English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Intrigues

Intrigues translate Turkish

132 parallel translation
[man] Something intrigues me more.
Bir şey aklımı daha çok kurcalıyor.
" One item on your list intrigues me :
İlgilenmiyor muymuş? Listenizdekilerden sadece biri beni ilgilendiriyor :
And in the future, do not make me a party to your low intrigues.
Ve gelecekte, beni aşağılık entrikalarına alet etme.
Prince, I'm not sure if I am born for victories, but certainly not for intrigues.
Prens, ben zaferler için doğduğuma emin değilim, ama kesinlikle entrikalar için doğmadığıma eminim.
I see it intrigues your fancy.
Dahası var, anlatayım mı?
In view of the fact that this family refuses to let me in on their little intrigues I'll handle the telephone in my own way.
Bu ailenin, beni gizli entrikalarına dahil etmediğini gördüğüme göre telefon meselesini kendi yöntemimle halledeceğim.
The mystery of her disappearance probably intrigues him.
Emily'nin kayıp olmasının gizemi büyük ihtimalle onda merak uyandırıyordur.
I'm too old a man to have any illusions about the constancy of women, or to be seriously disturbed by the lack of it but when your intrigues start interfering with my plans that's something else again.
Ben, kadınların bağlılık konusunda hayal kurmak ya da bu eksiklikten dolayı rahatsızlık duymak için çok yaşlı bir adamım ama senin entrikalarının, benim planlarımla karışmaya başladığında bu farklı bir şeydir.
- Away from the wars, the intrigues the fears.
- Savaşlardan, entrikalardan...
Corruption, intrigues, slavery.
Yozlaşma, entrika, kölelik.
I don't like intrigues.
Entrikalardan hoşlanmam.
Empires are made with iron, not with women's intrigues.
İmparatorluklar kadınların entrikalarıyla değil kılıçla kurulur.
Frank's amorous intrigues are world-class.
Frank'in şehvetli entrikaları bir numaradır.
A woman so bright, forced to live in the middle of intrigues, along with a vulgar husband, corrupted by madness.
Senin gibi görkemli bir kadın entrikaların içinde yaşamak zorunda! Kaba bir koca ile delilikler içerisinde!
I'm surrounded by intrigues and dangers, by all those double-faced men!
Etrafım entrika ve tehlikelerle çevrili, üstelik ikiyüzlü erkekler tarafından!
Not for all the Gordons, the sentimentalists... the plots, the intrigues.
Hepsi için Gordon'lar, hislerine fazla kapılanlar, komplocular, fesatçılar...
And at the heart of these intrigues, the hand of Mr. Fouquet is always seen.
Ve bu entrikaların merkezinde, Bay Fouquet'nin eli görülüyor.
He won't exactly grace the table... but he intrigues me.
Kesinlikle masaya teşrif etmeyecektir... ama beni şaşırtabilir de.
Dragging me into your sordid intrigues.
İğrenç entrikalarına beni de alet ediyorsun.
That's why Kahlenberge intrigues me the most.
Bu yüzden en çok Kahlenberge kafamı karıştırıyor.
Your proposition intrigues me, Mr Hand.
Teklifiniz ilgimi çekti, Bay Hand.
There's something here that troubles me, and intrigues me.
Bu otelde beni allak bullak eden, ve alıkoyan bir şeyler var.
Isa, disgusted by your intrigues, shot at you, and the brave Alberic made it look like it was a military attack.
Isa, sizin entrikalarınızdan bıkmıştı ve sizi vurdu cesur Alberic'de bunu askeri bir hadise gibi gösterdi.
She intrigues us.
Bizi heyecanlandırıyor.
Let's just say there's something in Kevin that intrigues me.
Kevin'de ilgimi çeken bir şeyler var diyelim.
The thing which intrig intrigues me most about this case is the pistol.
Bu davada beni en çok rahatsız eden şey tabanca.
You know what most intrigues me is why Fernando was so adamant about you giving your mother the drops
Biliyor musun, en çok Fernando'nun damlayı senin vermen... konusunda neden bu kadar ısrar ettiğini merak ediyorum?
Real power was in the hands of a family of hereditary regents ; the emperor's court had become nothing more than a place of intrigues and intellectual games.
Esas güç hanedan kani tasiyan bir ailedeydi... imparatorun bahçesi her türlü dolabin çevirildigi, zeki oyunlarin oynandigi bir yer olup çikmisti.
- The place intrigues me.
- Orası bana heyecan veriyor.
my name is He-man that sword you carry intrigues me He-man it feels as if it would made just for me i thought it was and now you don't?
- Benim adım He-man. Taşıdığın bu kılıç ilgimi çekiyor He-man. Benim için yapılmış gibi geliyor.
It's the human future which intrigues us.
Bizi asıl şaşırtan, insanlığın geleceği.
Intrigues, cunning, scheming, cuckolding, the whole works!
Entrikalar, kurnazlık, dalavere boynuzlamak, tüm yapılanlar!
One thing intrigues me.
Bir şey merakımı uyandırdı.
All your intrigues...
Bütün o gizli ask maceralarin...
This case intrigues me.
Bu olay çok ilgimi çekti.
I don't know what intrigues her more :
Onu ne daha çok ilgilendiriyor bilmiyorum :
He intrigues me, this Picard.
Bu Picard beni çok şaşırtıyor.
Archer's fiancée was innocent of all these intrigues and of much else.
Archer'ın nişanlısı bu dolaplardan ve pek çok şeyden habersiz masum bir kızdı.
You and your intrigues.
- Sen ve şu dalaverelerin.
How are we going to proceed with these people, these intrigues?
Bu insanlarla nasıl devam edeceğiz?
This Mr. Sherlock Holmes intrigues me.
Bu Bay Sherlock Holmes, benim ilgimi çekti.
One thing intrigues me, why a woman as lovely as you who wields such power over men needs the protection of anyone?
İlgimi çeken bir şey, Niçin erkekler üzerinde bu kadar gücü olan sizin gibi hoş bir kadının bu kadar korunmaya ihtiyacı var?
I saw intrigues and love stories.
Gönül maceraları ve aşk hikayeleri gördüm.
Debauches, intrigues, seductions!
Çapkınlıklar, entrikalar, aldatmalar!
Lennier said that Valen was a Minbari not born of Minbari. That intrigues me.
Lennier de Minbari olarak doğmamış bir Minbari olduğunu söyledi.
Your Appetite For Blood Intrigues Me.
Kana olan iştahın beni heyecanlandırıyor.
What you say intrigues me.
Söyledikleriniz ilgimi çekti.
I've grown rather fond of our intrigues together.
Birlikte yapacağımız entrikaları daha çok seveceğim.
Do you honestly think these games and intrigues are going to win you a crown?
Bu oyun ve entrikalarla bir taç kazanabileceğinizi mi sanıyorsunuz?
Actually, this room intrigues me.
Aslında, bu oda benim ilgimi çekti.
Nobody said a word and I am always informed of intrigues.
Kimsenin ağzından tek bir laf bile çıkmadı ve benim her zaman entrikalarla ilgili bilgim vardır. Kimse bana bir şey söylemedi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]