Insulted translate Turkish
1,519 parallel translation
Koss'parents were insulted that I would put off our plans to serve on a human vessel.
Koss'un ailesi bir insan gemisine hizmet etmek için planı ertelemeyi hakaret olarak aldı.
What, you're insulted'cause you weren't insulted?
Hakarete uğramadığın için hakarete mi uğradın?
I'm insulted that you have brainwashed your children into thinking the only thing I'm good for is to hold up a pinata.
Sadece ananas tutmaya yaradığım konusunda çocuklarının beynini yıkadığın için hakarete uğradım.
Hope she wasn't insulted.
Umarım kırılmamıştır.
I'm not certain, but I have a feeling my boobs were just insulted.
Emin değilim ama göğüslerime hakaret ettiniz galiba.
I'm sorry if I insulted you.
Hakaret ettiğim için üzgünüm.
I suppose I should be insulted, but everything is so delicious, I may just have to admit defeat and hang up my apron.
Sanırım bir hakarete maruz kaldım, ama her şey çok lezzetliydi, dürüstçe yenilgiyi kabul edip önlüğümü asmalıyım.
Hey, I came here to be drugged, electrocuted and probed, not insulted.
Hey, buraya zehirlenmeye, şok verilmeye, sondalanmaya geldim ; rezil edilmeye değil.
I INSULTED HIS WOMAN.
Hatununa hakaret etmiştim.
So, the storyteller was killed by a crazed mob... who were insulted... that his stories showed animals as brave and smart... and people as weak and stupid.
Bu nedenle, aşağılanmış hasta bir çete tarafından öldürülmüş... Onun hikayeleri hayvanların ne kadar cesur ve gösterişli... insanların ise ne kadar güçsüz ve aptal olduklarını anlatırmış.
Is there anything left to ask? She was insulted so gravely.
Anneni öyle aşağıladılar ki
- You've insulted me for the last time.
- Beni son defa olarak aşağılamış oldun.
Partly because you insulted me.
Kısmen bana hakaret ettiğin için.
- Probed, not insulted.
- İncelendim, hakarete uğramadım.
If you hadn't insulted the travel agent, none of this would've happened.
O tur operatörüne küfür etmeseydin bunlar olmazdı.
CHARLIE : Well, she's insulted me. VANESSA :
- Ona kim hakaret ediyor ki?
You insulted me on the beach! You enjoy that!
Sahilde bana hakaret ettin çünkü oyunculara böyle davranmayı seviyorsun!
In return, they insulted me.
Karşılığında da, bana hakaret ettiler.
We get insulted because of bastards like you.
Senin gibi piçler yüzünden şerefimiz iki paralık oluyor.
He's insulted not just you, but the whole house of Squeers.
Sadece senin değil, bütün Squeers evinin onurunu kırdı..
- Son of a bitch insulted Barry White.
- Seni aşağalık o.. çocuğu Barry White.
I hope you didn't feel insulted by my mother.
Umarım annemin tavırlarına alınmamışındır.
Imagine some guy came along and insulted me.
Hayal et aynı ibneler beni aşağılıyor.
Abu Jahl insulted your nephew.
Ebu Cehil yeğenine hakaret etti.
Tell him I'm insulted he didn't come here personally.
Bizzat gelmediği için alındığımı söyleyin.
I don't trust anyone who doesn't know when he's being insulted.
Aşağılandığında anlamayacak kadar sağduyusuz olan kimseye güvenmem.
That chunky little boy insulted my daughter.
Şu toplu çocuk, kızımla alay ediyor. Duydum.
Look, I didn't come in here to be insulted.
Bunu kastetmedim ben. Sizi aşağılamak için gelmedim buraya.
And then you hit me with a cocktail wiener, and then you insulted my heritage.
Sonra bana kokteyl sosis attın ve kültürümü aşağıladın.
I don't need to be insulted in my own store.
Kendi mağazamda aşağılanacak halim yok.
Have a nice day. I don't like to be insulted in my own store.
Kendi mağazamda aşağılanmaktan hoşlanmam.
Hey, you insulted me, I didn't insult you.
Sen beni aşağılıyorsun, seni aşağılamadım.
- You insulted me, my friend...
- Beni ve arkadaşımı aşağıladın.
- Frankly, I was pretty insulted.
- Açıkçası, bir hayli aşağılandım.
I should be insulted on several different levels.
Sanırım bu yüzden birkaç açıdan aşağılanmış hissetmeliyim.
- T'Pol thinks we insulted them again.
- T'Pol onlara yine hakaret ettiğimizi düşünüyor.
- And that's what they're insulted about?
- Hakaret dedikleri bumuymuş?
You insulted the First Monarch.
Kraliçe varisine hakaret ettin.
- He's insulting us or we insulted them?
O mu bize hakaret ediyor biz mi ona?
You just insulted the leader of his clan.
Sadece onun klanının liderine hakaret ettiniz.
And just so you know, if someone had criticized you, or insulted you, called you a stuck up, arrogant little Princess,
Ve aynı şekilde, biliyorsun, eğer birisi senin hakkında eleştiri yapar ya da seni sözle taciz ederse, ya da sana vurursa, şımarık küçük Prenses,
He insulted you, I hit him.
Sana hakaret etti. Ben de vurdum.
Wow, you seemed pretty insulted by that.
Hey, oldukça aşağılanmış görünüyorsun.
I made this. I am insulted.
Hakarete uğradım!
There's no reason to be insulted.
Hakarete uğramana sebep yok.
Why are you insulted all of a sudden? ... Stanley?
Neden birdenbire alındın?
You have insulted my footwear.
Ayakkabılarımı hor gördünüz.
I'd feel insulted if I'd gone down on a guy and he wouldn't kiss me.
Birinin üzerine boşalsaydım ve beni öpmeseydi çok bozulurdum.
Stan Lee insulted me.
Stan Lee bana hakaret etti.
- Please, Ms. Castle I've never insulted your intelligence, don't insult mine.
- Lütfen Bayan Castle ben sizin zekanızı aşağılamadım, siz de benimkini aşağılamayın.
( laughs ) I should be insulted by that.
Bu söylediğin yüzünden kendimi aşağılanmış hissetmeliyim.