English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Irregularity

Irregularity translate Turkish

80 parallel translation
And send word to me in slightest irregularity.
Ve en ufak bir düzensizlik olduğunda bana haber yolla.
And if you have any reason to believe there was an irregularity on the part of Officer Garwood, it is your duty so to state.
Ve memur Garwood'un görevini ifa ederken bir hata yaptığını düşünüyorsanız bunu belirtmek sizin göreviniz.
And have you discovered some irregularity in my papers?
Evraklarımda düzgün olmayan bir şey mi buldunuz yoksa?
There is an irregularity however, Senhor.
Yine de düzgün olmayan bir şey var efendim.
These clarifications from the city's chief engineer rule out, as was predictable, any irregularity in the operation of our administrative departments.
Belediye başmühendisinden gelen bu açıklamalar ışığında.. .. önceden de tahmin edilebileceği üzere.. idari departmanlarımıza dönük soruşturma geçersizleşmiş oluyor.
The irregularity.
Düzensizlik.
- That's what makes it. The irregularity.
Onu yapan bu kuralsızlık...
My feeling is your whole problem stems from irregularity.
Bence bütün sorunların bağırsak düzensizliğinden kaynaklanıyor.
For menstrual irregularity.
Adet düzensizliği için.
A sudden gust... of irregularity.
# Bir rüzgar dalgası. # Soluğun kesilmesi.
The only irregularity they've discovered is that a communications officer unofficially left the base at the time of the launch.
- Tek olağan dışı şey bir haberleşme memurunun üssü öğle yemeği zamanında gayri resmi olarak terk etmesi.
I was working on this paper on the ork cloud, and I discovered a mathematical irregularity.
Ama bir ödev yapıyordum ork bulutu hakkındaydı... Cebirsel bir kuralsızlık keşfettim.
Are you troubled by irregularity?
- Düzensizlikten sıkıldın mı?
I thought it might have something to do with some business irregularity.
İşteki bazı düzensizlikler yüzünden olabileceğini düşünmüştüm.
And constipation became occasional irregularity.
Ve kabızlık, geçici bozukluk oldu.
There's a minor vascular irregularity in the visual cortex.
Görme merkezinde önemsiz bir damarsal düzensizlik var.
~ Well, a slight irregularity with my breathing.
- Nefes alış verişimde ufak bir düzensizlik varmış.
Ensign Aquino made a log entry the night he disappeared about a plasma flow irregularity in the conduit.
Asteğmen Aquino kaybolduğu gece, kanal içinde bir çeşit plazma akış düzensizliği olduğu hakkında kayıt girişi yapmış.
I'm picking up something- - a slight irregularity. It could be a rupture in the event horizon.
Kara delikten izayıf ve ince bir düzensizlik tespit ediyorum.
You see, when you were born there was an irregularity.
Doğduğun zaman bir tür... gariplik vardı.
A monstrous irregularity.
Bir canavar garipliği.
There may have been some irregularity on the bridge.
Köprüde yasalara aykırı bir şeyler olmuş olabilir.
- But as I say... - Your mother's an irregularity.
Annen yasalara aykırı!
It may have been an irregularity in their warp field.
Warp alanlarında ki düzensizlikten meydana gelmiş olabilir.
There was one small... irregularity.
Belki, küçük bir yasadışılık sözkonusu olabilir.
There's a slight irregularity, but nothing to cause concern, Lady Cumnor.
Belli belirsiz bir düzensizlik var ama sorun yaratmaz, Leydi Cumnor.
I've found an irregularity in the list of occupants of this house.
Bu evde kalanların listesinde bir hata buldum. Bunu açıklamanızı istiyorum.
Watch for any subtle irregularity in Fry's bowel.
Fry'ın bağırsaklarında herhangi bir farklılık var mı bakın.
So any irregularity in the pattern could be from an outside source.
Kayıttaki bir düzensizlik başka bir kaynaktan olabilir.
There seems to be some irregularity with your paperwork.
Belgelerinizde bir tutarsızlık varmış.
There's no irregularity.
- Ritim bozukluğu falan yok bende.
Heh. Mrs. Bell, your EKG showed a slight irregularity, but nothing too serious
Bayan Bell, EKG'niz küçük bir düzensizlik gösteriyor ama ciddi bir şey yok.
There was an irregularity we thought you should see.
Ama görmeniz gerektiğini düşündüğümüz bir terslik var.
The board found an irregularity with your survivors benefits.
Kurul, varis ödemelerinde bir tuhaflık buldu.
There's a subtle high-density irregularity in the left parietal region.
Sol yan kafa kemiğinde küçük bir şey var.
When I was cleaning the skull, I found a tiny irregularity... in the undersurface of the victim's mandible.
Kafatasını temizlerken, kurbanın çene kemiğinin alt yüzeyinde çok ufak bir düzensizlik buldum.
An irregularity in the wound track.
Yara izinde bir düzensizlik var.
It's a blatant irregularity in the proceedings.
Bu tutanaklarda bariz bir uyumsuzluk var.
You don't regulate irregularity!
Yanlışlığı yanlışla düzeltmezsin.
Upon arrival at the hospital, the senator was treated for a heart irregularity.
Hastaneye vardığımızdan beri, Senatör bir kalp rahatsızlığıyla ilgili tedavi görmektedir.
There's an irregularity.
Bir sorun görünüyor.
I do not know what happens to you, Jane. Close But faucets and you go back, okay? More thing that I want is another irregularity.
Babasının her zaman onunla olduğunu her zaman onu seveceğini ve büyüdükçe babasını unutmaması için dua edeceğimi söylüyorum.
Then he's created an irregularity.
O halde düzensizlik yaratmış oldu.
Because I flagged an irregularity.
Çünkü bir düzensizlik tespit ettim.
All thanks to irregularity, imperfection, And lack of order.
Her şey düzensizlik, hata ve düzen eksikliği sayesinde olmuştur.
Just an irregularity.
Sadece bir görüntü bozukluğu.
I flagged a small irregularity in your account in the Caymans.
Caymans'taki hesabında bir düzensizlik buldum.
What kind of irregularity?
Ne tür bir düzensizlik?
And there is an irregularity on the liver edge.
- Karaciğer ağzında düzensizlik.
Irregularity.
- Düzensizlik.
I don't wanna get hit with irregularity. Plus- -
Ayrıca...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]