English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Intravenous

Intravenous translate Turkish

124 parallel translation
Intravenous Coramine, Nurse.
Damar içi koramin getirin hemşire.
Now, the injection's gotta be intravenous.
İğneyi damardan yapacaksın.
Intravenous indicated unless circumstances make it impossible.
Koşullar elvermezse damar içi yapılması belirtiliyor.
I'm hoping the intravenous dextrose and saline will hold them until we get to them.
Umarım, kılcal damarlar ve tuz, biz ulaşana kadar, onları sağlıklı tutar.
He is at the moment comatose, and requires intravenous feeding and meds.
Adam şu anda koma halinde. İlaçlarını ve gıdasını damar yoluyla alıyor.
He got ahold of some insulin and put it in Dr. Schaefer's intravenous solution.
Nasıl yaptı bilmem ama insülin bulmuş ve Dr. Schaefer'ın serumunun içine katmış.
Can you lift for intravenous feeling?
Serumu bağlayın.
- He's scared of shots. I'll give you an intravenous shot of vitamin C.
O güzel damarlarına C vitamini enjekte edeceğim.
Rita tells me you refused to let her attach you to your intravenous nutrient bottles.
Çok güçlü hissediyorum. Rita serum almayı reddettiğini söyledi.
And increase his Isoldin intravenous feed six units per centon.
Ve Isoldin'i damardan dakikada 6 ünite arttırın.
Although, intravenous drug users seem to be in a specially high-risk group.
Gerçi, damardan uyuşturucu kullananlar özellikle yüksek risk grubu içindedirler.
In four minutes, the day nurse... who is new to this floor... is going to walk in, read this chart, and administer a massive dose if intravenous tetracycline.
Dört dakika içinde bu katta yeni görevlendirilen hemşire içeri girecek ve bu kartı okuyacak, Ve sana damardan büyük bir doz tetracycline verecek.
They should give you intravenous feedings... of People magazine and National Enquirer headlines.
Seni'People've'National Enquirer'dergilerinin başlıklarıyla damardan beslemeliler.
He received intravenous lidocaine intravenous epinephrine, a lidocaine drip 2.7 percent sodium-chloride solution catheters from the "A" line.
Damardan lidokain... damardan epinefrin, lidokain serum... yüzde 2,7 sodyum klorit solüsyon verildi. "A" hattından kateter takıldı.
The intravenous line should be sent for culture.
Damar içinden kültür örneği alınmalı.
We've been giving her intravenous antibiotics for ten days.
On gündür ona damardan antibiyotik veriyoruz.
Intravenous feeding will be prescribed.
Damardan beslenme yapılacak.
We tried to feed him by intravenous drip with a tube in his arm.
Onu koluna damar yoluyla bir tüpten verilecek serumlarla beslemeyi de denedik.
A few drops of this mixed in with his intravenous fluid.
Bu elimde gördüğünüz şeyi ona verilen seruma karıştırmak.
What will an intravenous five percent solution of alcohol do?
Damardan yüzde beş alkol verirsen ne olur?
Intravenous, heart-lung machine.
Damarın içinde, kalp-akciğer makinası.
The veal is lightly slapped and then sequestered in a one-bedroom suite with a white-wine intravenous.
Dana Eti yavaşça koyulur ve ardından tek yatak odalı süit'de ayrılır beyaz şarapla birlikte.
There's no response to intravenous acyclovir.
Acyclovir'e karşı bir tepki yok.
Campbell's tomato intravenous.
Campbell'ların damardan domatesi.
Possible iv, possible intravenous drug user.
Muhtemelen damardan uyuşturucu kullanıyor.
I'll proceed directly to the intravenous injection of hard drugs, please.
Doğrudan damardan beslenmeye geçeyim.
I WANT AN INTRAVENOUS LINE DRIPPING COFFEE INTO MY LEFT ARM.
Bana damardan kahve enjekte edilmesini istiyorum.
I should tell you that unless you begin to cooperate... you won't be receiving any more intravenous nutrition.
İşbirliği yapmamakta direndiğin sürece damardan aldığın besinleri de keseceklerini söylememi istediler.
Although, intravenous drug users seem too be in a specially high-risk group.
Gerçi, damardan uyuşturucu kullananlar özellikle yüksek risk grubu içindedirler.
His blood pressure's supported by intravenous medications and he's having arrhythmia.
Kan basıncı damar içi ilaçlarla sağlanıyor ve aritmi geçiriyor.
She has three intravenous medications to stabilize her heart rate.
Kalp atışlarını düzene sokmak için üç kez... ... damardan ilaç verildi.
They'll hook an EKG up to you and the intravenous lines.
Orada sana EKG cihazı ve damarlarına şırınga bağlanacak.
And based on the fact that "Mr. Geller is an intravenous drug user."
Ayrıca "Bay Geller bir, damardan uyuşturucu bağımlısı."
Crack isn't even an intravenous drug.
Crack damardan alınmaz ki.
This microscopic, nuclear-powered intravenous probe seeks out the cold virus and destroys it with a highly focused sonic blast.
Bu mikroskopik nükleer enerjili damar içi sonda odaklanmış ses dalgasıyla nezle virüsünü bulup yokediyor.
We're giving him intravenous drugs and shocking his heart.
Damardan ilaç verip, şok uyguluyoruz.
She refused the intravenous Demerol.
Dimoral yapılmasını reddetti.
You could've tried intravenous hematin.
Damardan hematin alabilirdiniz.
We used intravenous drugs and shocked her heart for an hour.
Damardan ilaç verdik ve kalbine bir saat boyunca şok uyguladık.
He's refused intravenous therapies.
Damar Tedavilerini reddeddi.
Sarah : They've got him on intravenous fluids and Tylenol.
Ona serum ve ağrı kesici veriyorlar.
She'll feel much better with some intravenous fluids some anti-nausea and pain medication.
Damar yoluyla verilen sıvı mide bulantısı ilaçları ve ağrı kesicilerle çok daha iyi hisseder.
Like the intravenous injection,...
Damar içine yapılan enjeksiyon gibi...
Intravenous Levothyroxin is an artificial thyroid medication that should take care of it.
İntravenöz levotiroksin seni iyileştirecek yapay bir tiroittir.
God, it was just a blur of intravenous drug abuse and unprotected sex while taking the Lord's name in vain.
Damardan alınan uyuşturucu ve Tanrı'nın ismini zikrederken yapılan korunmasız seks dolu bir geceyi belli belirsiz hatırlıyorum.
You. Intravenous broad spectrum antibiotics.
Sen, damar içi geniş spektrumlu antibiyotiklere başla.
Turns out Jason's parents were both intravenous drug users, but only mom got sick.
Jason'un iki ebeveyni de damardan uyuşturucu kullanıyormuş. Ama sadece anne hastalanmış.
- You on a new diet, Abs? According to Ducky, there were no signs of intravenous drug use on the body, - No.
- Yeni bir rejime mi başladın Abs?
This is where intravenous drug users and prostitutes congregated.
Uyuşturucu müptelalarıyla fahişelerin toplandığı yerdir burası.
Get me the intravenous solutions for every single disease!
Tüm hastalıkların damar içi çözeltilerini bana getirin.
Let's go!
IntraVenous : doğrudan damara sıvı nakli, örn. serum ) 4 SF'in devamlı orada bulunmasını istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]