English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Intestines

Intestines translate Turkish

559 parallel translation
"Patient jumps up from operating table, intestines hanging out."
"Hasta bağırsakları dışarıda ameliyat masasında zıplar."
I'm no doctor of lungs of intestines.
Böbrek ya da bağırsak doktoru değilim.
And anyway, inside there are just lungs, a heart and some intestines...
Ayrıca içimde kalp, ciğerler, bağırsaklar falan var.
Her intestines are coming out!
Bağırsakları dışarı taşıyor!
Lets his intestines down and washes them by hand.
Barsaklarının aşağı inmesini bekler ve elleriyle yıkar.
But it's dangerous, they can devour our intestines.
Küçük de olsa tehlikeli bağırsaklarımızı mahvedebilirler.
You know he used to take a medicine for his intestines?
Biliyorsun bağırsakları için hep ilaç kullanırdı?
There is nothing embarrassing or nasty about the human body, except for the intestines and bits of the bottom. "
İnsan bedeninin utanılacak, tiksinilecek yanı yok bağırsaklar ve alt kısımlar hariç.
With my illness, after the lungs, the intestines are attacked.
Hastalığımla, akciğerlerim ve barsaklarım saldırıya uğradı.
It seems to destroy their intestines.
Sanırım bağırsaklarını parçalıyordu insanların.
The liver is gone, and so are the intestines.
Karaciğer gitti, bağırsaklar da öyle.
And I say, "Me and my intestines."
Şöyle derim, "Ben ve iç organlarım."
It is good for cleaning ones intestines.
Bağırsakları temizlemeye yarıyor.
When Equus leaves, if he leaves at all, it'll be with your... intestines in his teeth.
Equus gittiğinde, eğer ki giderse, senin bağırsaklarını da... dişlerinin arasında götürecek.
The big secret with woodcock is the intestines.
# Çulluk pişirmenin püf noktası, onun bağırsaklarında gizlidir.
You take your average whale's intestines and stretch'em out, you're looking at three miles and change.
Ortalama bir balinanın bağırsaklarını çıkarıp, onları gerersen, üç mil ya olur ya olmaz.
The intestines will be going through their peristaltic action.
Bağırsaklar kasılmaya devam ediyor olacak.
I will spill his intestines!
Bağırsaklarını çıkaracağım onun!
Heart, Iungs, kidneys, liver, intestines.
Kalp, akciğerler, böbrek, karaciğer, bağırsaklar.
In the case of both victims, death was caused by the severing of the intestines and major arteries, causing massive hemorrhaging.
İki kurbanın da ölüm nedeni, bağırsakların ve atardamarların kesilmesi sonucu aşırı kan kaybı.
Then I'll make a tire of his intestines!
Sonra bağırsaklarından tekerlek yapacağım!
The intestines are full of yam.
Bağırsakları ağzına kadar tatlı patatesle doludur.
These are the intestines, as you can see. It's like sausage. This is a salad of fingers and eyeballs.
Onlar da sineği jölenin içinde bırakmışlar.
Tomorrow I will take 50 men with me... find these three gringos, open their stomachs... grab their intestines and squeeze the shit out of them!
Yarın, yanıma 50 adam alır bu soytarıları bulup karınlarını yarar bağırsaklarını söküp, içlerini dışlarına çıkartırım.
Anyway, they found him three weeks later sitting under a tepee he made out of his squaw's intestines and chewing on the leg of his papoose.
Her neyse, onu üç hafta sonra karısının bağırsaklarından yaptığı Kızılderili çadırının altında oturuyormuş ve kendi bebeğinin bacağını çiğner halde bulmuşlar.
You know the carnivores have short intestines and the meat passes right out through?
Etoburların kısa bağırsakları vardır.. ve eti kolayca sindirirler.
But we're herbivores, we've got great long intestines and the meat just rots in there.
Ama biz otoburuz, bağırsağımız uzundur.. ve et orada çürür kalır.
I never realized they were pig intestines.
Domuz bağırsağı olduğunu hiç farketmemiştim.
Just a walking tin can with circuits for intestines.
İçinde barsak yerine devreleri olan bir teneke yığınıydı.
Your lower intestines.
Bağırsaklarınız!
First you make a long slit, then remove everything that isn't meat... the heart, the lungs, the intestines, and so forth.
İlk, uzun bir yarık açıyorsun ardından et olmayan her şeyi çıkarıyorsun kalp, akciğerler, bağırsaklar vesaire.
- My intestines are bunged up.
- Bağırsaklarım tıkandı.
I have just prepared this pudding with wild nettles and a few organic additives to make it delicious and purify the intestines.
Onlara bu yaban ısırganlı pudingi hazırladım. Lezzet katması ve bağırsaklarını temizlemesi için de organik katkı maddeleri ilâve ettim.
Now here's a guy... swallowed his false teeth and they bit through his intestines.
Şimdi bir adam var... takma dişlerini yutmuş Ve bağırsaklarını ısırmış
Your intestines will writhe and boil.
Bağırsakların düğümlenecek ve kaynayacak.
Today we are going to remove the left kidney... and dissect the lower intestines.
Bugün sol böbreği alacağız ve kalın bağırsakları inceleyeceğiz.
Hope for a stomach wound, or the intestines.
Mideden ya da bağırsaktan vurulun.
One for the liver, one for the lungs, one for the stomach and one for the intestines.
Birine karaciğer, biri akciğer, birine mide ve birine de bağırsaklar.
M y intestines were removed durimg actiom im the North Athantic.
Kuzey Atlantik'teki operasyon esnasında bağırsaklarım alındı.
Or maybe across the belly, spilling your intestines.
Ya da karnını deşer, bağırsakların dışarı fırlar.
This is quite easy. So the cloth sort of cleans your intestines out on the inside.
Kumaş parçası içeriden bağırsakları temizliyor.
Or else you might say that it gratifies your intestines.
Bağırsaklarını hoş ettiğini söyleyebilirsin.
Your intestines are probably putrid with disease and germs.
Bağırsakların büyük olasılıkla çürümüştür, hastalık ve mikroplardan bahsetmiyorum bile.
I'm gonna chop out your offending intestines.
İşlediğin şiddetli suçu çekip çıkarmak üzereyim.
Your intestines are on fire.
Bağırsakların yanıyor.
And these squiggly tubes here, these are the intestines, see?
Ve şu kaygan borular da bağırsaklar, gördün mü?
They may have to scoop out half his intestines.
Bağırsaklarını çıkarabilirlermiş.
We must check the intestines... for pathological clues.
Mutlaka bağırsakları kontrol etmeliyiz... patolojik ipuçları için.
Dairy's very hard on your digestion and hard on your intestines.
Süt ürünleri sindiriminizi ve bağırsaklarınızı zorluyor.
When my mother found out I was getting married to my wife, her intestines exploded.
Annem, karımla evleneceğimizi öğrendiği zaman, bağırsakları patlamıştı.
- It's all tangled up in the intestines.
Bağırsaklara dolanmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]