English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Irked

Irked translate Turkish

40 parallel translation
Well, she is still somewhat irked with me, I'm afraid.
Şey, o benden bir şekilde usandı korkarım ki.
You can be as irked by a friend as by a lover.
Sadece sevgili değil, arkadaş da bazen sana sıkıntı verebiliyor.
If something irked him, he'll tell me.
Canını sıkan bir şey olursa, bana söyler.
- Irked?
. - Sinirlenmek mi?
- Of course I do. But humans are often irked by such precision.
Elbette biliyorum, ama insanlar genellikle o kadar dakiklikten rahatsız oluyorlar.
Joey, why does my optimism have you so irked?
Joey, neden iyimserliğim canını sıkıyor?
Mine irked me.
Benimki rahatsız ediyordu.
Said person then reads it, gets irked because you've recapped a conversation you already had.
Oysa sen bir zamanlar düşündüğün bir şeyi yazmıştın. Yanıt vermedi.
I am irked!
Bıktım!
Carter, I should be irked currently, yes?
Carter, şimdi sinirli olmam gerek, değil mi?
Yes. Somehow you seem irked.
Canın sıkılmış gibi.
Well, actually, I am a little bit irked, now that you mention it.
Aslında, madem konu açıldı, biraz canım sıkkın.
Now look, Vir, if you're irked, go and tell brother Surajbhan.
Bana bak, Vir, eğer rahatsız oluyorsan o zaman Surajbhan abine söyle.
- Well, despite your assessment... his parents are still a little irked about his decision to run off and join a cult.
Senin izlenimlerine rağmen annesiyle babası kaçıp bir tarikata girmesinden hiç de memnun değiller.
- I did. He irked me, like you do.
Çünkü beni kızdırdı, şu anda senin de yaptığın gibi.
An irked kitten, perhaps, but not vexed.
Bitkin kedi olabilir ama canı sıkkın olmaz.
I wasn't irked enough to kill Ted Macy.
- Ted Macy'i öldürecek kadar sinirlenmemiştim.
It irked them. I apologized.
Polislerin canı sıkıldı. Sonra özür diledim.
He's irked by Vincent's manic rate of painting.
Vincent'in bu sanat tutkusu Gauguin için sorun olmaya başlamıştı.
Must've really irked you to hear that he had done his own soil tests.
Toprak testi yaptırdığını duyunca epey huzursuz olmuşsunuzdur.
You're beginning to irk me professor, I'm irked.
Canımı sıkmaya başladınız profesör, bu işten sıkıldım.
The Captain is irked, help me and I'II help you.
Yüzbaşı olaydan rahatsızlık duyuyor. Sen bana yardım et, ben de sana edeyim.
Well, you can't really blame Chibs for being irked.
Seni taciz ettiği için Chibs'i suçlayamazsın.
You're irked, aren't you?
Bu canını sıkıyor, değil mi?
Oh, I'm not irked by naomi.
Oh, Naomi'den rahatsız olmadım.
Uh, you look irked.
Rahatsız görünüyorsun.
Derek Logan irked you, somehow.
Derek Logan canını sıktı. Nasıl olduysa?
We appear to have irked somebody's ire.
Birilerinin yangınına körükle gittik sanırım.
I expected you might be irked about the wolves we drank.
Kurtların kanını almamız seni rahatsız etmiş olmalı.
Irked? ( Laughing ) No, not irked.
Rahatsız? Hayır, etmedi.
Last time you irked me, you lost a finger.
Son kez beni sinirlendirdiğinde parmağını kaybetmiştin.
Lucky, it is not just me that you irked.
Lucky, senden sadece ben rahatsız değilim.
You have irked the CM, Home minister, Police and the government.. you are finished!
Sen başbakanı, içişleri bakanını, polisi Ve hükümet, onlarında işini bitirdin!
She's just a bit irked about her mother.
Annesi yüzünden kızgın sadece biraz.
You know, this whole family thing really irked me at first...
Biliyor musun, tüm bu aile olayı başlarda çok canımı sıkmıştı.
Are you still irked that she and my brother once rode below the crupper?
Hala abimle işi pişirdiler... diye rahatsız mı oluyorsun?
I imagine I have you to thank for that so you will be irked to hear that despite your best endeavors, your husband and the father of your unborn child still breathes.
Sanırım bu saldırıyı sana borçluyum bu mektupla sen de bütün çabalarına rağmen kocanın ve doğmamış çocuğunun babasının hâlâ nefes aldığından rahatsız olursun.
Someone was irked.
- Birinin öfkeli hali bu.
Really irked me.
Beni sinir etti.
- Irked.
- Sıkılmış mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]