Invisible translate Turkish
4,239 parallel translation
Invisible, indestructible, and completely inescapable.
Görünmez, yok edilemez ve kaçılamaz bir kubbe.
I just don't have the luxury of being invisible.
Görünmez olma lüksüne sahip değilim.
Invisible, but powerful.
Görünmez ama güçlü.
Remember, we are the Invisible Hand.
Unutma, biz görünmeyen eliz.
If you want to stay alive - stay invisible.
Eğer hayatta kalmak istiyorsanız, görünmez olun.
Okay, she just walked through a glass door, which is somewhat ironic building up to an invisible primary, and she is temporarily insane on a cocktail of happy pills.
Bir cam kapıya daldı ki bu biraz ironik çünkü görünmez ön seçimlere doğru yol alırken gerçekleşti. Ve uyuşturucu kokteylinden dolayı geçici olarak aklını kaçırdı.
The youth of today society turns its back on the young makes them invisible.
GÜNÜMÜZ GENÇLığı Toplum gençlere sırt çeviriyor. Onları görünmez kılıyor.
I traded it for my invisible dinosaur.
Görünmez dinozorumla takas ettim.
If your target isn't completely careless, most signs you'll find will be small, almost invisible. Just a bit of disturbed earth or a bent branch.
Hedefiniz tamamen dikkatsiz değilse, bulabileceğiniz çoğu iz görülmeyecek derecede küçük olacaktır bir parça değişik yüzey şekli ya da ezilmiş biraz çalı.
I'm off! I'm practically invisible.
Neredeyse görünmezim.
- Is it invisible?
- O görünmez mi?
What's the secret to finding an invisible killer?
Görünmez bir katili nasıl bulabilirsiniz?
With the latest update on "the invisible reaper."
"Görünmez Deşici" ile ilgili son gelişmeleri bizlerle paylaşacak.
"The invisible reaper"?
Görünmez Deşici mi? Ne yapıyor bu kadın?
The killer still at large known as the invisible reapert are Jennifer britton, a profiler with the FBI's behavioral analysis unit, neuroscientist Dr. Daniel Pierce, and Dr. Robert mills, psychologist and author of "the mind's eye."
Görünmez Katil'i konuşmak üzere bugün programımıza katılanlar ; Jennifer Britton, FBI Davranış İnceleme Birimi'nde profil uzmanı. Sinirbilimci Dr. Daniel Pierce.
You're a walking fucking billboard, and I'm supposed to be invisible, remember?
Yürüyen reklam panosu gibisin. Ama benim de görünmez olmam gerek, hatırladın mı?
An invisible cat, a hookah-smoking caterpillar, food and drink capable of altering your physical form, a murderous red queen.
Görünmez bir kedi. Nargile içen bir tırtıl. Fiziksel biçimini değiştirebilen yiyecek ve içecekler.
The success of our group lies in being invisible.
Grubumuzun başarısı görünmez kalabilmemizde saklı.
We remain invisible not by winning conflicts, but by avoiding them.
Görünmezliğimizi çatışmaları kazanarak değil onlardan kaçınarak sağlıyoruz.
At the end of Hester's first day at the house, she'd already formed a strategy for dealing with her as yet invisible charges.
Hester, evdeki ilk gününün sonunda bizimle başa çıkmak için bir strateji oluşturmuştu bile.
Yeah, to the magic invisible barn.
Sihirli, görünmeyen bir ahırı mı?
Invisible laser web.
Görünmez lazer ağ.
- I don't know, I can't see it. Well, it looks invisible to me.
- Bana görünmez görünüyor.
Security here is better than anywhere else in the world. Sir, they'll be invisible to the system, but we have intel that says these people are already here. RICHMOND :
Buradaki güvenlik dünyanın her yerinden daha sağlamdır.
Invisible ink!
Görünmez mürekkep!
If you want to stay alive, stay invisible.
Hayatta kalmak istiyorsanız, görünmez olun.
parasites are very tiny insects Almost invisible to the eye
Parazitler gözle görülemeyecek kadar küçük canlılardır.
This stick insect relies on camouflage to make it invisible, but that too comes at a cost.
Bu cadı çekirgesi görünmez olmak için kamufle olmaya bel bağlıyor. Ama bunun da bir bedeli var.
But some bugs have such perfect camouflage they're virtually invisible, even though they're totally exposed.
Tamamen savunmasız olsalar da mükemmel bir çeşit kamuflaja sahip olup neredeyse görünmezdirler.
Its irregular shape makes it hard for other predators to spot it..... and makes it virtually invisible to its prey - ants.
Biçimsiz şekli onu, diğer avcı hayvanların fark etmesini zorlaştırıyor. ... Neredeyse bunu da, karınca avı için görünmez kılıyor.
I'm invisible?
Görünmezim, ha?
But you know, last time I checked, even Deltas can't turn invisible.
Ama, sende bilirsinki en son kontrol ettiğimde, Delta'lar bile görünmez değildi.
Mom and dad treated me like I was invisible, but you always believed in me, even when other people thought I was crazy.
Annemle babam bana sanki görünmez biriymişim gibi davrandı ama sen bana inanmaktan hiç vazgeçmedin. Başkaları deli olduğumu düşünse bile.
Mom and dad treated me like I was invisible, but... you always believed in me
Annemle babam bana sanki görünmez biriymişim gibi davrandı ama sen bana inanmaktan hiç vazgeçmedin.
- Um, she's the Invisible Girl.
- O Görünmez Kadın.
"Big guy?" what is he, the Invisible Man?
"Koca oğlan" mı? Kim bu, Görünmez Adam mı?
Oh, but if not, you should get an Invisible Man.
Ama eğer yapmazsa bir Görünmez Adam edinmeniz gerek.
I'm the Invisible Man.
Ben Görünmez Adam.
I got pantsed by the Invisible Man!
Görünmez Adam tarafından pantolonum indirildi!
But that does mean you might lose some of your invisible friends.
Ama bu, görünmez arkadaşlarının bazılarını kaybedebileceğin anlamına gelir, değil mi?
Think of it as an invisible leash.
Görünmez bir bağ olarak düşünün bunu.
- So how do we track a ship that turns completely invisible?
Peki, tamamen görünmez olabilen bir gemiyi nasıl takip edeceğiz?
It's basically an invisible wall of protection around the entire house, and hopefully, each of us.
Bu, temelde, evin etrafında ve umarım hepimizin de etrafındaki görünmez bir koruma duvarı.
Think of it as an invisible leash.
Görünmez bir tasma olarak düşünün.
They recorded every digit in invisible ink.
Her bir rakamı görünmez mürekkeple kaydetmişler.
Think of it as an invisible leash.
Bunu görünmez bir bağ olarak düşünün.
- Invisible.
- Görünmezler.
Wait, invisible?
Bekle, görünmez mi?
But it was so fast, my axe was invisible.
Ama çok hızlı olduğumda, baltam görünmez bir hale bürünmüştü.
"Everything essential is invisible."
"Şart olan her şey hep görünmezdir" derdi.
I'm right here, but I'm invisible.
görünmezim!