Isn't that beautiful translate Turkish
159 parallel translation
Isn't that beautiful.
Aman ne güzel.
Isn't that beautiful?
Çok güzel, değil mi?
There isn't any need for that sort of thing in this beautiful, private world you have.
Burası çok güzel ve tamamen size ait bir dünya, başka şeye ihtiyacınız yok.
Now, isn't that beautiful?
- Şimdi bu güzel değil mi?
Isn't that beautiful?
Güzel değil mi?
- Isn't that beautiful?
- Çok güzel değil mi?
Isn't that beautiful, probation?
Deneme süresi çok hoş, değil mi?
Isn't that the most beautiful furniture you ever saw?
Gördüğün en güzel mobilya değil mi?
That's beautiful, isn't it?
Çok güzel, değil mi?
Mike, isn't that the most beautiful thing you ever heard?
Mike, bu duyduğun en güzel şey değil mi?
Excuse me, isn't she that American actress? - Yes. - She's so beautiful!
Şu bayan Amerikalı oyuncu, değil mi?
Isn't that beautiful?
Güzeldi, değil mi?
Jane, isn't that a beautiful doll?
Hepsi senin için. Jane, ne güzel bir bebek değil mi?
God, isn't that just beautiful?
Ne kadar güzel!
I suppose man believes in his beauty only because he is vain and he suspects that he isn't really beautiful.
Bana göre, insan kendi güzelliğine sırf kibirinden dolayı inanmaktadır ve aslında güzel olmadığından kuşkulanmaktadır.
- Isn't that beautiful!
Ne kadar da güzel!
Isn't that "Dial a beautiful thought for the day"?
"Gün için güzel bir düşünce skalası" değil mi bu?
Darling, isn't that beautiful?
Aşkım, çok güzel, değil mi?
Isn't that beautiful?
Harika, değil mi?
That white house, isn't it beautiful?
Şu beyaz ev ne güzel değil mi, İspanyol evlerine benziyor.
That is a beautiful ocean today, isn't it?
Bugün okyanus çok güzel, değil mi?
- Isn't that a beautiful chord?
- Çok güzel bir müzik değil mi?
Isn't that beautiful.
Ne kadar güzel değil mi?
Isn't that beautiful?
Bu şahane değil mi?
Now, isn't that absolutely beautiful?
Bu kesinlikle fevkalade, değil mi?
That isn't beautiful at all!
Bu hiç güzel değil!
That isn't beautiful!
Hiç güzel bir resim değil!
That's the beautiful part of it, isn't it?
Bu, onun güzel bir parçası, değil mi?
Isn't that beautiful?
Ne güzel değil mi?
Isn't that beautiful?
Görüyor musun, ne kadar güzel.
Isn't that beautiful?
Çok güzel değil mi?
Oh, my God, isn't that beautiful?
Tanrım, çok güzel değil mi?
Isn't that beautiful?
Ne güzel, degil mi?
Isn't that moon beautiful?
Çok güzel değil mi?
Isn't that beautiful?
Harika değil mil?
Isn't that beautiful, Mrs. De Voto?
Ne güzel değil mi, Bayan De Voto?
Rudy, isn't that a beautiful car?
Rudy, ne kadar güzel araba değil mi?
- Isn't that beautiful?
- Ne kadar güzel, değil mi?
Isn't that beautiful?
Ne kadar güzel, değil mi?
Isn't that beautiful?
Muhteşem, değil mi?
Isn't that cute? Okay, so she's beautiful and gorgeous and all that, but, Al, so is Marcie, and what's more, Marcie has inner beauty.
Tamam, çok güzel ve harikulade fakat Marcie de öyle.
- Now isn't that beautiful?
- Bir intihar olarak görülecek.
Isn't that a beautiful word?
Güzel bir sözcük, değil mi?
Well, isn't that just beautiful?
Şey, bu çok güzel değil mi?
Isn't that beautiful?
Bu güzel değil mi?
You can't really see how beautiful it is... with the lights on. Isn't that amazing?
ışıklar açıkken ne kadar güzel olduğunu gerçekten göremiyorsun... bu şaşırtıcı değil mi?
That's your mother, it is beautiful, isn't it?
Onun annesi mi? Güzelmiş, değil mi?
See. - Isn't that beautiful?
Görüyor musun?
- Isn't that beautiful?
- Çok güzel, değil mi?
Yeah, yeah, that butler idea, that's beautiful, isn't it?
Evet, uşak hikâyesi çok güzel, değil mi?
Isn't that beautiful?
Güzel, değil mi?
isn't that the point 36
isn't that enough 159
isn't that what you wanted 60
isn't that crazy 40
isn't that right 1289
isn't that nice 131
isn't that great 227
isn't that cute 44
isn't that lovely 31
isn't that something 73
isn't that enough 159
isn't that what you wanted 60
isn't that crazy 40
isn't that right 1289
isn't that nice 131
isn't that great 227
isn't that cute 44
isn't that lovely 31
isn't that something 73