English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Introvert

Introvert translate Turkish

45 parallel translation
Dr. Talbot says that you're an extrovert and I'm an introvert.
Dr. Talbot'a göre, sen dışa dönük biriymişsin, ben de içe dönükmüşüm.
An introvert, you dummy!
İçe dönükmüşüm, aptal!
Introvert your decibels.
Ses şiddeti sana doğru.
That might make me look like an unpleasant introvert.
Bu beni sıkıcı içe kapanık biri gibi gösteriyor olabilir.
Munch now prepares himself again for the public and the critics often in the introvert company of Sigbjorn Obstfelder, the poet and Jorgen Sorensen, the crippled artist,
Munch tekrar kendini halk ve eleştirilere hazırlar. Genellikle içine kapanık biri olan Sigbjorn Obstfelder'in şirketi ve sakat bir şair olan Jorgen Sorensen.
Compared to which the introvert art of scribbling wishfully the occupation of... of a fool?
Acele ile yapılan içe dönük sanatla karşılaştırıldığında arzulu bir şekilde meşgul olan... Bir aptaldır.
People say you're quiet, a bit of an introvert. Well?
Senin için sessiz ve içine kapanık biri diyorlar, ne dersin?
How would you prefer? "Introvert, sadist, mind-fucker"?
Ne olsun isterdin? "İçine dönük, sadist, akıl karıştırıcı" mı?
"an introvert."
İçine kapanık birisi
Prone to stealing, introvert.
Hırsızlığa meyilli, içine kapanık bir çocuk.
But Mister Mildly Neurotic Introvert with a highly sensitive ego... he has something.
Ama biraz evhamlı ve içine kapanık, hassas bey bir şey buldu.
Speaks to an introvert with some capacity for remorse.
Vicdan azabı duyan içine dönük biri olabilir.
Your introvert is having a heart attack.
İçine kapanık müvekkiliniz kalp krizi geçiriyor.
I am much more introvert than you are!
Ben senden daha içe kapanık birisiyim!
By nature or by disinterest, there is always an introvert.
Doğa veya ilgisizlik sebebiyle, her zaman bir içe dönme hali vardır.
He became introvert.
İçine kapandı.
I've had enough of this brooding introvert shit, okay?
Bu kara kara düşünen içine kapanık boktan bıktım, tamam mı?
This is probably not the time but Cecilie thinks Laura seems stressed and introvert.
Şimdi sırası değil ama Cecilie, Laura'nın sıkıntılı ve içe kapanık olduğunu düşünüyor.
You know I'm an introvert!
İçe dönük olduğumu biliyorsun!
An introvert.
İçe kapanık biri.
And I was always a bit of an introvert, you know, a private person.
İçime kapanık biri olmuşumdur hep bilirsin işte, mahremiyetine önem veren.
Today's mystery ingredient says : "I'm an introvert who handles stress poorly."
Bugünün gizemli malzemesi diyor ki :'Ben kötü stresle baş eden içine kapanık biriyim.'
You don't look like an introvert.
Sen pek içine kapanık biri gibi görünmüyorsun.
He's an introvert.
İçe kapanık biri.
In grade school she was wild and popular, and I was an introvert with braces.
Ortaokuldayken o vahşi ve popülerdi, bense dişlerinde tel olan içine dönük bir kızdım.
My daughter was an introvert... very private.
Kızım içe kapanıktı... kendini pek açmazdı.
She really was an introvert.
Gerçekten içine kapanıkmış.
He was just different, became an introvert, and even helped me with the cleaning.
Farkliydi, içine kapanmisti.. Hatta temizlik islerime yardim bile etti.
The Betty Harris I remember, she was a shy introvert.
Benim tanıdığım Betty Harris utangaç, içine kapanık biriydi.
Everything in the unsub's behavior points to an extreme introvert.
Şüphelinin davranışları aşırı içe dönüklüğü gösteriyordu.
Whereas Zoe was the smart, cynical introvert.
Fakat Zoe, akıllı ve şüpheci olan içine kapanık ikizdi.
I'm an introvert by nature, brother.
Hiç içine dönük biri olmadım kardeşim.
You're such an introvert.
Sen çok içine kapanıksın.
And you are the hipster, techie genius who's an introvert.
Sen de hipster, teknoloji dâhisisin ve içine kapanıksın.
He has always been an introvert.
İçine kapanık biriydi.
It's about a shy introvert, socially inept, suggestible child.
Burada söz konusu olan, utangaç, içine kapanık sosyal becerileri gelişmemiş, kolaylıkla yönlendirilebilen bir çocuk.
Sitting here by yourself like a little introvert.
Kendi kendine içine kapalı bi şekilde oturuyorsun.
A complete introvert.
Tamamen içine kapanık birisi.
Well, I recently took the Myers-Briggs personality test, and it turns out I'm an introvert.
Kısa süre önce Myers-Briggs kişilik testini yaptım. Meğer içe kapanık biriymişim.
No, he's not an introvert.
Hayır, değil.
And we profiled Yates as an introvert with limited social skills.
Profile göre Yates içine kapanık ve sosyal becerileri zayıf.
Jody Wilson was an introvert with limited social skills, too.
Jody Wilson da içine kapanık ve sosyal becerileri zayıf biri.
[narrator] Ever the introvert, Lionel gravitated toward journalism, which allowed him to speak volumes without having to say actual words.
Her daim içine kapanık Lionel, ağzından kelimeler çıkmadan çok şey ifade etmesini sağlayan gazeteciliğin çekimine kapıldı.
You're an introvert, recluse... secretive.
yaşamanın yolu.
Maybe he's an introvert, too.
- Belki o da içe kapanıktır.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]