Insubordination translate Turkish
362 parallel translation
He gives me leave and recalls it to devil me into insubordination.
İtaatsizliğe zorlamak için iznini geri alıyor.
I ought to take away your stripes, not only for insubordination... but for idiocy. Sheer, childish, soft-brained idiocy.
Rütbelerinizi, sadece emre itaatsizlikten değil... aptallığınız yüzünden de elinizden almalıyım.
Karl Marsen, for insubordination.
Karl Marsen, emre itaatsizlikten.
Listen, Diamond Jim, that's insubordination.
Bana bak, buna itaatsizlik denir.
I was fired for insubordination.
Asiliğimden dolayı kovuldum.
Quite some charges from a man I could arrest for insubordination.
İhanetten tutuklamış olmam gereken adamdan garip suçlamalar.
Insubordination to a non-commissioned officer.
Bir erbaşa karşı itaatsizlik.
There is such a thing as insubordination.
Baş kaldırı diye bir şey var.
In a military court, Mr. Reid, there is no justification for disobedience, insubordination or treason.
Askeri mahkemelerde Bay Reid, itaatsizliğin, emire itaatsizliğin veya asiliğin açıklaması olamaz.
We're here to try Mitchell for insubordination.
Mitchell'in itaatsizliğini yargılamak için buradayız.
- I am merely trying to establish... your exact feelings on the question of insubordination.
- İtaatsizlik konusunda ki... sorulara karşı hislerinizi anlamaya çalışıyorum.
- That is insubordination.
- Bu emre itaatsizlik.
That is the rankest piece of insubordination I ever seen.
Bu gördüğüm en büyük itaatsizlik.
Latitude is one thing, insubordination another.
Arz etmek başka itaatsizlik başka bir şeydir.
I've taken all the insubordination from you I intend to.
Seni emre itaatsizlikten içeri attırabilirim.
Sir Wilfrid, I have never known such insubordination.
Sir Wilfrid, hiç böyle bir itaatsizliğe şahit olmamıştım.
I'm not going to stand for any fighting or insubordination. If you think you've got a soft touch, you're mistaken! You hear?
Herhangi bir itaatsizlik ya da kavgaya göz yumacağımı düşünüyorsanız, aldanıyorsunuz.
Insubordination.
Suçun, "Başkaldırı".
Violations will be treated as insubordination.
Şiddet kullanımı emre itaatsizlik olarak görülecektir.
Insubordination and insulting a superior.
Emre itaatsizlik ve üstlerine küfür!
I have had just about enough insubordination.
İtaatsizliğinize yeterince katlandım.
Travis... Don't you worry any more about arrest or insubordination.
Travis artık endişelenmene gerek kalmadı, tutuklama, itaatsizlik.
My father, the commodore, would not brook insubordination.
Rahmetli babam bu tür baş kaldırmayı affetmezdi.
Subject : Insubordination. Certain department heads...
Daire başkanları emre itaat etmiyorlarmış...
This insubordination will not be tolerated!
Asilik etmeyi bırak.
Be quiet, man, or I'll have you hanged for insubordination!
Sus be adam, yoksa itaatsizliğin yüzünden seni asarım.
Wilson, the penalty for insubordination is still the same.
Wilson, emre itaatsizliğin cezası hala aynı.
Insubordination.
Emre itaatsizlik.
- Insubordination?
- Emre itaatsizlik, öyle mi?
- Insubordination!
- Emre itaatsizlik!
You wanna be insubordination?
Emre itaatsizlik mi istiyorsun?
As for you, lieutenant, You are under arrest for insubordination.
Sana gelinde, teğmen, sen itaatsizlikten tutuklusun.
Had the goods on me. Insubordination, accepting bribes and a missing button.
Baş kaldırmak, rüşvet kabul etmek, üniforma düğmesi kaybetmekten.
I will not stand for any more insubordination...
Daha fazla saygısızlığa tahammülüm yok...
He is to be executed for gross insubordination!
Bağışlanmaz itaatsizliği için bu adam idam edilecek!
The punishment for insubordination, you will learn, is 8 days in the hole.
İsyan etmemeyi öğrenmen için, 8 gün hücreye tıkılacaksın.
Attempt to awaken others, and insubordination.
İsyan ve isyana teşvik.
And you're on the edge of insubordination.
- İtaatsizliğin sınırındasın.
Would I be on the edge of insubordination to remind the captain that this smells of something happening to him that I might not be able to patch back together again? Aye.
Bu durumun tekrar düzeltemeyebileceğim bir şey gibi koktuğunu hatırlatmak itaatsizliğe girer mi peki?
Insubordination. I'll have you court-martialed.
Başkaldırma, tarafımdan askeri mahkemeye verilecek.
For that insubordination... I'll send you to Court Martial!
Bu itaatsizlik nedeniyle sizi Askeri Mahkemeye sevk edeceğim.
Please go easy on them She's guilty of insubordination
Lütfen bırakın onları kadın faişelikten suçlu!
Insubordination.
Asilik.
Look, write me up for insubordination.
Evet, eğer o ölmediyse, burdan defolabilirsin.
We will not tolerate any further insubordination, and we do not accept any of your requests or complaints.
Bundan sonra isyan çıkaranlara taviz verilmeyecek, ve hiçbir istek ve şikayetiniz kabul edilmeyecektir.
Their insubordination is clearcut.
İtaatsizlikleri aşikardır.
Your insubordination will not be tolerated!
Başkaldırına müsamaha gösterilmeyecek!
There may have been some isolated incidents of insubordination, but our will to seek revenge is unchanged!
Başkaldırma hadiseleri yüzünden yalnız bırakılmış olabiliriz, Ama intikam alma kararımız değişmedi!
- Colonel... if you decide to take your "air" on the landing bay, I will view it as an act of insubordination.
- Albay "hava" nızı iniş pistinde almaya karar verirseniz bunu bir başkaldırı olarak göreceğim.
First, general insubordination.
Bir, genel itaatsizlik.
Colbey and Henshaw and with insubordination.
Onu McGrath, Colbey, Henshaw ile kavga etmek ve emre itaatsizlikle suçla.