English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Intrigue's

Intrigue's translate Turkish

85 parallel translation
What intrigue beneath that mask of innocence.
Bu masum maskenin altında ne entrikacısınız.
But it's possible you're beginning to intrigue me.
Ama ilgimi uyandırmaya başlamış olmanız gayet olası.
And so by the time your receive this, my dear Ambassador I shall be away from Ankara far away from intrigue and uncertainty and humiliation.
Siz bu mektubu almış olduğunuzda, sevgili Büyükelçi ben Ankara'dan uzakta olacağım entrikalardan, kuşkulardan ve aşağılamalardan uzakta.
He's a man who deals in political intrigue, secret information, treason.
Politik entrikalarla, gizli bilgilerle, vatana ihanetle uğraşan bir adam o.
Unless I miss my guess... sending that girl in to get me was a feminine intrigue of yours.
Tahminim yanlış değilse bu kızı bana göndermek, senin kadınsı bir entrikan gibi geliyor.
It's a homey little story of intrigue... jealousy, avarice, and fraud.
Entrika, kıskançlık, açgözlülük ve sahtekârlık üzerine küçük sevimli bir hikaye.
Tonight, we are presenting a tale of mystery and intrigue, laid in middle-class suburbia.
Bu gece size bir sır ve entrika öyküsü sunacağız, orta sınıf taşra bölgesinde geçiyor.
It's an intrigue, Dryden.
Bu bir komplo, Dryden.
Never, since Your Eminence's illness, has there ever been more intrigue and expectation in the court.
Kardinel Hazretleri'nin hastalığından beri sarayda fazla entrika ve beklenti olmadı.
- You know, you do intrigue me, Mr. Chuka.
- Biliyorum, beni ayartmaya çalışıyorsunuz Bay Chuka.
This is Commander Zheng and the Magistrate's intrigue
Bu kumandan Zheng ve Majestelerinin komplosu
- Her intrigue with that... barber's block.
- Şu berber kılıklıyla... yaşadığı aşk.
- I don't think there's any intrigue.
- Bir aşk ilişkisi olduğunu sanmıyorum.
The technical brilliance of Klinger's work its painstakingly studied detail, its use of black and white masses its fashionable though superficially treated themes of eroticism and despair, intrigue Munch and reinforces his desire to treat a similar cycle
Klinger'ın eserindeki teknik ihtişam titizlikle çalışılan detaylar, siyah ve beyaz tonların kullanımı sosyetik olsa da yüzeysel olarak erotizm ve ümitsizlik temaları Munch'u ayarttı ve aynı yöntemi kullanma hevesini körükledi.
The climb's gonna be hard enough without any intrigue.
Entrikalar olmadan da yeterince zorlu bir tırmanış bu.
You have an honest soldier's face, General... but you have come here to intrigue with me.
Sen dürüst bir askersin, General fakat buraya bir entrika çevirmeye gelmişsin.
Kepler was ill-suited for such games and the general climate of intrigue offended his sense of propriety.
Kepler bu tür oyunlardan iyice sıkılıp onun bencilliğinden rahatsız oldu.
Also they will be knowing that the accused was maintaining an intrigue with such a Mrs. Raikes, widow of a local farmer, what had convinced his mother doing a will in his favor, and what, when he thought that she had changed this will,
Ayrıca sanığın, bir çiftçinin dul karısı olan Bayan Raikes ile evlilik dışı ilişkisini de dinleyeceksiniz. Annesini, kendisinin lehine bir vasiyetname yazmaya nasıl zorladığını ve bu vasiyetnameyi değiştireceğini öğrendiğinde de onu öldürdüğünü ve yeni vasiyetnameyi yok ettiğini işiteceksiniz.
A tall, dark and handsome stranger falls madly in love with me and takes me away to a life of mystery and international intrigue.
Uzun boylu, esmer ve yakışıklı bir yabancı bana fena halde aşık olur ve beni gizemler ve entrikalarla dolu bir hayata sokar.
Intrigue, abduction, courage in the face of unspeakable suffering.
Entrika, kaçırılma, ifadesi zor acılar karşısında cesaret.
But as I heard more and more rumours of this contemporary phenomenon, the myth became a source of great intrigue.
Ne varki bu sıra dışı olay hakkında daha fazla şey duydukça benim için çok büyük bir merak kaynağı olmaya başladı.
Even if she's not, intrigue makes that heart pound.
Eğer değilse, entrika kalbine indirecek.
There's no mystery, no intrigue.
Ne gizem var, ne entrika.
- It's starting to intrigue me.
- Merakımı uyandırmaya başladı.
It's almost like a spy film in the intrigue... of this romantic encounter... between this guy that Calvin plays- -
Gizli bir aşk macerası içeren casus filmi gibi... romantik bir tesadüf gibi... Calvin'in oynadığı adam...
It is too late and I am too tired to give a shit about some pissant lieutenant's bad version of intrigue.
Bir teğmenin entrikalarının kötü yorumu hakkında yorumda bulunmak için çok geç ve ben çok yorgunum.
More intrigue on the high seas tonight... as dozens of local pirates were arrested... for protesting the yacht club's discriminatory policies.
Açık denizdeki daha fazla merak uyandıran olay ise... yerel yat kulübündeki ayrımcılığı protesto eden yerel korsanların tutuklanmasıydı.
The secrecy, the intrigue, it's most thrilling.
Bütün bu gizlilik, entirikalar çok heyecan verici.
Now adding further intrigue to the Brockett case is Justice Elizabeth Mallray's decision to recuse herself, citing an unspecified personal bias.
Brockett'in düştüğü durum karşısında Yargıç Elizabeth Mallray verdiği kararı kendine has yöntemleriyle tekrar gözden geçirecek.
Your ancient customs intrigue me. "
"Çok eski zamanlardan kalmış adaplarınız benim ilgimi çekiyor."
But when trekking through the galactic jungles One must steer clear of the cosmic, hot zones Places teeming with violence and intrigue.
Ancak, galaktik ormanlarda seyahat ederken kozmik sıcak bölgelerden ve şiddet ve entrika dolu yerlerden uzak durmak gerekir.
In the field of extrasolar planets, it seems each new discovery... creates a brand-newworld of scientific intrigue.
Güneş dışı gezegenlerin alanında ki her yeni bulgu bilime yeni bir dünya katar.
And that's very hard to do in a romantic comedy and it's why this a particular good one and I think the first and second acts lead right to a third act which uses that twist just a little more intrigue like maybe...
Romantik komedide yapması zor şey. Bu bakımdan özellikle iyi ve bence ilk ile ikinci hareket üçüncüsünü etkiliyor. Bu da biraz daha ilginç kılıyor.
It's got intrigue.
Entrika var.
It's all about singing, dancing, romance and intrigue.
Şarkı, dans, romantizm ve entrika üzerine.
Well, it kind of takes the intrigue out of breakingd so, why do you think tthat linoel search his deep, dark, murderous on Lana he left his office and came straight here.
Şey bu biraz karmaşık haneye tecavüz oldu. Sence Lionel neden derin ve karanlık sırlarını Lana'ya anlatsın? Ofisinden ayrılınca direk buraya geldi.
After all this intrigue, that's kind of a letdown.
Onca bilgiden sonra bu biraz hayal kırıklığı oldu.
Nothing like a little intrigue and reconnaissance to light up the night.
Hiçbir şey entrika ve bilgi sızdırma gibi gecemizi şenlendiremez.
So to add to the Lily intrigue, or help explain it I got a call about your investment. - The money's gone.
Lily'nin entrikasına ek olacak... ya da durumu açıklamaya yardımcı olacaksa yatırımınla ilgili tuhaf bir telefon aldım.
Chief, I found Mark Bernstein's, a. K. a. Intrigue's, bio on Wikipedia.
şef, Mark Bernstein's, nam-ı diğer Entrika'nın internetten biyografisini buldum.
Okay, Lieutenant Provenza, a search warrant for Intrigue's residence and the apartment of our lady of the screams, Marie Morgan's, as well.
Pekala, Teğmen Provenza, bir arama izni çıkartılsın Entrikanın dairesi ve çığlık kraliçesi bayanın dairesi için.
That was one of Intrigue's rules.
Bu onun kurallarından biriydi.
I found Intrigue, I developed the show, and the pilot was testing off the charts.
Entrika'yı ben buldum, Şovu ben ortaya çıkardım, ve deneme bölümü tüm sıralamaları alt üst etti.
Part of Intrigue's deal in making this new television show was stopping all of that.
Yeni TV şovunda Entrika Kardeşlerin anlaşması bunlara bir son vermelerini gerektiriyordu.
I think it could tell us a lot, but someone added a boot password blocking access to Intrigue's files.
Bize çok şey anlatabileceğini düşünüyorum, ama birisi Entrika'nın dosyalarına girmeyi engellemek için şifre koymuş.
We may never know exactly what Mark Bernstein, A.K.A. Intrigue, was thinking as he walked from the structure's single stairwell to his BMW, parked in this unassigned guest spot on parking level 2 of 3.
Mark Bernstein ya da nam-ı diğer Entrika'nın bina içindeki kolonlar arasında yürürken ve ziyaretçilere tahsis edilmemiş 3. katın 2. bölümündeki park yerinde duran BMW sine giderken ne düşündüğünü asla bilemeyebiliriz.
What is on Intrigue's computer that will give us the other half?
Entrika'nın bilgisayarında parçaları tamamlayacak ne vardı?
And Intrigue's brother also drove a black BMW?
Ve Entrikanın kardeşi de aynı arabadan mı kullanıyordu?
Well, look, Ms. Pappas, all I need to know is if you'd be willing to testify about Ms. Morgan's ongoing affair with Intrigue.
Şey, bakın, Bayan Pappas, tek bilmem gereken Bayan Morgan ile Entrika'nın süren ilişkileri konusunda ifade verip vermeyeceğiniz.
I don't want or need an attorney because you have absolutely nothing linking me to Intrigue's death.
Hiçbir şey ya da avukat istemiyorum çünkü kesinlikle beni Entrikanın ölümüyle ilişkilendiremezsiniz.
Your own audience testing, which we just printed off of Intrigue's laptop showed that they didn't just hate the show, they loathed the concept and the star.
Kendi reyting testlerinize göre ki bunlar az önce Entrikanın dizüstü bilgisayarından çıkartıldı şovdan sadece nefret etmiyorlardı, Tamamiyle iğreniyorlardı hem şovdan hem de yıldızından.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]