English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Irregularities

Irregularities translate Turkish

210 parallel translation
If I find any irregularities, I'll have your license revoked.
Eğer kuraldışı bir şeyler bulursam lisansını iptal ederim.
Should there be any irregularities, you'll be held responsible.
Herhangi bir aksaklık olursa sen sorumlu tutulursun.
You'll be doing me a huge favor if you do discover these so-called infractions and these despicable irregularities.
Eğer şu sözde suçları ve usülsüzlükleri.. .... ortaya çıkarabilirseniz, bana büyük bir.. .. lütufta bulunmuş olacaksınız.
Our task is to determine whether municipal departments committed irregularities, not pass judgment on the governing committee.
Bizim görevimiz, organların faaliyetinde bir hukuksuzluk varsa, bunları belirlemek, idareyi yargılamak değil.
Only for election irregularities.
Sadece seçimlerdeki kanunsuzluktan yargılanmıştı.
Tell people it's for election irregularities.
Başkalarına, seçimlerdeki yasa dışı şeylerden tutuklandığımı söylersin.
See, I was in the bank because of certain irregularities, but this robbery threat might help.
Bankaya bazı düzensizlikler için gitmiştim fakat bu soyguncunun tehtidi yardımcı olabilir.
It's uncanny how they discover irregularities in their record books.
En sonunda, kayıtlarındaki yolsuzlukları nasıl buldukları biraz esrarengizce olur.
One of its tasks was to be of eye in the irregularities.
Görevlerinden bir tanesi, tutarsızlıklara karşı gözlerini dört açmaktı.
There were irregularities in the contractor's documentation.
Müteahhit dosyalarında bazı düzensizlikler vardı.
There are also small irregularities in the field, locations where the field is a little weaker or stronger.
Ayrıca alanda ufak düzensizlikler de vardır. Alanın daha güçlü veya zayıf olduğu bölgeler bulunur.
Sir, I'm trying to establish for the court... the irregularities and unsoldierly behavior of the Bushveldt Carbineers.
Efendim, burada mahkemeye Bushveldt Süvarilerinin askere yakışmayan düzensizliklerini ispatlamaya çalışıyorum. İtiraz kabul edilmedi.
Until all sexual irregularities, and not some of them, are penal... the church will never again reconquer England.
Sadece bir kısmı değil, bütün cinsel sapkınlıklar, cezalandırılana kadar kilise İngiltere'de bir daha asla hakim olamayacak.
" Only after irregularities were found was it determined...
" Ancak bir takım usulsüzlükler tespit edilince...
The identity of the students was concealed until it was determined that irregularities existed.
Öğrencilerin kimliği, bir takım usulsüzlükler tespit edilene dek gizli tutuldu.
He has confronted me with basic questions in our life, necessary resistance against irregularities in life.
Bana hayatımızdaki düzensizliklere karşı koyma gücümüzün gerekliliği ile alakalı sorular yönlendiriyor.
The agent said that Catherine was concerned about certain irregularities.
Aracı, Catherine'in bazı usulsüzlüklerden kaygılandığını söyledi.
Report any of irregularities or suspicious persons directly to Internal Affairs immediately.
Herhangi bir sıradışı durumu veya şüpheli kişileri derhal İç İşleri'ne bildirin.
My personal physician is much more familiar with these genetic irregularities.
Özel doktorum bu genetik bozukluklara daha aşinadır.
Genetic irregularities?
Genetik bozukluk mu?
It also meant voltage irregularities and memory allocation- -
Ancak, voltaj düzensizlikleri ve bellek hataları meydana geliyor.
It would explain the irregularities.
Bu da düzensizlikleri açıklayabilir.
Sergeant, in the past two days we've found a number of possible irregularities.
Başçavuşum, son iki gün içerisinde biz birçok olası düzensizlik gördük.
This year's winner has overcome controversy in the past, when rumours of financial irregularities threatened...
Bu yılın kazananı geçmişte bazı ihtilafların üstesinden geldi. Finansal düzensizlikler olduğu iddiası yüzünden...
Though authorities were confused by BIZARRE IRREGULARITIES IN HIS ACCOUNTS!
Buna rağmen, yetkililerin kafası karışmıştı çünkü bu durumu hesaplarındaki tuhaf düzensizlikler olarak görüyorlardı.
Seven of Nine, I'm detecting irregularities in my autonomic nervous system- - cardiovascular excitation, vasoconstriction...
Seven of Nine, otonomik sinir sisteminde düzensizlikler, kardiyovasküler heyecan dolaşım sisteminde daralma tespit ediyorum...
Slight irregularities meant nothing to you?
Ufak düzensizliklerin bir önemi yok mu?
The first COD was death by hanging, but there were irregularities.
Evet, ilk ölüm sebebi asılarak ölümdü. Ama o kadar çok tutarsızlık var ki adli tabiple konuşmak istedik.
I knew about the financial irregularities but I never benefited.
Öyle olmadı. Mali düzensizlikleri biliyordum ama hiç kârım olmuyordu.
Third quarter financial showed irregularities so I went to perform an audit.
Üç aylık mali raporlarında düzensizlik görüldü. - Ben de teftişe gönderildim.
We may find some irregularities at the atomic level.
Atomik seviyede birkaç düzensizlik bulabiliriz.
No irregularities detected.
Hiç bir düzensizlik algılanmadı.
No irregularities detected.
Hiç bir tutarsızlık bulunamadı.
My ocular implant can detect irregularities in space-time.
Gözümdeki implant uzay-zamandaki düzensizlikleri algılayabilir.
Campaign irregularities, bribes?
Kampanya gidişatı mı? Rüşvet mi?
Sir, I've been unable to complete the list due to certain irregularities.
Efendim, belirli düzensizliklerden dolayı listeyi tamamlayamıyorum.
And I'm not seeing irregularities on the EKG.
EKG'nizde de bir düzensizlik görmüyorum.
Artie first contacted me a week ago about irregularities on my tax return.
Artie beni ilk kez geçen hafta aradı. Vergi iademde düzensizlikler varmış.
You're being questioned pursuant to General Order 15... about serious irregularities in the Foster investigation.
İç tüzüğün 15. maddesi uyarınca, Foster soruşturmasında meydana gelen uygunsuzluklar sonucu sorgulanıyorsunuz.
Some recent quality checks on our 150-200 milligrams of Mellaril have shown some production irregularities.
150-200 miligramlık Mellaril'imizde yapılan son kalite kontrolleri bazı ürün bozuklukları gösterdi.
The manufacturers contacted us about possible product irregularities.
Üretici arayıp ürün bozukluğu ihtimalini bildirdi.
Any irregularities at all?
Yok. Bir anormallik var mı?
She told me their family had a history of heart irregularities.
Ailelerinde kalıtsal kalp düzensizliği olduğunu söyledi.
An internal audit of your division has turned up accounting irregularities.
Senin hesaplarını denetlediğimizde muhasebe çarpıklığı gördük.
- The defendant listened as government auditors detailed financial irregularities at Comley Trucking.
Merhaba Junior. Devlet denetçileri Comley. Kamyonculuk'taki mali usulsüzlükleri ayrıntılarıyla anlatırken yetmiş iki yaşındaki sanık sadece dinledi.
Financial irregularities, a mystery woman, false identity.
Mâli düzensizlikler, gizemli bir kadın, sahte kimlik.
Transferred to Shanghai and exiled for financial irregularities.
Shanghai'ya transfer edildi ve finansal usulsüzlükleri sebebiyle sürgün edildi.
Some slight irregularities, but they appear to be functioning normally.
Bazı ufak tefek sorunlar vardı, ama normal çalışır görünüyorlar.
- Seismic irregularities.
- Sismik düzensizlikler.
Ooh, ooh, how about... mild irregularities.
Orta şiddette düzensizliklere ne dersin.
There are all kinds of irregularities.
Düzensizlikler var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]