English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inthe

Inthe translate Turkish

97 parallel translation
But if you choose to think that the explanation has to do with an airborneflying dutchman, a ghost ship in a fog-enshrouded night on a flight that never ends, then you're doing your business in an old stand... inthe twilight zone.
Hayır! Onu satın aldım. Çok pahalıya mal oldu.
The happenings inthe martialworld ofthis century are listed in herbrain!
Bu asırda dövüş dünyasında yaşananlar onun hafızasındadır!
Who is the woman inthe portrait?
Portredeki kadın kim?
You gotthis wrong.We're inthe same boat I'm here to find outaboutthis incident!
Yanlış anladın. Aynı gemideyiz Bu olayı çözmek için buradayım!
Sun Xuepu inthe Southern City.
Güney şehrinden Sun Xuepu.
Who is this inthe drawing?
Resimdeki kişi kim?
Excuse me, is masterSuxin inthe convent?
Pardon, usta Suxin manastırda mı?
The wine sellerliving inthe town Baishi downthe hill had adopted her.
Baishi kentinde yaşayan bir şarap satıcısı onu evlat edinmişti.
The bodies inthe coffins aren'treal.
Tabutta ki beden gerçek değil.
It's the top kept secret inthe Palace.
Bu saraydaki en büyük sırdır.
So inthe boxer's world,
Böylece dövüş dünyasında,
No wonderpeople always says Wu Hua is the cleverestman inthe world.
İnsanların daima dediği gibi Wu Hua dünyanın en beceriklisi.
He's locked inthe watergate.
Sarayın tütsüsüyle uyuşmuş olarak
Confucius said, When Tao prevails inthe realm then campaigns are all initiated by the emperor
Konfiçyus der ki, Tao krallığında galiptir O nedenle imparator sefer düzenler
When the Tao declines inthe realm then campaigns are initiated by the nobles
Tao krallıktan giderse O zaman soylular sefer düzenler
He suffered terribly inthe fray, poor soul... but his valor shall not go unrewarded.
Zavallı bu savaşta korkunç acılar çekti fakat yiğitliği karşılıksız kalmayacaktır.
Suddenly, inthe middle of the night, she went berserk and hell broke out.
Birden, gecenin yarısında, çıldırdı ve cehennem patlak verdi.
Your eyes inthe sky
Gözlerin semâda...
The hole inthe mirror hasclosed
Aynadaki delik kapandı...
Inthe wordthirst the mouthcraves
Ağzın can attığı susamak kelimesinde...
I have a daughter, works inthe sheriff's department.
Bir kızım var, şerifin bürosunda çalışoyor.
I hope that inthe grief of this moment and in the shared outrageacross America,
Umarım şu dakikada duyduğum kederle bütün ülke boyunca paylaşılan bu nefret
And through it all, he was breathing inthe scent of the pine trees from the snowy range.
Ve bütün bunların yanında... karlı dağlardaki çamağaçlarının kokusunu soluyordu.
¢ Ü Animagine inthe morning, Animagineatnight ¢ Ü
"Sabah Animagine, akşam Animagine."
Kent Sorry, I sold all my inthe weather jokes to Jay Mohr.
Üzgünüm Kent, bütün kötü hava şakalarımı Jay Mohr'a sattım.
Without weaponsthe Moors would be inthe Pyrenees andyou'd be wearing a veil.
Silahlar olmasaydı müslümanlar ispanyada Pyrenees dağlarında olurdu. ve sen de peçe ile dolaşıyor olurdun.
But sincetheywouldn't let him inside, he'dwait forthe customers at the exit and sing inthe street.
Fakat o zamandan beri onu içeri sokmadılar, O da çıkışta müşterileri beklemeye ve sokakta şarkı söylemeye başladı
He got shot inthe earing France and got shot inthe leg in Germany.
O Fransada'ki savaşta kulağından vuruldu. ve Almanyada da bacağından vuruldu.
I must be so deaf because myfathergot shot inthe ear.
Ben sağır olmalıyım. Çünkü babam kulağından vuruldu.
So my Christians win, likethey did inthe real
Yani gerçek yaşamda olduğu gibi benim hristiyanlarım kazandı.
Battle of Clavijo, inthe name of Santiago.
Clavijo Savaşı, Havari adıyla.
Inthe name ofthe Father, the Son andthe Holy Spirit.
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına
It fell inthe sewer.
O kanalizasyona düştü.
- he can go to arehab inthe country.
- Bir rehabilitasyon merkezine gidebilir.
He got in because his uncle's a sergeant inthe army.
O kabul edildi çünkü amcası orduda astsubaydı.
Like mymom, she wants me gardening inthe countryside.
benim annem gibi, O benim kırsal alanlarda bahçıvanlık yapmamı istiyor.
"First fix the leak inthe bathroom."
"Önce banyodaki sızıntıyı tamir et."
"Because you didn't fix the leak inthe bathroom."
"Çünkü banyodaki sızıntıyı onarmadın."
We're not getting married inthe bathroom. "
Biz banyoda evlenmeyeceğiz. "
Iflfinishthetherapy, they'll let me inthe rehab.
Eğer terapiyi bitirirsem, Beni rehabilitasyona alacaklar.
But she's inthe U.S. Right now...
Ama şu an Amerikada...
Julian escaped and showed up with abeard likeJesus, holding afilethat recommended he betreated inthe emergencyroom.
Julian kaçtı ve İsa gibi sakallı bir şekilde geri döndü, elinde acil serviste tedavi edildiğini gösteren bir belge vardı.
Theyhit me inthe back with ahammer andtheywant to cut me intwo and put one halfin each world.
Bana arkamdan bir çekiçle vurdular. ve beni ikiye ayırıp bir parçamı dünyada bırakacaklar.
Here I am busting myrear to get him clean again, andwith you setting up his spot inthe rehab...
ve ben onu tekrar kurtarmak için baştan başlayacağım, ve sen de bana tekrardan rehabilitasyon merkezinde bir yer ayarlayacaksın...
It's niceto still have someone decent left inthe building to have a cup of coffee with.
Birlikte kahve içebilmek için apartmanda hala iyi birilerinin olması güzel birşey..
Inthe colors ofthe Spanishflag, naturally.
İspanya bayrağının renklerinde tabi.
Iwent inthe bathroom, sat down and alittle baby plopped right out of me, like ababyJesus,
Banyoya gittim oturdum ve tıpkı bir bebek İsa gibi ağlamaya başladım.
Inthe name ofthe Father, the Son andthe Holy Spirit.
Baba, Oğul ve Kutsal Ruh adına.
She makesthe best chicken croquettes inthe world.
Dünyada en iyi tavuk kroketini o yapar.
FRED RENARD WHO TOOK ALL THAT WAS NEEDED INTHE TWILIGHT ZONE.
Çeviri : sodist
then I'll wait for you inthe hereafter then we'll be together again
Peki ya aksilik olur ve dönemezsem gene bekleyeceğim! hep bekleyeceğim! ölene kadar bekleyeceğim!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]