English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Intricacies

Intricacies translate Turkish

70 parallel translation
- Look here, Fettes... not I nor anyone else... knows enough about the spinal column and its intricacies... to ensure a successful operation.
- Dinle beni Fettes... Ne ben ne de bir başkası spinal kolon hakkında, başarılı bir ameliyat gerçekleştirecek kadar bilgiye sahip değil.
MRS. WILBERFORCE, I DON'T THINK YOU QUITE UNDERSTAND... THE INTRICACIES OF THIS PARTICULAR SITUATION.
Bayan Wilberforce, bu özel durumun karışıklıklarını tam anlamıyla anladığınızı düşünmüyorum.
Then you can enlighten me on the intricacies of KAR 120 C.
Geldiğimde beni KAR 120 C ile ilgili olarak aydınlatırsın.
I'm afraid we didn't have anyone here who could master its intricacies.
Kimse işin uzmanı değildi.
Have succeeded in encapsulating The intricacies of proust's masterwork. So I'm going to award the first prize this evening
Bu akşam yarışmacılarımızdan hiçbirinin Proust'un başyapıtının karmaşıklıklarını özetlemeyi başardığını sanmıyorum.
My taste for intricacies...
Karmaşıklık benim tarzımdır...
So, explain to me, Senor Verdugo... the intricacies of this most holy instrument of confession.
Pekâlâ Bay Verdugo kutsal itiraf aletinin karmaşıklığını açıklayın bakalım.
However well he may have mastered the intricacies and complexities of this absurd society he is what the jungle has made him.
Ne kadar başarılı olsa da bu saçma toplumun entrika ve karmaşası karşısında, o ormanın yarattığı bir kişilik.
Are you familiar with the intricacies of what is called "music"?
"Müzik" denen karmaşayla haşır neşir misiniz?
Not with music, but with the equally lovely intricacies of time, energy, propulsion.
Müzik konusunda değil, ama aynı oranda leziz bir karmaşa olan... zaman, enerji ve tahrik konusunda.
- The intricacies ofthe Orient...
- Orient'in anlaşılmazlıkları...
Where we can discuss the intricacies of this case, non?
Orada, davanın güçlüğü hakkında konuşabiliriz, olmaz mı?
I won't bore you with the intricacies of Klingon politics.
Klingon politikalarının karmaşalarıyla sizin canınızı sıkmayacağım
Ooh, a plan fiendishly clever in its intricacies.
Karmakarışık şeytanca bir plan.
I'm here studying the intricacies of Bajoran aqueduct management.
Bajoran su kanalı sistemi yönetiminin inceliklerini çalışıyorum.
I had no idea you were so versed in the intricacies of temporal theory, sir.
Zaman teorisinde bu kadar yetkin olduğunuzu bilmiyordum.
I've long been a stranger to the intricacies... the vicissitudes of the business life.
İş hayatının iniş çıkışlarına ve kurnazlıklarına yabancıyım.
Anyone who can compose a clever ballad can certainly master the intricacies of the whoopee cushion!
Şarkıları zekice uyduran biri için osuruk yastığı şakasında ustalaşmak çok zor olmasa gerek.
Captain, such comments only reveal a deep misunderstanding of the intricacies of the Dominion political system.
Kaptan, böyle yorumlar sadece Dominion siyasi sisteminin ayrıntılarının hiç anlaşılamadığını gösteriyor.
I understood the intricacies of the human mind better than they ever could so they allowed me to keep my skills as a scientist because they needed them.
İnsan aklının karmaşasını... onlardan daha iyi bilirim... Dolayısıyla bir bilim adamı olarak yeteneklerimi kullanmama izin verdiler çünkü elimdekine ihtiyaçları vardı.
The intricacies of the plot are downright Dickensian.
Hatta içindeki entrikalar kesin Dickens tarzı.
'We'd been so spoiled by the glamour, colour and intricacies of the atmospheres of Jupiter and Saturn, that Uranus was a let-down, because it was so bland.
Jüpiter ve Satürn'ün atmosferlerinde gördüğümüz ihtişam, renk ve karmaşıklıktan o kadar şımarmıştık ki Uranüs'ün donukluğu biraz hayalkırıklığı olmuştu.
No, but he has given me insight into some of the intricacies of our system.
Hayır, ama karmaşık sistemimizin içyüzünü anlamamda yardımcı oldu.
I didn't expect to master the intricacies of rocketry on my first attempt.
Roketin inceliklerine ilk denemede vakıf olamam ki.
Frank will explain their intricacies once you arrive.
Frank bunların dönüşünüz için nasıl çalıştığını anlatacak.
Well, Ms. Reed is very able, but I'm afraid she cannot possibly comprehend the intricacies of serving two masters simultaneously.
Bayan Reed çok kabiliyetli. Ama maalesef, aynı anda iki efendiye hizmet etmenin karmaşıklığını anlayamaz.
# Life and all its intricacies
# Hayat ve onun sürprizleri.
# Your life and all its intricacies
# Hayat ve onun sürprizleri.
I wondered if the man himself could help in unravelling the intricacies of his proof, but I'd been told that finding Perelman is almost as difficult as understanding the solution.
Perelman'ın kendi kanıtının inceliklerini çözmesinin ne kadar zor olacağını düşünürken, onu bulmanın da en az bu problem kadar zor olduğunu öğrendim.
The intricacies of your fates are meaningless.
Kaderlerinizdeki bu karmaşıklıklar anlamsız.
The intricacies of the bureaucracy, I can't get my head around.
Bürokrasinin entrikalari, bunlardan kafami alamam.
Let me unscramble the intricacies of it for you.
Sizin için bu karışıklığı düzelteceğim.
I swear to God that a toddler has a better understanding of the intricacies of chew, swallow, digest don't kill yourself on your TV dinner.
Yemin ederim ki tıpış tıpış yürümeye başlayan bir çocuğun bile çiğnemek, yutkunmak ve sindirmenin karmaşıklığı konusunda senden fazla kavrayışı vardır. TV seyrederken yemek yeme.
The intricacies of our nature can never be understood by just one woman.
Çünkü kadınlar evrendeki karmaşayı anlayacak yapıda değiller.
Even when my father was the Sheriff, I could not grasp the intricacies.
Babam Şerif'ken bile karşılıkları anlayamazdım.
I leave the intricacies to you.
Ayrıntıları sana bırakıyorum.
Besides French Kolet taught me the intricacies of the art of love making. But one day...
Kolet bana Fransızca ile birlikte aşk sanatının bütün inceliklerini öğretti.
You proceed to ingest this finery in the vain hope that your overmatched taste buds can somehow comprehend the delectable intricacies that face them.
Sen bu süslü şeyi midene doğru kendini beğenmiş bir umutla indirirken hernasılsa ısırdığındaki tadı yüzünde belirir.
Yeah. I spent eight years studying the intricacies of the human brain and what do I get to do when I graduate?
İnsan beyninin karmaşıklığını anlamak için sekiz senemi verdim ve mezun oldum da ne oldu?
The more I learn about intricacies of our universe, the greater my faith becomes.
bir jeolog olarak, çevremzideki gezegenlerle akıl almaz
My supplier knows the intricacies of my business, and I know the intricacies of those I do business with.
Tedarikçim benim işlerin karmaşıklığını bilir. Ben de iş yaptığım adamların karmaşıklığını bilirim.
Humphrey, the intricacies of our war games are too complex for prole like you to fathom.
Humphrey, savaş oyunlarımızdaki karışıklıklar senin gibi bir sondaj işçisinin anlaması için çok karışık.
But I think it's easy, from where you sit, to jump to conclusions, to twist the evidence. You don't see the intricacies.
Ama sanırım senin için oturduğun yerden sonuç çıkarmak olayları eğip bükmek daha kolay.
Do you want to help me with those intricacies?
Bu çelişkiler konusunda bana yardım etmek ister misin?
Yeah. The first three barely mention the intricacies of intergalactic trade law.
İlk üç film galaksiler arası ticaret hukuku anlaşmazlıklarından bahsetmiyordu bile neredeyse.
Uh, I can introduce you to Judy, who will then explain to you the intricacies of dispatch.
Sizi Judy'le tanıştırayım, sizlere sahaya çıkmanın zorluklarını anlatsın.
What could a 15-year-old possibly know about the intricacies of a relationship, about taking care of a family?
Hangi 15 yaşındaki çocuk bir ilişkinin inceliklerini ve aileye nasıl bakılacağını bilebilir ki?
Mr. Larkin, in your book, you admit to a sense of awe and reverence when you encounter the beauty of nature and the intricacies of the universe.
Bay Larkin, kitabınızda evrenin karmaşasında doğanın bir güzelliği ile karşılaştığınızda ona derin bir saygı duyacağınızı söylemiştiniz.
The simple intricacies of life.
Hayatın basit karışıklıklarına.
The intricacies of my operation, so that you cannot buy it?
- Sadece ayakları alışsın istiyorum. Evet, şirketimde sorun çıkarsınlar siz de almaktan vazgeçin, değil mi?
The intricacies of adult relationships. Yeah, anyways... Along with preparing for our Regional next week,
Evet, neyse gelecek haftaki yarışma hazırlıkları yanında bu haftayı bu bahsettiğim karmaşıklık hakkında kendimizi eğiterek geçirmemizi istiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]