Is there something wrong with you translate Turkish
152 parallel translation
Is there something wrong with you?
Bir sorunun mu var?
Lady, is there something wrong with you?
Bayan, sanırım bir yanlışınız var?
You're really crazy. Is there something wrong with your brain? Going home like this without telling anyone!
Sen deli misin, kafanda hiç akıl kalmadı mı?
Is there something wrong with you? !
Derdin ne senin?
- Hey, is there something wrong with you?
Delirdiniz mi? Neyiniz var sizin?
Is there something wrong with you?
Senin neyin var?
When we landed, you said you needed a few days to get us space-worthy and is there something wrong with your bunk?
İndiğimizde, tekrar havalanmak için birkaç güne ihtiyacın olduğunu söylemiştin ve ranzanda bir problem mi var?
Son, is there something wrong with you?
Bir derdin mi var evlat?
Is there something wrong with you?
- Bir sorunun mu var?
There's something wrong with your car, you said. There sure is.
- Arabanızda bir sorun mu var?
So... o you think there is something wrong with him
Yani... burada yanlış bir şey olduğunu mu düşünüyorsun?
Yes, there is something wrong with you.
Evet, sende bir şeyler var.
As you can see, there is something seriously wrong with him.
Senin de gördüğün gibi ciddi bir sorunu var.
If what you remember is different from the facts I'll assume the doctors are right, that there's something wrong with you.
Eğer hatırladıkların gerçeklerden farklı çıkarsa doktorların haklı olabileceğini bir sorunun olduğunu düşüneceğim.
Boy, if you don't like this bar... there is really something wrong with you.
Oğlum, eğer bu barı sevmediysen... aklından zorun var demektir.
Is there something wrong with that which you don't want me to know?
Benim istediklerim dışında bir dolaplarmı çeviriyorsunuz siz orda?
Tripper, is there something seriously wrong with you?
Tripper, senin gerçekten bir sorunun mu var?
Do you think there is something wrong with my son?
Sence benim oğlumda bir sorun mu var?
There is something wrong with you.
Sende ters bir şey var.
You know, there is something very wrong with this whole place.
Burada gerçekten çok anlamsız şeyler oluyor.
i'm beginning to think there is something seriously wrong with you.
Senin korkunç bir sorunun olduğunu düşünmeye başlıyorum.
And then, when you fall in love with somebody... there is always something wrong with him.
Ne zaman birine aşık olsan mutlaka onun bir kusuru oluyor.
There is something wrong with you?
sende yanlış olan bir şeyler var?
You can tell me right now. is there something wrong with that?
Bunda yanlış bir şey mi var?
Am i mistaken or is there something wrong with the two of you?
Yanılıyor muyum yoksa sizde bir tuhaflık mı var?
There is something so wrong with you.
Sende garip bir şey var ama.
You can tell there is something wrong with them
Neden onları sorgulamıyon?
There is something very wrong with you,
Sende bir yamukluk var.
You are sick. There is something wrong with you.
Sen hastasın biliyorsun değil mi?
You don't need to be a lawyer to know there's something wrong with an ID made while the suspect is in handcuffs.
Şüpheli kelepçeliyken yapılan teşhiste bir yanlışlık olduğunu bilmek için avukat olmaya gerek yok.
You know, a man who comes in, he automatically makes an assumption that she is either sitting there waiting to be propositioned and, you know, if she doesn't want it, then there must be something wrong with her
Bir adam gelir ve otomatikman bir yargıya varır. Kadın ya teklif edilmeyi bekliyordur ve kabul etmiyorsa da o zaman aklından zoru vardır Öyle ya aklı başında hangi kadın kendi başına oturmaktan hoşlanır?
There really is something wrong with you.
Sende gerçekten bir sorun var.
And your instincts tell you there's something is wrong with Kaya, or is it with Malone?
Ve içgüdülerin de sana Kaya ile ilgili yanlış bir şeyler var diyor. Yoksa Malone ile mi ilgili?
If there is something wrong with me that I don't know about, then you owe it to me as my best friend to tell me!
Eğer bende yanlış olan şeyler varsa, en iyi arkadaşım olarak bunları bana söylemekle yükümlüsün!
There is something wrong with you, Ensign... and I intend to find out what it is.
Sende bir şeyler var, asteğmen... ve bende ne olduğunu bulmaya çalışıyorum.
What I want you to tell me... is whether there's something wrong with you.
Bana söylemeni istediğim şey, sende de ters giden birşeyler olup olmadığı.
- ls there something wrong with you? - Yes, there is. Plant B....
- Evet var
Is there something inherently wrong with asking a woman you're involved with if she wants kids?
İlişkide olduğun bir kadına çocuk isteyip istemediğini sormak hata mıdır?
And the reason you get so upset is because you think there's something wrong with that.
Bu kadar üzülmenizin nedeni bunun bir sorun olduğunu düşünmeniz.
Is there something inherently wrong with asking a woman you're involved with if she wants kids?
Çıktığın birine çocuk isteyip istemediğini sormak hata mıdır?
I spent the whole morning scrubbing this kitchen down. See? There is definitely something wrong with you.
Mutfağı temizlemek için bütün sabah canım çıktı.
There is something really wrong with you, Jill.
Sende ters bir şeyler var.
Cohen, there is something wrong with you.
Cohen, sende garip bir şey var.
There is something wrong with you.
Sende bir sorun var.
Because there is something wrong with our blood, And we have to keep our blood clean, you know that.
Çünkü kanımızla ilgili bir sorunumuz var ve kanımızı temiz tutmak zorundayız, bunu biliyorsun.
You know, deep down, that there is something very wrong with this world, Leo.
Şey bu dünya ile çok yanlış, Aslan vardır olduğunu Sen, derin aşağı, biliyorum.
I mean... you can't handle the fact that my kid is better than your kid at building blocks, so you... tell me there's something wrong with him? !
Benim çocuğumun yapı taşlarını dizmede seninkinden daha iyi olduğunu kabullenemiyorsun ve onda bir sorun olduğunu söylüyorsun!
Oh, my god, there really is something wrong with you.
Oh, aman tanrım senin gerçekten bir sorunun var.
Well, there is something wrong with you.
Sende bir kontaklık var.
- There is something wrong with you. - Mm-hm.
- Tahtan eksik senin.
There is something very wrong with you people.
İnsanlarınızda ters olan bir şey var.