English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Is it really that bad

Is it really that bad translate Turkish

81 parallel translation
- Is it really that bad?
- Gerçekten de, o kadar kötü mü, Wick?
– Is it really that bad?
- O kadar kötü mü?
Is it really that bad?
O kadar da mı kötüydü?
Is it really that bad?
O kadar fena mı?
Is it really that bad?
Durum o kadar kötü mü?
Is it really that bad?
Gerçekten o kadar kötü mü?
Is it really that bad?
O kadar kötü mü cidden?
Gwen... is it really that bad?
Gwen... gerçekten o kadar kötü mü?
Is it really that bad?
Çok mu kötü?
- Is it really that bad?
- Gerçekten o kadar kötü mü?
I'm sure i'll have another. Is it really that bad?
Peyton'ı bırak doğru mu, yanlış mı karar olduğuna emin olamadan daha bir basket topu bile seçemiyorum.
Is it really that bad?
Gerçekten çok mu kötü?
Is it really that bad?
Çok mu kötüydü?
Is it really that bad?
O kadar mı kötü?
I'm so grateful. Is it really that bad between us?
- Aramız o kadar kötü mü gerçekten?
But is it really that bad that...
Ama gerçekten fena...
It is really too bad that the Russians are no longer in the game.
Bakın Sayın Başkan, Rusların artık bu oyuna girmemeleri gerçekten kötü bir şey.
God, I'm sorry, is it really that bad?
Üzgünüm, o kadar kötü mü cidden?
So anyway, if you think about it "manure" is not really that bad a word.
Pekala, herneyse, eğer derinlemesine düşünürsen..,... "gübre" o kadar da kötü bir söz değil.
- You know, it's bad enough that my parents are separated and my mother is heartbroken, should I really have to be subjected to this?
- Annemle babamı ayrılmış ve çok üzgün olması yetmezmiş gibi, şu duruma maruz kalmamşart mı?
Even if she was bad in bed, which she isn't, is it really that important?
Cnarlotte yatakta kötü olsa bile, ki değil, bu o kadar önemli mi?
You mix that dip with ground turkey and garlic, and it is really not bad.
O sosu hindi ve sarmısakla karıştırırsan hiçte fena olmaz.
The bad news is that it has a really painful sting, and I've agreed to experience it.
Kötü haber ise, iğnesi gerçekten çok acıtır. Bu acıyı tecrübe etmeye karar verdim.
What does it mean... when a guy is in a really bad relationship... and it's really obvious that he wants to be with you... but he just can't seem to break up with his girlfriend?
Sizce bir erkek ilişkisi çok kötü gittiği halde açıkça sizinle birlikte olmak istiyorsa ve..... kız arkadaşından ayrılmıyorsa bu ne anlama gelir?
"Don't you know how bad it is for you? " It'll do this, that, and the other thing to you, and you really should stop. "
Buna bir son vermelisin. "
I'm guessing they're gonna put you away for a long time... which is just too bad, really, because... it'll be awful hard to help that daughter of yours from inside a federal penitentiary.
Tahminimce sizi uzun süre hapse atacaklardır. Bu da kötü olur çünkü federal hapishaneden kızınıza yardım etmeniz çok zor.
- Is it really as bad as all that?
- Durum o kadar da mı feci?
I know I always say that, it's just right now is a really bad time.
Hep böyle söylediğimi biliyorum, ama şu an gerçekten kötü bir zaman.
So part of what we want to do here as an educational opportunity is see if they realize what they've done, come back to a hut and come up with a new game plan, or if they just keep going down that cascading error phenomenon, where one mistake leads into another mistake which leads into a third, and it just gets really bad
Öğrenme vesilesi ile burada yapmak istediğimiz ne yaptıklarının farkına varıp, yeni bir plan için tekrar barakaya dönecekler mi yoksa hataların birbirini takip ettiği ve sonu hiç de iyi olmayan bir duruma mı düşecekler bunu görmek istiyoruz.
It's just that this is a really bad guy.
O gerçekten kötü biri. Bence de.
But all I can tell you is that it's really bad.
Tek söyleyebileceğim çok kötü birşey olduğu.
- It really is that bad, isn't it?
- Durum o kadar kötü, değil mi?
We've been told that's bad, but is it really?
Orasının bize kötü olduğu söylendi, ama gerçekten öyle mi?
I know that this is a really bad time, but it is a buyer's market, so if you...
Bunun kötü bir zaman olduğunu biliyorum. Ama alıcıdan çok satıcı var. Eğer ilgilenirseniz...
Is the clumsy terrorist act that happened this morning. a work of Senpai's? It's really too bad.
Bu sabah gerçekleşen sakarca terörist hareket bir Ustanın işi miydi? Şu, Nishijima Usta olayı cidden çok kötü.
Now I have no idea what he did, but I know that it was really bad, because when I tell you that my mother is spinning like a top... did you tell'em about your appointment?
Ne yaptığıyla ilgili bir fikrim yok ama kesin kötü birşey yapmış, çünkü annem tüm gece bir dansöz kıvırıp durdu... Onlara doktor randevundan bahsettin mi?
What we did really isn't that bad, is it?
Yaptığımız o kadar kötü değil, değil mi?
Because if it is his shadow that's doing this, confronting him in the light would be a really bad idea, right?
Çünkü bunu yapan onun gölgesiyse ışık açıkken onunla yüzleşmek kötü bir fikir olabilir değil mi?
Well, that's too bad, because there's really not much we can do about it, is there?
Çok yazık, elimizden fazla bir şey gelmez, değil mi?
I want to go to Europe... and Egypt and those raves in Greece where the music is really bad and everyone is on ecstasy and they're all so super tanned that it doesn't matter.
Avrupa'ya gitmek istiyorum... ve Mısır'a. Ve Yunanistan'daki çılgın partilere, orada müzik gerçekten iyiymiş, herkes Ecstasy ile kafayı buluyormuş. Kızların çok yetenekli olmasını kimse umursamıyormuş.
It's not really that bad, is it?
O kadarda kötü olamaz, değil mi?
Is it really so bad that I want men to think I'm good-looking?
Erkeklerin güzel olduğumu düşünmelerini istemem kötü mü?
Is the neighborhood really that bad? I will speak of it at the memorial service.
Bunu, anma töreninde anlatacağım.
Is it really so bad that it's come to this?
Durum bu raddeye gelecek kadar fena mı sahiden de?
I really want to see how bad it is that you are always hiding it.
Yaranızın ne denli kötü olduğunu mutlaka görmek istiyorum.
Is it really all that bad?
Gerçekten o kadar kötü mü?
It means you stand there with your arms crossed, staring at me with this really sexy pout when you have to hear that this version of your probably not-bad song is crappy.
Demek oluyor ki, orada kollarını kavuşturmuş bana seksi dudak bükme hareketini yaparken duyman gereken şey muhtemelen-fena-olmayan şarkının bu versiyonunun "berbat" olduğu.
Look, I know you have a lot of history with Dan and that most of it is bad, but I went and saw him when I had problems with Katie, and he talked me out of doing something really stupid.
Bak, Dan'le çok büyük bir geçmişiniz var biliyorum, ve bu geçmişin çoğu kötü anılarla dolu, ama Katie'yle ilgili problemlerim varken onunla konuştuğumda beni aptalca bir şey yapmaktan vazgeçirmişti.
And it is bad enough that people fight to take pictures of me doing all this dumb stuff, but... do you really think that Francisco was murdered because of it?
Zaten insanların sırf fotoğrafımı çekebilmek için kavga etmesi bile kötüyken bir sürü aptal şey yapıyorlar ama sence gerçekten Francisco, benim yüzümden mi öldürüldü?
It was really cold, but what I think they do realize is how bad that Aerostar was.
Gerçekten soğuktu, ama bence Aerostar'ın ne kadar kötü olduğunun farkındalar.
Is it bad that I've REALLY missed this?
- Bunu çok özlemiş olmam kötü mü? - Evet.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]