Isn't it awful translate Turkish
117 parallel translation
Oh, isn't it perfectly awful?
Oh, son derecede korkunç değil mi?
Isn't it awful?
Ne kötü, değil mi?
I know it's awful, but it isn't your fault.
Korkunç bir şey biliyorum ama senin suçun değil.
Yes, isn't it awful?
Evet, korkunç değil mi?
- Isn't it awful?
- Korkunç, değil mi?
Isn't it awful about people meaning to be kind?
İnsanların nazik olmak istemesi ne korkunç, değil mi?
Oh, I know it's awful, Uncle Ralph, but it's better than being unappy for the rest of my life, isn't it?
Biliyorum bu korkunç, Ralph amca, hayatımın geri kalanını mutsuz geçirmekten daha iyidir, değil mi?
Isn't it awful?
Ne korkunç değil mi?
Oh, isn't it awful?
Ne korkunç, değil mi?
Isn't it perfectly awful?
Berbat, değil mi?
Isn't it an awful joke, honey?
Kötü bir şaka gibi, değil mi tatlım?
Isn't it awful?
Sence de kötü değil mi?
- Awful, isn't it?
- Korkunç, değil mi?
It's awful how easy it is to get demoralized, isn't it?
Moralim ne kolay bozuluyor.
Isn't it awful?
Rezalet değil mi?
Awful, isn't it, sir?
Korkunç, değil mi, efendim?
Awful, isn't it?
Garip değil mi?
Simon, isn't it too awful?
Simon, ürpertici değil mi?
Yeah, isn't it awful?
Evet, çok üzücü değil mi?
Isn't it simply awful?
Sizce de çok korkunç değil mi?
Isn't it awful when a dancer gets fat?
Bir dansçının şişmanlaması berbat bir şey değil mi?
Isn't it awful?
Berbat, değil mi? Tanrım!
Isn't it awful?
Berbat değil mi?
Isn't it awful here?
Burası müthiş bir yer, değil mi?
Violet, isn't it awful about Mr. Hart?
Violet, Bay Hart'ın durumu korkunç, değil mi?
It's awful to be out of work, isn't it, Miss Hannigan?
İşsiz kalmak korkunç birşey, değil mi, Bn. Hannigan?
- Yes, Dr. Peters, isn't it awful?
- Evet, Dr. Peters, berbat değil mi?
- Bloody awful road, isn't it?
- Ne korkunç yol değil mi?
- Kyoko. It's awful, isn't it?
- Kyoko, bu berbat öyle değil mi?
Love is awful, isn't it?
Aşk berbat, değil mi?
It's awful, isn't it, at my age to be floundering around so?
Benim yaşımdaki birinin daha ne istediğini bilmemesi çok kötü, değil mi?
Yeah, isn't it awful what you can get from a toilet seat?
Tuvalet oturağından birçok hastalık kapabilirsin. - İçkini beğendin mi Dex?
Yeah. God, isn't it awful about Nick Lang?
Nick Lang'in başına gelenler çok kötü değil mi?
It's awful to see us like this, isn't it?
Bizi bu şekilde görmesi çok kötü değil mi?
It isn't 25,000, that's an awful lot of money.
25,000 çıkmaz, bu epey fazla para.
It seems as if bad food is the only way I can be alone with you. It is fairly awful, isn't it?
Görünen o ki kötü yiyecekler seninle yalnız kalabilmenin tek yolu.
It's awful, isn't it?
Korkunç, değil mi?
Isn't it awful?
Çok kötü, değil mi?
Awful, isn't it?
Korkunç degil mi?
I know, isn't it awful?
Biliyorum. Korkunç değil mi?
God, isn't it awful?
Tanrım, berbat değil mi?
- It's awful, isn't it?
- Korkunç, değil mi?
That's awful, isn't it, Grandpa Satan?
Bu çok korkunç değil mi, Büyük baba Satan?
It's awful, isn't it?
Berbat durumda, değil mi?
It's awful about that boy, isn't it?
Şu gencin başına gelenler, çok üzücü değil mi?
Oh, yeah. Awful, isn't it?
Oh, evet, Ne fena değil mi?
Yeah. Awful, isn't it?
Oh, evet, Ne fena değil mi?
Isn't it awful how that man beat her?
Böyle bir kadının dayak yemesi ne kötü bir şey, değil mi?
but two girls are missing and that's an awful lot of baggage, isn't it?
Ama iki kız kayıp. Bu yük fazla ağır, değil mi?
We think the same, isn't it awful?
Aynı şeyleri düşünüyoruz, korkunç değil mi?
It's awful, isn't it?
Ne kötü değil mi?
isn't it 16586
isn't it lovely 28
isn't it romantic 18
isn't it cute 23
isn't it obvious 217
isn't it beautiful 126
isn't it great 166
isn't it awesome 28
isn't it funny 28
isn't it nice 46
isn't it lovely 28
isn't it romantic 18
isn't it cute 23
isn't it obvious 217
isn't it beautiful 126
isn't it great 166
isn't it awesome 28
isn't it funny 28
isn't it nice 46