Iooking translate Turkish
266 parallel translation
Well, now, I never thought I was good-Iooking.
Şey, aslında, hiç yakışlı biri olduğumu düşünmedim.
- What queer-Iooking boats.
- Ne garip görünüşlü tekne bunlar.
- I saw a weird-Iooking individual go in there.
- Oda da tuhaf görünüşIü bir adam gördüm.
Not a bad-Iooking layout.
Fena tasarlanmamış.
Well, they're swell-Iooking numbers to me.
Öyle mi? Bu rakamlar bana harika görünüyorlar.
You thought she was the most distinguished-Iooking woman on the boat.
Gemideki en farklı görünüşlü bayan olduğunu söylemiştin.
I say, aren't they awful-Iooking creatures?
Çirkin yaratıklar değil mi?
Oh, this one was a very jolly-Iooking old lady, sir.
Çok tatlı, yaşlı bir bayanın fotoğrafı.
I said I shall not choose the better-Iooking one but the one who was more prominent in battle.
Güzel bakışlı olanı değil,.. ... savaşta en iyi olanı seçeceğimi söylemiştim.
Sister Bessie, you sure are a fine-Iooking woman.
Rahibe Bessie, görünüşüne diyecek yok.
He's very good-Iooking.
Çok yakışıklı biri.
She's good-Iooking.
Güzel kızmış.
You may not be the smartest, Arthur, but you're the best-Iooking.
En zekileri sen olmayabilirsin Arthur ama en yakışıklılarısın.
- That's a good-Iooking filly, isn't she?
- Güzel bir kısrak, değil mi?
What a great, big, good-Iooking guy he turned out to be.
Harika, kocaman, yakışıklı bir erkek oldu.
What would you find up there besides a good-Iooking girl?
Güzel bir kızdan başka orada ne bulacaksınız ki?
What a weird-Iooking thing.
Ne garip görünümlü şey.
You're not so bad-Iooking.
Fenâ görünmüyorsunuz.
He's a good-Iooking boy, Roberto, isn't he?
Roberto çok yakışıklı bir çocuk, değil mi? Ondan hoşlanıyor musun?
I have rarely attended a meeting in any of our branches which could boast of so many evil-Iooking sinners.
Şubelerimizin hiçbirinde bu kadar çok sayıda kötü görünüşlü günahkârın bir araya toplandığını görmemiştim.
Say, any reason I can't have one of those wicked-Iooking mixtures... Mr. Tasker's consuming?
Bay Tasker'in içtiği günah dolu karışımdan içmemin bir mahsuru var mı?
You don't puzzle me none, Little Miss Sweet-Iooking.
Daha fazla kafamı bozamazsın minik bebek yüzlü canavar.
Maybe The Creeper isn't strange-Iooking at all.
Belki Sürüngen o kadar da garip görünüşlü birisi değildir.
I'm ordinary-Iooking... I'm over 30, I'm not amusing.
Sıradan görünüşlüyüm 30'umu geçtim, eğlenceli değilim.
Men in plain clothes, a funny-Iooking lot
Nasıl adamlar? Sivil giyimli, garip görünüşlü adamlar.
Boy, some fancy-Iooking place.
Vay canına, gerçekten çok lüks bir yer.
When you used to water-ski, you were good-Iooking, tanned, muscular. You were successful.
Su kayağı yaptığın zamanlarda çekici, bronz tenli, adaleli biriydin.
He's a tall, good-Iooking boy.
Uzun boylu, yakışıklı.
You are quite a decent and good-Iooking girl.
Çok düzgün ve hoş bir bayansınız.
He was awfully good-Iooking, with a big beard.
Koca sakalıyla oldukça güzel görünüyordu.
- Quick, you ain't getting better-Iooking.
- Daha yakışıklısını bulamazsın.
ApIump, respectabIe-Iooking brunette.
Dolgun, saygın görünüşlü bir esmer.
Fashioned with a knife... red flannel, miIitary-Iooking.
Bıçakla kesilmiş gibi duran kırmızı bir iç çamaşırı, askerlerin giydiğine benzeyen.
My wife isn't bad-Iooking.
Karım hiç de çirkin değil.
He's a good-Iooking guy who claims he can have any girl.
Her kadına sahip olabileceği iddialarındaki yakışıklı birisi.
A foul and depraved-Iooking lot, Bailiff.
İşte mübaşir, düşmüş ve ahlaksız bir grup insan.
They're better-Iooking than the French.
Fransızlardan daha iyi görünümlüler.
If they were at least good-Iooking.
Bari, bir şeye benzeselerdi!
Phooey, you're so plain-Iooking.
Ohh, çok sade!
even if every man, woman, and child held hands together and prayed for us to win, it just wouldn't matter, because all the really good-Iooking girls would still go out with the guys from Mohawk, 'cause they got all the money!
Çok iyi yarışıp bir hafta on gün için burnumuz kanayacak kadar iyi oyanıp kazansak bile yukarıdaki Yüce Tanrımız çıkıp elini kampımızın üzerine koysa bile her erkek, kadın ve çocuk bir araya gelip kazanmamız için dua etse bile hiç önemli değil çünkü bütün güzel kızlar yine de Mohawk Kampındaki erkeklerle çıkardı çünkü para onlarda!
Billy's a good-Iooking kid.
Billy yakışıklı bir çocuk.
Billy's good-Iooking, he's strong.
Billy de yakışıklı, güçlü.
Am I good-Iooking?
Güzel mi görünüyorum?
I noticed you got a pretty alkaline-Iooking soil out there.
Dışarıda toprağın bayağı alkalinli göründüğünü fark ettim.
She was with this crazy-Iooking guy... wearing an explorer's hat and breeches.
Yanında kaşif şapkası ve pantolonu olan tuhaf bir adam varmış.
You have really grown into a fine-Iooking woman.
Çok güzel bir kadın oldun.
I don't feel very fine-Iooking.
Ben öyle hissetmiyorum.
The good-Iooking one...
Yakışıklı olan...
The good-Iooking one.
Yakışıklı olan.
Well, that's certainly a cheerful-Iooking little group.
Evet bu kesinlikle neşeli küçük bir grup.
Smart, good-Iooking
Akıllı, güzel görünümlü.