English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Irrigated

Irrigated translate Turkish

30 parallel translation
It refers to intellectuals who thought they'd conquered nature, dammed it... ... and irrigated the wastelands.
Doğayı fethedip barajlar kurduğunu ve çölleri suladığını sananlar hakkında.
Everything was well irrigated.
Herşey çok iyi sulanmıştı.
We'll only supply the neighbours after our land's been irrigated.
Önce bizim tarlalar sulanacak. Artanını vereceksin komşulara.
My land gets irrigated first.
Ama önce ben tarlaları sulayacağım.
Now, he's fighting like the devil to keep them out of his irrigated land, but they've already eaten the range right out from under his cattle.
Arazisinin dışında tutmak için onlarla savaşıyor. Ama onlar sığırların altıdaki yiyeceğe geliyorlar.
Each one of these tiny circles is an irrigated field half a mile in diameter.
Bu küçük dairelerin her biri 1 km'lik çaplarıyla birer sulama sahasıdır.
Nourished and irrigated by the Nile
Nil'den beslenir ve sulanır.
I already irrigated.
Ben yarayı temizledim bile.
I irrigated with lidocaine.
Lidokainle dezenfekte ettim.
And it is by analysing aerial photography that Jim Allen believes he has discovered one of the lost continents most distinctive landmarks the vast irrigated floodplain of Atlantis.
Jim Allen, hava fotoğrafı analiziyle, kayıp kıtanın... en ayırt edici işaretlerinden birini, Atlantis'in geniş taşkın ovasını... keşfetmiş olduğuna inanıyor.
All claims to my HUD business are irrigated.
HUD işiyle ilgili tüm iddialar sulandı.
We are forms irrigated by matter living rivers that snake their way through time
Bizler maddenin suladığı yapılarız. Yaşayan nehirleriz. Zamanın enginliğinde kendi yataklarını oluşturan nehirleriz.
The eye's no longer irrigated.
Bu da gözün sulanmadığını gösterir.
He seems a tad irrigated.
Biraz sınırlanmış gibi görünüyor.
Indeed, Rob went to church but had another reason... was effective in its 700 acres irrigated in Africa.
Rob her zaman düzenli olarak kiliseye giderdi. Ama Afrika'da aldığı 700 akrelik toprağa yatırıma.
It irrigated these sterile expanses.
Bu kısır alanı sulaklaştırdı.
Even though these hothouses are now irrigated drop by drop, water consumption continues to increase along with exports.
Bu seralarda damla sulama yapılsa da, su tüketimi su tüketimi artan ihracatla beraber artıyor.
Wow! It gives it that irrigated flavor.
Sulu bir tat veriyor.
Oh, would you look at that. I've never seen irrigated rudimentary claymations like that before.
Taşların kalınlığı öyle mi... daha önce çizgilerinin içi bu kadar renkli kayalar görmemiştim.
But what about the irrigated rudimentary claymations?
İyide oraya nasıl ulaşmayı planlıyorsunuz ki?
And if there are more grows out here, they've got to be irrigated by something.
- Ve eğer burada bu bitkilerden daha çok varsa, onlar bir şeyle sulanmalıdır.
The water irrigated the crops and kept Cahuachi alive.
Su da ekinleri suluyor ve Cahuachi'yi hayatta tutuyordu.
Ah! What a great day to step out onto an over-irrigated golf course and play a game that wastes vast acres of usable, farm-able land.
Aşırı sulanmış bir golf sahasına çıkıp tarım için kullanılabilecekken heba edilen hektarlarca alanda bir oyun oynamak için ne güzel bir gün!
I irrigated her ulcers.
Yaralarını nemlendirdim.
I irrigated with antibiotic solution to avoid infection, then I closed.
Enfeksiyonu önlemek için antibiyotikli solüsyonla lavaj yaptım ve hastayı kapattım.
The poppy fields of Helmand became the centre of a multimillion-dollar business, irrigated by the dams and canals built 40 years before by the American government.
Helmand'ın, 40 yıl önce Amerikan hükümeti tarafından yapılan baraj ve kanallarla sulanan haşhaş tarlaları, milyonlarca dolarlık bir iş alanının merkezi haline geldiler.
You debrided, irrigated, and cleaned all these burns?
Bütün yanıkları temizleyip, ölü dokuları çıkarıp yıkadın mı?
Had it not been for the quick thinking of a friend, who irrigated her eyes with a drink, the victim might well have lost her sight.
Arkadaşı çabuk davranıp gözlerini yıkamasaydı mağdur şu anda kör olabilirdi.
04, 00 : 05 : 41 : 16, seem like stand-ins for the Owens Valley settlers 16, 00 : 05 : 44 : 16, whose homesteads turned to dust 16, 00 : 05 : 47 : 04, when Los Angeles took the water that irrigated them.
San Fernando Vadisi'nde toprağı olan Çin Mahallesi'nin hoşnutsuz çiftçileri, sanki Los Angeles, sularını ellerinden alınca... çiftlikleri heba olan...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]