benimle tatsız bir masa başı oyunu oynamak ister?
We want to play an insipid board game.
- Biz isteriz! - Yaşasın!
- And yet, you've sold over five million albums... CDs, to millions of kids - who listen to your insipid lyrics.
- Ama milyonlarca çocuğa o yavan sözlerinle beş milyondan fazla CD sattın.
Happy as a clam, telling insipid love stories.
Kendi köşene çekilmiş, aptal aşk hikayeleri anlatıyorsun.
And that is insipid.
- ve tatsız olmalı.
I can't standthat insipid song!
Bu aptal şarkıya dayanamıyorum!
Get away from me, you insipid little man!
Defol buradan seni değersiz küçük adam.
You're extremely insipid.
Kibarca söylemeyi beceremiyorsun.
It is an insipid extract of an alga.
Yosundan yapılan tatsız bir madde.
You're telling me I've played this insipid game for a half an hour, and it's not even Luke's daughter?
Yani ben yarım saattir bu zevksiz oyunu oynuyorum ve o Luke'un kızı bile değil mi?
HERZOG To make a complicated story short, he ran into New Age ideologues who made insipid claims about black and white magic embedded in the grammar of this language
Uzun lafın kısası, bu dilin dil bilgisine sıkıştırılan kara ve beyaz büyü hakkında yavan iddialara sahip olan Yeni Nesil kuramcılar ile karşılaşmasıdır.
Novels? Being poor, insipid things, read by mere women, even, God forbid, written by mere women?
Tabii romanlar hani şu kadınların okuduğu, hatta yazmaya bile kalktığı, tatsız tuzsuz yavan şeyler değil mi?
A little insipid, I thought.
Biraz sönük olduğunu düşünmüştüm.
You need insipid theatre You can sink lower.
Rahat rahat batarsın orada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]