Is that okay with you translate Turkish
310 parallel translation
Is that okay with you, Lieutenant?
- Sizce bir mahsuru var mı Komiser?
Is that okay with you?
Senin için bir sorun var mı?
I would like to put a tap on your phone, but I need your written permission to do that. Is that okay with you?
Telefonunuza bir cihaz yerlestirmek istiyoruz, ancak once sizin izniniz olmali.
Is that okay with you?
Tamam mıyız?
Tomorrow at the Gelateria Fassi, at 10.00 o'clock, is that okay with you?
Yarın saat onda, Gelateria Fassi sizin için uygun mu?
Is that okay with you?
Bu senin için uygun mu?
Is that okay with you, Bud, or was it Lou?
Sana uyar mı Bud, yoksa Lou muydu?
Is that okay with you?
Senin için bir sakıncası yoksa?
Is that okay with you?
Anlayış bekliyorsan yanlış yere geldin. Tamam mı?
Is that okay with you all?
Hiç kimse için sorun değil mi?
Is that okay with you, Colonel?
Sizce de uygun mu, Albay?
- Is that okay with you?
Sizin için de uygun mu? - Evet, uygun.
Is that okay with you?
Herhangi bir sorun var mı?
Is that okay with you and the whole city of Chicago?
Senin ve bütün Chicago için uygun mu?
I'm going to the ladies'room. Is that okay with you?
Bayanlar tuvaletine.
- Is that okay with you?
- Tamam mı?
- Is that okay with you, Mom?
- Martin istiyorsa ben varım.
-... in the deaths that he photographed. Is that okay with you?
Bu senin için uygun mu?
Is that okay with you?
Sana uyar mı?
Is that okay with you?
Senin için farkeder mi?
I need five minutes to call home, is that okay with you?
Evdekileri aramam için 5 dakika çıkmam lazım sizin için sorun olur mu?
- Is that okay with you?
Senin için sorun olmaz, değil mi?
Is that okay with you?
Sakıncası yok değil mi?
- Is that okay with you?
- Uygun mu?
But you won't find out the "why?" if you do this 15 years of being curious would go to waste So is that okay with you?
Ama "neden?" sorusunun cevabını bulamayacaksın. Eğer bulursan 15 yıllık merakın boşa gidecek. Sana uyar mı?
- Is that okay with you, Jeff?
- Senin için de uygun mu, Jeff?
Is that okay with you, Dad? - Sure.
- Sorun değil, değil mi baba?
- Is that okay with you?
- Senin için uy gun mu?
Is it that you're truly okay with all this?
Gerçekten iyi misin?
Okay, what we have here now is a collection of gravel layers, and what we are mining from top to bottom is the selected reef cut, and associated with the pebbles and the pyrite that you see here,
Tamam. Burada elimizde bir çakıl katmanı var. Ve seçilmiş bir maden damarını tepeden tırnağa çıkarıyoruz.
- Is that okay with you?
- Sence uygun mu?
But as long as you can function, that's okay with me.
İş bitirdiğin sürece benim için sorun yok.
That is, if it's okay with you.
Eğer, senin için de bir sorun yoksa.
Well, I just wanted to tell you that, but whatever you decide is okay with me.
Neyse, sadece haberin olsun istedim. Vereceğin karara saygı duyacağım.
Isaiah, this is the lady that's going to take you to Khaila's house, okay? Hi, Isaiah, you want to come with me? It's going to be all right, Isaiah.
Bu bayan seni Khaila'nın evine götürecek.
I mean, if that is okay with you, I want to set the date of marriage... in a couple of days.
Yani eğer sende uygun görürsen Bir kaç gün içinde... Düğün olsun istiyorum.
I have to admit that I am a little surprised that you're okay with this considering it is our one month anniversary for whatever we are... or were... or are.
İtiraf etmeliyim ki bunun seni rahatsız etmesine şaşırdım. Özellikle de aramızdaki şeyin birinci ayının dolduğunu düşünürsek... Aramızdaki her neyse...
That reading is easy and it's okay? ? Work with the monkey and you will learn?
Maymunla çalışıp öğrenince işi, Hecelersiniz zor sözcükleri, "marazi" gibi.
But it is okay, because I've been thinking about it... and I think what happened is that you're my best friend and I love you... and I got jealous when you were spending so much time with Ryan... and then with you graduating.
Aslında sorun yok, çünkü olanları düşünüyordum ki... sen benim en iyi arkadaşımsın, seni seviyorum ve... Ryan ile bu kadar zaman geçirmeni kıskandım... ve bir de senin mezuniyetin.
If you really felt that way about me you would realise the last thing I need is another person with romantic intentions for me. Okay.
Benim için gerçekten böyle hissetmiş olsaydın, şu anda son ihtiyacım olan şeyin, benim için romantik hisler besleyen başka biri olduğunu bilirdin.
You understand that this is a vacation with my family, okay?
Bunun ailemle bir tatil olduğunu anlıyorsun, değil mi?
Look, I know Stefania is beautiful, okay? But, you know, we've been out a few times now and the more time I spend with her, I realize that there's nothing there.
Biliyorum Stefania güzel ama birkaç kez çıktık ve onunla daha fazla zaman geçirdikçe bir şey hissetmediğimi anlıyorum.
Okay, there's no doubt that he is madly in love with you.
Tamam, hiç şüphe yok ki o sana delicesine aşık.
I fell in love with you. That is not okay, Francis.
- Neresinde sorun yok, sana aşık oldum.
Yeah, because my current karma is so great in that area, I can really afford to jinx it with that kind of lie – no! - Okay, then you figure it out.
- Şu sıralar o konudaki karmam çok iyiymiş gibi, bir de yalan söyleyip uğursuzluk mu getireyim?
A little more or less is okay because the way we'll know that's done cooking is by the texture of the rice so it doesn't matter what you start with.
Az ya da çok önemli değil çünkü yemeğin nasıl pişeceğini biliyoruz, pirincin yapısını yani ne kadar koyduğunuz önemli değil.
Hey, all I'm saying is that if you don't love her... just don't be with her, okay?
Hey, tek söylemeye çalıştığım eğer onu sevmiyorsan... onunla olma, tamam mı?
So, are you sure that everything is okay with you?
her şeyin yolunda olduğuna emin misin?
I get too structured and too serious, and I just have to adjust, you know... because we're in college, and college is about change... and you have my study tree, so I have to be okay with that... and just learn to kind of go with the flow.
Çok katı ve ciddi biri oluyorum. Ama kendimi değiştirmem gerek. Çünkü üniversitedeyiz ve üniversite değişim demektir.
And it is with great pleasure that I introduce two young ladies that epitomize the very best of what Chilton has to offer. Paris, are you okay?
Şimdi Chilton'm yetiştirdiği en iyi öğrencileri temsil eden iki küçük hanımı takdim etmekten gurur duyuyorum.
Well, that's a manly smell you get from working with your body. Okay?
Bedensel iş yaparken öyle erkeksi kokular olur tabii.