Insolent translate Turkish
423 parallel translation
Robots are so insolent these days!
Robotlar bugünlerde çok saygısız!
You're insolent.
Terbiyesizlik yapıyorsun..
- And that's why he's extremely insolent!
! - Ve bu yüzden son derece saygısızdır!
Take your hands off me, you insolent fool!
Çek ellerini üzerimden, seni terbiyesiz budala!
- You insolent scoundrel!
- Seni küstah alçak!
He'll not be so insolent when they've stretched his neck.
Boynu ipe çekilince böyle küstah olamayacak.
You regret having been also insolent
Buna pişman olacaksınız!
- Hold your tongue, insolent rascal!
- Dilini tut, saygısız haydut!
This is the Third Reich, and the führer does not tolerate... stupid, insolent obstinacy!
Burası Nazi rejimi ve führer... küstahça bir inadı hoş görmez!
Insolent headstrong girl!
Küstah ve inatçı kız!
Of all the insolent, stubborn...
Küstah ve inatçı...
- The insolent puppy.
- Küstah şey.
You'll let me dispense of the conventional forms... without thinking me insolent?
Küstah olduğumu düşünmeksizin resmiyetin dışına çıkarak konuşmama izin verin.
The insolent invaders
Cüretkâr işgalciler
But the time has passed when insolent foreigners can invade Muscovite territory with impunity.
Ama artık zamanı gelmiştir... küstah yabancılar dokunulmazlıklarına güvenerek Moskova topraklarını işgal ettiklerine göre.
lncluding being insolent.
Küstahlığınız da öyle.
You're very insolent.
Çok küstahsınız.
You'd better not be insolent.
Küstahlık etmesen iyi olur.
Punishing an insolent poet.
Küstah bir şaire haddini bildirsinler diye.
That insolent wretch.
Çok küstah bir adam.
You insolent lout.
Bana bak gerizekalı.
- Don't be so insolent
- Bu kadar saygısız olma.
Be quiet, insolent girl!
Sus, saygısız!
Insolent boy!
Küstah çocuk!
- Insolent pup!
- Küstah köpek!
Insolent youth, prepare to die!
Küstah çocuk, ölmeye hazır ol!
She is also insolent and slow to obey.
Aynı zamanda küstah ve itaat edemeyecek kadar da sersem.
Sir, you are an insolent bully and I demand satisfaction at once.
Bayım, küstahlaşıyorsunuz ve sizden derhal terbiyenizi takınmanızı rica ediyorum.
He's insolent, hostile.
Çok küstah, tavrı düşmanca.
You are badly raised and insolent insolent and badly brought up without good manners, you are...
Kötü yetişmiş ve terbiyesiz, küstah ve kötü yetişmiş birisin. İyi terbiye görmemişsin, sen...
Your insolent slave, what are you thinking?
Seni küstah köle! Ne yaptığını zannediyorsun!
You insolent...
Seni küstah...
- You're being insolent.
- Terbiyesizleşiyorsun.
- Insolent jerk!
- Küstah pislik!
I don't want to see your insolent face again!
Senin küstah suratını bir daha görmek istemiyorum. Git.
- Stand, you insolent dog!
- Ayağa kalk küstah köpek!
Insolent dog!
Saygısız köpek!
That insolent bastard!
Seni saygısız piç kurusu!
You're an insolent boor and I've thought that of you since we've been here.
Siz kaba ve küstahsınız ve bunu buraya geldiğimizden beri düşünüyorum.
Now, don't be insolent.
Kabalık etme!
I had not finished my work... as you were insolent enough to point out.
O zaman işim yarım kalmıştı. Terbiyesizce yüzüme vurmaktan çekinmediğin üzere.
Her eyes are suspicious, insolent and very lonely.
Bakışları kuşku dolu cüretkar ve her an tetikte.
Insolent man.
Küstah adam.
You are being insolent, colonel.
Küstahlaşıyorsunuz, albay.
" insolent...
" Saygısız...
Please forgive my insolent behavior with your men yesterday.
Lütfen dün adamlarınıza karşı saygısız davranışımı bağışlayın.
You are insolent!
Küstahsın!
- No, she's insolent!
- Ne kaprisi, anarşist!
How insolent!
Nasıl bir küstaklık bu!
An insolent pig.
Ne fark eder?
You insolent bastard!
Küstah herif!