English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Intolerable

Intolerable translate Turkish

408 parallel translation
This is intolerable!
Dayanılmaz bir şey bu.
The counter measures by the police, the nightly raids to catch this... child murderer are seriously undermining our work in an intolerable way.
Polislerin şu çocuk hırsızını yakalamak için düzenlediği gece baskınları.. kabul edilemeyecek şekilde önümüze taş koyuyor.
It is intolerable.
Bu kabul edilemez.
It's intolerable
Bu kabul edilemez.
But that's intolerable.
Ama bu mümkün değil.
I'll not be heckled by a stupid, intolerable policeman.
Dayanılmaz, aptal bir polis tarafından sıkıştırılmayacağım.
The führer immediately gave orders to our glorious army to invade Roland... and to destroy these intolerable aggressors... of peace-loving Germany.
Führer muzaffer ordumuza derhal Polonya'yı işgal etme ve barış yanlısı Almanya'nın tahammül edilemez mütecavizlerini yok etme emri vermiştir.
My position became intolerable.
- Konumum dayanılmaz bir hal almıştı. Ayrılmak zorundaydım.
Gentlemen, this is intolerable!
Beyler, böyle bir şey kabul edilebilir değildir!
I tell you, at home my life is intolerable.
- Eve artık tahammül edemiyorum dedim size.
From Sergeants McAvity and Schultz, I should find it intolerable.
Ama bunu çavuş McAvity ve Schultz yaparlarsa bu olayı hoş görülemez bulurum.
This situation is intolerable.
Bu durum çekilmez hal alıyor.
This is intolerable.
- Bu kabul edilemez!
- the smell gets intolerable.
- koku dayanılmaz hale gelir.
You know hospital conditions. They're intolerable.
Hastane koşulları dayanılmaz.
When I saw her poor little coffin slide underground, saw her exiled in death as she'd been in life, I swore to have my revenge on your intolerable pride.
Onu o zavallı tabutu içinde, yaşamında olduğu gibi ölümünde de azledilmiş şekilde gömülürken gördüğümde müsamaha kaldırmayan gururunuzdan intikam almaya yemin ettim.
It is intolerable.
Bu kesinlikle hoş görülemez.
You'd find it intolerable to have it known that your wealth was the gift of a servant.
Servetinizi bir uşağın hediye ettiğinin bilinmesine asla katlanamazsınız.
Why, it is intolerable that we should be forced to deal with you.
Seninle uğraşmak zorunda olmak dayanılır şey değil.
No, it's you who are intolerable.
Asıl sana dayanmak imkansız.
It seems an age since I last saw you... and our separation is now proving an intolerable strain.
"Seni son görüşümün üzerinden sanki bir asır geçmiş gibi geliyor" "ve ayrılığımz giderek katlanılmaz bir hal alıyor."
He had the gall to smuggle a copy of his intolerable scribblings... into Her Majesty's bedchamber.
Onun tolerans gösterilemeyecek yazılarının kopyalarını kraliçenin yatak ucuna... kadar sokabilecek cesarete sahibim.
You've become quite intolerable.
Tahammül sınırlarımı zorluyorsun.
Intolerable!
Bu hoş görülemez!
But this is intolerable. The idea of letting Father off scot-free.
Ama babamın cezasız paçayı kurtaracağı fikri kabul edilemez.
- Intolerable!
- Bu affedilemez!
Oh, this is intolerable.
Oh, tahammül edilmez bir şey.
This is intolerable!
Bu kabul edilemez!
You're the most intolerable boy I ever met!
Sen tanıdığım en çekilmez çocuksun!
You can be such an intolerable ass.
Sen çekilmez herifin tekisin.
How are we to free ourselves from our intolerable chains?
Kendimizi bu dayanılmaz zincirlerden nasıl kurtarabiliriz?
Painful like a toothache, but not intolerable.
Diş ağrısı gibi acı veriyor, ama dayanılmaz da değil.
Intolerable! Something has to be done about Miss Pinkerton. No discipline.
Dayanılmaz.Bayan Pinkerton'un disiplinsizliği hakkında bir şeyler yapmalısınız.
Your voice has become intolerable.
Sesin artık dayanılmaz oldu.
Could there be a psychic mechanism. which defends the mind against intolerable memories. ... as lymph glands do the body against infection.
Lenf bezlerinin enfeksiyona karşı bedeni koruduğu gibi aklımızı da dayanılmaz hatıralardan koruyan psişik bir mekanizma olabilir mi?
It is only then that he feels shame and guilt and the memory becomes intolerable.
İşte ondan sonra utanç ve suçluluk duyar ve hatıra dayanılmaz hale gelir.
That rat Imai is becoming intolerable.
Şu sıçan Imai iyice çekilmez hale geldi.
Three in a tent is intolerable.
Üç kişi bir çadırda olmuyor.
Your rarefied selfishness is intolerable.
Soyu tükenmiş bencilliğin katlanılır gibi değil.
- This heat is intolerable!
Bu sıcağa dayanılamaz!
It is our desire to initiate an era of peace for future generations by tolerating the intolerable and enduring the unendurable remembering our heavy responsibilities and the length of road yet to be covered and concentrating all our strengths on the construction of the future animated by deep morality and firm honesty.
Arzumuz, hoş görülmeyecek şeyleri hoş görerek dayanılmaza dayanarak ve sorumluluklarımızı ve kat edilmesi gereken yolun uzun olduğunu unutmayarak, tüm gücümüzü geleceğin inşasında kullanıp, derin bir ahlak ve dürüstlük duygusuyla gelecek kuşaklar için barışın egemen olduğu bir dönem başlatmaktır.
After all... for an A-bomb survivor, at times, life gets just intolerable.
Sonuç olarak bir Atom Bombası kurbanı için, zaman zaman, hayat dayanılmaz oluyor.
They've been put through intolerable strain.
Dayanılmaz baskıya maruz bırakıldılar.
More than half of the beings who forms this evolved humanity is in state of a wretched and intolerable suffering.
Bu gelişmiş insanlığı şekillendiren insanoğlunun yarısından çoğu acınası ve hepsi açlık içinde yüzüyorlar.
O vile, intolerable, not to be endur'd.
Gelmiyor ha! Korkunç! Olamaz böyle bir şey!
Why is being American intolerable?
Amerikalı olmak neden kabul edilemez bir şeydir?
Emotionally it is intolerable.
Duygusal olarak buna katlanmak imkansız.
Recently, Wayne launched a system whereby the syndicate's annual income, now over $ 10 billion, is being deposited in Swiss banks, causing an intolerable drain on U.S. Gold reserves.
Bu günlerde, Wayne başlattığı bir sistemle sendikasının yıllık geliri vasıtasıyla 10 milyar dolardan fazla parayı İsviçre bankalarına yatırarak Birleşik Devletler altın rezervi üzerinde dayanılmaz açığa neden oluyor.
- Carelessness is intolerable.
- Dikkatsizlik mazur görülemez.
Look here, this is intolerable!
Gerçekten, bu kadarı da fazla!
This is intolerable.
Ne arıyorsun burada? - Niye yataktan çıktın?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]