English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Irascible

Irascible translate Turkish

25 parallel translation
You know what newspapermen are like : crusty, bitter, irascible.
Gazetecileri bilirsiniz, huysuz, sert ve sinirli olurlar.
He's too, uh, kvetchy. He's being irascible.
Her şeyden şikâyet ediyor, hemen kızıyor.
- Nervous and irascible.
- Gergin ve huysuz.
If you hadn't seen your wife and child for two months, you'd be irascible too.
Eşini ve çocuğunu 2 ay boyunca görmeseydin sen de huysuzlaşırdın.
All right, you irascible bunny.
Seni huysuz tavşan!
Anyone who diturbed the Archduke's peace at Konopicht, by trespassing on his land as unsuspecting trippers sometimes did on Sundays, had to reckon with being shouted at by an irascible and almost apoplectic proprietor, who threatened to shoot anyone who dared set foot in his grounds a second time.
Bazı pazarlar, masum seyyahların yaptığı gibi arazisine izinsiz girerek Arşidük'ün Konopicht'teki huzurunu bozanlar, topraklarına ikinci kez girmeye cesaret edenleri öldürmekle tehdit eden öfkeli ve hemen kızıveren bir toprak sahibi tarafından azarlanmayı hesaba katmalıydılar.
I'm looking for a family with maybe a bearded irascible dad with a heart of gold.
Sakallı ve çabuk sinirlenen ama altın kalpli bir babası olan bir aile arıyorum sanırım.
Whiskey always makes me feel... irascible.
Viski her zaman... huysuz hissetmeme neden olur.
Is she still surly and irascible?
Hala huysuz ve aksi mi?
You're mean, irascible, arrogant...
Sen adi, sinirli, küstah...
Irascible.
Hiddetli.
That's what I did, Transformed myself into a mean-spirited, stubborn, Irascible hornet.
Bu benim kendimi, uysal bir ruhtan inatçı, huysuz bir hayvana dönüştürmek için yaptığım şey.
Which he started, which means he's both irascible and stupid.
Demek ki hem çabuk öfkelenen hem de aptalmış.
But sometimes those things tend to break apart, especially when you've got irascible personalities and particularly when you have, you know,
Bazen bu tarz şeyler parçalanmalara yol açabiliyor. Bilhassa çabuk parlayan bir kişiliğin varsa ve özellikle buna sahipken.
Now the Northerner is a friendly sort by nature, but will become irascible if they feel taunted.
Kuzeyliler, doğalarına göre cana yakındırlar ama alay edildiklerini hissederlerse çabuk sinirlenirler.
Your friend, Joe- - was he an irascible type?
Arkadaşınız, Joe- - çabuk sinirlenen bir kişi miydi?
If you and Ms. Shaw could visit some of his more irascible clients, I'll text you their names and addresses on my way.
Siz ve Bayan Shaw daha kolay sinirlenen müşterilerini ziyaret edebilirseniz isimlerini ve adreslerini size giderken veririm.
You know, to pull off this irascible genius routine, one actually has to be a genius, Alan.
Bu "Huysuz Deha" yı yenmek için birinin gerçekten deha olması gerek biliyorsun Alan.
Man, you are so irascible.
- Hemen de öfkeleniyorsun.
And maybe he was when he was working here five years ago, but what I see is a difficult, irascible man, who's hiding something.
Beş yıl önce burada çalışırken belki de öyleydi ama benim gördüğüm zor ve çabuk parlayan bir adam. Birşeyler saklıyor.
'Cause you're a fighter, and when you don't fight, you become highly irascible.
Çünkü bir dövüşçüysen ve savaşmazsan, Son derece irascible olursun.
"Irascible."
"Irascible."
Do you not see my vicious claws... my hideous fangs, my irascible disposition?
Vahşi pençelerimi görmüyor musun? Korkunç dişlerimi, öfkeli halimi?
Never again the delicious teasing of the irascible doctor or the offering of logic to my impetuous friend and captain.
Huysuz doktorla keyifli dalga geçmeler, aceleci dostum kaptana akıl vermeler bitmişti.
The irascible python is homicidally grumpy.
Huysuz piton, adam öldürecek kadar aksidir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]