English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Inviolable

Inviolable translate Turkish

35 parallel translation
Is stopped, is sacred, inviolable.
Durdurulamaz, dokunulamaz, kutsaldır.
This interchange of love, I here protest, upon my part shall be inviolable.
İşte burada yeminle söylüyorum, karşılıklı sevgimiz benim için asla son bulmayacak.
A cool serenity, an inviolable security?
Harika bir dinginlik, bozulmaz güvenlik mi?
- Sacred and inviolable.
- Kutsal ve çiğnenemez.
The interior of my ship is inviolable.
Gemimin iç kısmına girilemez.
What you do not know and must now be told is that my command orders on this subject are precise and inviolable.
Şimdi size şunu söylüyorum, tüm emirlerime kesin itaat etmelisiniz.
Let everything else go to hell, but this will remain inviolable.
Herşeyin canı cehenneme, ancak bu dokunulmazlık sağlar.
The we should have left the fierce decision... that hides behind inviolable limits of cold.
"Çok kararlıydın, bizi terk edecektin." "Soğuk dokunulmaz sınırların arkasında gizlendin."
This land is hard and inviolable.
Burası zor, dokunulmaz bir yer.
Dresden, a beautiful imponent e city-museum, that the war little affects and whose inhabitants considered inviolable, technician became in terms a case serious of on-bombardeamento.
Dresden. O âna dek savaşın pek de yanına ilişmediği sakinlerinin bir şekilde kutsal olduğuna inandığı o müthiş, güzel ve tarihî şehirde uzmanların deyimiyle taş üstünde taş kalmamıştı.
The estate is inviolable!
Bu mülk dokunulamazdır!
The goods of a brother inviolable are except yielded full liking.
Müslümanın malı ve canı, müslüman kardeşinden emindir.
"The goal of all political associations is to safeguard... "... man's inviolable rights
Tüm siyasi kurumların amacı insanın doğal... ve tecavüz edileme haklarını korumak ve kollamaktır.
The so-called'compartmentalisation'of the various clandestine structures constitutes a curtain, an inviolable wall preventing knowledge of the most terrible secrets of the organisation.
Sözde "bölümlendirme" çeşitli gizli perdeleri olan yapılar oluşturur ve bu duvarın önlenmesi organizasyonun en güçlü sırrıdır.
Freedom is an inviolable right.
Özgürlük çiğnenemez bir haktır.
We are doing everything day and night to make our front line inviolable.
Hatlarımızı geçilmez yapmak için gece gündüz uğraşıyoruz.
If he were to cover an Arab mare, it would be viewed as a most inviolable blemish.
Eğer bir Arap kısrağına musallat olursa, bu en zalimce bir lekeleme olarak görülecektir.
Nothing. An old text from the period... says the treasure's protected by an inviolable mechanism.
Eski bir metinde hazineyi bir mekanizmanın koruduğu yazılı.
For my part I shall believe my oath of allegiance to the throne to be a thing inviolable..... and that whatever the faith of the successor to the throne, his pre-eminence in the royal lineage must hold sway over all other considerations.
Benimle ilgili olarak, inanıyorum ki krala olan bağlılık yeminim ve kralın yaverinin inancı her ne olursa olsun onun kraliyet soyundaki üstünlüğü hep devam etmeli, her ne olursa olsun.
- -That is our inviolable rule.
Bu, genel bir kuraldır. Evet, efendim!
It shall be the duty of the State to confirm and guarantee the fundamental and inviolable human rights of individuals.
Bunu garantilemek ve sağlamak devletin görevidir. Bireylerin temel insan hakları dokunulmazdır.
- "Inviolable Dragon".
- "Karşı gelinmez Ejderha".
Well... the question he does pose is... if God created the world, how do we know what things we can change, and what things must remain sacred and inviolable?
Aklındaki soru eğer Tanrı dünyayı yarattıysa, değiştirebileceklerimiz ile bozulmaması ve kutsal kalması gerekenleri nasıl bileceğiz?
Nobel's will is inviolable... - and yet crime is committed against it repeatedly.
Nobel'in vasiyeti tartışılmazdır... ama yine de ona karşı sürekli suç işlenmektedir.
Nobel's will is inviolable... - you still crime is committed against it repeatedly.
Nobel'in vasiyeti çiğnenemez... ona karşı sürekli suç işleniyor.
'For me, the Fuehrer was an inviolable personality -'the Fuehrer of the German Reich.
Bana göre Führer'in dokunulmazlığı vardı Nazi Almanyası'nın Führer'i.
I only ask that you deposit a letter, at the post office in Marksville and that you keep the action an inviolable secret forever.
Marksville'deki postaneye bir mektup götürmenizi istiyorum. Ve bunu sonsuza kadar bir sır olarak saklamanızı.
An order is inviolable for a German.
Bir Alman emirlere asla karşı gelmez.
- as an inviolable line?
-... belirledi?
"For the protection and good of all, gates are inviolable."
"Herkesin iyiliği ve güvenliği için, kapılar bozulamaz."
The sacramental seal is inviolable.
Kutsal yemin çiğnenemez.
And I give you my word... my commitment to you is inviolable.
Ve sana söz verdim, sana olan bağlılığım çiğnenemez.
She said you should trust that her commitment to you remains inviolable... and that this is no betrayal... but an act of love.
Size olan sonsuza bağlılığına itimat etmeliymişsiniz. Size ihanet etmiyor. Sevdiğinden böyle yapıyor.
Congratulations, sir'inviolable'.
- Ciddiyim
'For me, the Fuehrer was an inviolable personality -'the Fuehrer of the German Reich.
Eğer orman içindeyken yerleri saptanıp saldırıya uğrarlarsa kesin olan bir şey vardı ki, Almanya bütün savaşı kaybederdi. Askeri tarihin en büyük kumarlarından biriydi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]