English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ I ] / Is this a bad time

Is this a bad time translate Turkish

636 parallel translation
Is this a bad time?
Kötü bir zaman mıydı?
- Is this a bad time?
- Uygunsuz bir zaman mı?
Is this a bad time?
Kötü bir zamanda mı geldim?
Is this a bad time?
Uygunsuz bir zaman mı?
- Is this a bad time?
- Kötü zamanlama mı?
is this a bad time?
Rahatsız etmiyorum ya?
Is this a bad time?
Kötü bir zaman mı?
Is this a bad time?
Kötü bir vakitte mi geldim?
Is this a bad time?
Kötü zamanda mı geldim?
- Thanks. Is this a bad time?
Bu kötü bir zamanlama mı?
Is This A Bad Time?
Kötü bir zamanda mı geldim?
Is this a bad time?
- Selam Daphne.
Is this a bad time?
Kötü zamanda mı aradım?
Is this a bad time for your wife?
Yanlış bi zamanda mı geldim?
- Is this a bad time?
- Zamanlamam kötü mü?
Is this a bad time?
- Bu kötü bir zaman mı?
Is this a bad time?
Kötü bir zamanlama mı? - Evet.
- Is this a bad time?
- Kötü bir zaman mı?
Is this a bad time?
IKötü bir zaman mı?
Scully, is this a bad time?
- Kötü bir zaman mı?
This is bad timing. Let's see each other again at a better time.
Daha uygun bir zamanda tekrar görüşelim.
I know that this is a bad time.
Bunun kötü bir zaman olduğunu biliyorum.
I think a joke is in bad taste at a time like this, Claude.
Şakanın sırası değil, Claude.
I know this wasn't easy and this is a bad time for you, but it's gotta be done, you can understand that, right?
Kolay olmadığının ve kötü anlar geçirdiğinin farkındayım. Ama bunları sormamız gerekiyordu. Anlıyorsun, değil mi?
This is really a bad time... Waffles!
Hiç doğru bir zaman değil.
Call it fate, call it a bad time, call it an accident, but... this is the truth.
, kötü zamanlama de, kaza de, ama... lakin hakikat şu.
- This is a bad time.
- Uygun bir zaman değil.
Listen, if this is a bad time, you know, I can just....
Dinle, eğer bu kötü bir zamanlamaysa, bilirsin, ben hemen...
This isn't a bad time, is it?
Kötü bir zaman değil, di mi?
Listen, this is a really bad time to talk to me. Could I...
Dinle, konuşmak için hiç uygun bir zaman değil.
- This is a very bad time for me.
Hiç uygun bir zaman değil.
This is a bad time for him to go, with all the trouble.
Böyle bunalımlı bir dönemde, gitmesi doğru değil.
I know this is a bad time.
Bunun kötü bir zaman olduğunu biliyorum.
Franz, this is a bad time.
Franz, kötü bir zaman.
Is this a bad time?
Bu kötü bir zaman mı?
So I guess this is a bad time, huh?
Bu kötü bir zamanlama, öyle mi?
This is a bad time?
Kötü zamanlama mı?
Is this... a bad time?
Uygunsuz bir zaman mı?
Is this a bad time? You seem upset.
Zamanlamam kötü mü?
This is a bad time.
- Başka zaman gelsem daha iyi. - Olur mu hiç!
- If this is a bad time...
- Kötü bir zamansa...
There comes a time when all is sad, when you're alone, it feels so bad. You see, Engineer, after this massacre the voters are furious.
Bu katliam yüzünden seçmenler bana çok öfkelendi.
This is a bad time.
- Bakın bu kötü bir zaman.
- Scully, this is a bad time for me to talk.
- Scully, şu an konuşamam.
This is a bad time to develop ignorance.
Sırtını dönmek için uygun zaman değil.
I can come back later if this is a bad time.
Kötü bir zamansa daha sonra gelebilirim.
This is a bad time.
Uygun değilim.
- If this is a bad time, I... - No! I just...
- Eğer kötü bir zamansa..
Listen, if, if this is a bad time for you, I can - I can always come back later.
Dinle, eğer senin için uygun bir zaman değilse daha sonra da gelebilirim.
Oh, Mrs. Hamilton, this is a very bad time.
Oh, Bayan Hamilton, çok kötü bir zamanda aradınız.
Unless this is a bad time.
Şu an kötü bir zamanlama değilse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]